Giriş

Bize Ubeyydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Şu‘be, ona Adiy b. Sâbit, ona Abdullah b. Yezid, ona da Zeyd b. Sabit (ra) şöyle demiştir: "Nebi (sav) Uhud Savaşına çıktığı zaman, onunla birlikte çıkanlardan bazı kimseler (savaşmadan) geri döndü. Nebi’nin (sav) ashabı (onlar hakkında) iki gruba ayrıldı. Bir grup “Onlarla savaşırız” dedi. Bir diğer grup “Hayır onlarla savaşmayız” dedi. Bunun üzerine “Allah kendilerini kazandıkları yüzünden baş aşağı yıkıvermişken münafıklar hakkında ne diye iki gruba ayrıldınız?” [Nisa, 4/88] ayeti indi."


    Öneri Formu
13419 M007031 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 6

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder ve Abdurrahman, onlara Şu‘be, ona Adiy, ona da Abdullah b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Zeyd b. Sabit (rav) “Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz” (Nisa, 4/88) âyeti hakkında şöyle demiştir: Nebi’nin (sav) ashabından bazı kimseler Uhud Savaşından geri döndüler. İnsanlar da onlar hakkında iki gruba ayrıldı. Bir grup (Hz. Peygamber'e) “bunları öldür” diyor, diğer grup ise karşı çıkıyordu. Bunun üzerine “Size ne oluyor ki, o münafıklar hakkında iki fırkaya ayrıldınız” [Nisa, 4/88] ayeti indi ve Rasulullah (sav) “Burası (Medine), Taybe’dir. Burası, ateşin, gümüşün pisliğini gidermesi gibi pis insanları giderir (dışarı atar)” buyurdu."


    Öneri Formu
31706 B004589 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 15

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder ve Abdurrahman, onlara Şu‘be, ona Adiy, ona da Abdullah b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Zeyd b. Sabit (rav) “Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz” (Nisa, 4/88) âyeti hakkında şöyle demiştir: Nebi’nin (sav) ashabından bazı kimseler Uhud Savaşından geri döndüler. İnsanlar da onlar hakkında iki gruba ayrıldı. Bir grup (Hz. Peygamber'e) “bunları öldür” diyor, diğer grup ise karşı çıkıyordu. Bunun üzerine “Size ne oluyor ki, o münafıklar hakkında iki fırkaya ayrıldınız” [Nisa, 4/88] ayeti indi ve Rasulullah (sav) “Burası (Medine), Taybe’dir. Burası, ateşin, gümüşün pisliğini gidermesi gibi pis insanları giderir (dışarı atar)” buyurdu."


    Öneri Formu
287290 B004589-2 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 15


    Öneri Formu
40982 HM002921 İbn Hanbel, I, 317

Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırdığında “Allah'ım, Falancaya ve Filâncaya et lanet et” diye münafıklardan bazı kişilere beddua etti. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"


    Öneri Formu
25085 N001079 Nesai, Tatbik, 31

Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Ebu Nuh, ona İkrime b. Ammar, ona Simak el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona da Ömer b. Hattab şöyle rivayet etmiştir: "Bedir günü olduğunda (ve) Hz. Peygamber (sav) esirler karşılığında fidye aldı. Bunun üzerine Allah “Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu” (Enfal, 67-68) ayetlerini indirdi. Daha sonra Allah, onlar için ganimetleri helal kıldı." [Ebu Davud der ki: Ebu Nuh'un isminin Ahmed b. Hanbel'e sorulduğunu işittim. O, onun ismini ne yapacaksın! Onun ismi, kötü bir isimdir dedi. Ebu Davud der ki: Ebu Nuh'un ismi, Kurâd'dır. Ancak doğrusu onun ismi Abdurrahman b. Ğazvan'dır.]


    Öneri Formu
16289 D002690 Ebu Davud, Cihad, 121

Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbe­na leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"


    Öneri Formu
31676 B004559 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 9

Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbe­na leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi" [Bu hadîsi İshâk b. Râşid el-Harrânî de ez-Zuhrî'den rivayet et­ti.]


    Öneri Formu
287604 B004559-2 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 9

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona da Abdullah b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Zeyd b. Sabit (rav) “Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz” (Nisa, 4/88) ayeti hakkında şöyle demiştir: Nebi’nin (sav) ashabından bazı kimseler Uhud Savaşından geri döndüler. İnsanlar da onlar hakkında iki gruba ayrıldı. Bir grup (Hz. Peygamber'e) “bunları öldür” diyor, diğer grup ise karşı çıkıyordu. Bunun üzerine “Size ne oluyor ki, o münafıklar hakkında iki fırkaya ayrıldınız” [Nisa, 4/88] ayeti indi ve Rasulullah (sav) “Burası (Medine), Taybe’dir. Burası, ateşin, demirin pisliğini gidermesi gibi pis insanları giderir (dışarı atar)” buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Abdullah b. Yezid adındaki ravi ise el-Ensarî, el-Hatmî nisbetiyle bilinir ve sahabiliği vardır.]


    Öneri Formu
18431 T003028 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 4


    Öneri Formu
18226 T003004 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 3