79 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Abdülvehhab es-Sekafî (Abdülvehhab b. Abdülmecid), ona Halid el-Hazzâ (İbn Mihran), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "İnsanlar namaz vaktini bildikleri bir şey ile belirleme işini konuştular. Bunun üzerine ateş yakmayı veya çan çalmayı zikrettiler. (Bunlar kabul görmeyince) Bilal'e ezan lafızları iki kez, kamet lafızlarını bir kez okuması emredildi."
Bize Muhammed b. Mansur et-Tusi, ona Yakub, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymi, ona Muhammed b. Abdullah b. Zeyd b. Abdurabbih, ona da Abdullah b. Zeyd şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), insanları namaza toplamak için kullanılacak bir çan edinilmesini emrettiği sırada ben, rüyamda, elinde çan taşıyan bir adamın yanımda belirdiğini gördüm. Ona, ey Allah'ın kulu, çanı bana satar mısın? diye sordum. Bana onunla ne yapacaksın? dedi. Ben de insanları onunla namaza davet edeceğim dedim. Bana, bundan daha hayırlısını sana göstereyim mi? diye sordu. Ben ise elbette dedim. (Adam), şöyle dersin dedi: Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur. Ardından (adam), biraz arkamda kaldı. Sonra da namaz için kamet getireceğin zaman da şöyle dersin dedi: Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Ben Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Ben Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Namaz başladı. Namaz başladı. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur. Uyandığımda Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldim ve rüyada gördüklerimi ona anlattım. O, şöyle buyurdu: "İnşallah bu, hak bir rüyadır. Haydi Bilal ile kalk, gördüklerini ona öğret, o da ezan okusun. Onun sesi senden daha gürdür." Ben, Bilal ile kalktım, gördüklerimi ona söyledim, o da ezan okudu. Ömer b. Hattâb evindeyken, ezanı işitti. Cübbesini sürükleyerek acelece (evden) çıktı ve şöyle dedi: Seni hak ile gönderene yemin olsun ki ya Rasulullah, onun gördüğünün bir benzerini ben de gördüm. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah'a Hamd olsun" buyurdu. [Ebu Davud şöyle dedi: Zührî de hadisi, Said b. Müseyyeb'den, o da Abdullah b. Zeyd'den bu şekilde rivayet etmiştir. İbn İshak, Zührî'den rivayet ettiği bu hadiste dört kere "Allah en büyüktür" demiştir. Mamer ve Yunus ise, Zührî'den rivayet ettikleri hadiste iki kere "Allah en büyüktür" demişlerdir.]
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Ebu Davud; (T) Bize Nasr b. Muhacir, ona Yezid b. Harun, ona Mesudi, ona Amr b. Mürre, ona İbn Ebu Leyla, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etti: Namaz ve oruç üç evre geçirdi. Ravi Nasr, hadisi uzunca nakletti. İbn Müsenna, hadisi kısa bir şekilde, sadece namazın Beyt-i Makdis'e doğru kılınması ile alakalı kıssayı nakletti. (Namazın) üçüncü evresi şöyleydi: Hz. Peygamber (sav), Medine'ye geldi ve on üç ay boyunca Beyt-i Makdis'e doğru namaz kıldı. Ardından Allah Teâlâ, 'Yüzünün semaya dönüp durduğunu görüyoruz. Seni, razı olduğun bir kıbleye yönlendireceğiz. Yüzünü, Mescid-i Haram tarafına çevir. Sizler de nerede olursanız olun yüzünüzü oraya çevirin' ayetini indirdi. Yani Allah Teâlâ O'nun yüzünü Kâbe'ye çevirdi. İbn Müsenna'nın rivayeti bu şekildedir. Ravi Nasr, rivayetinde bir önceki hadiste rüya gören kimsenin ismini açıklamış ve şöyle rivayet etmiştir: Ensar'dan biri olan Abdullah b. Zeyd geldi ve kıbleye yönelip şöyle dedi: Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasulüdür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasulüdür, iki kere haydi namaza, iki kere haydi kurtuluşa, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah yoktur. Sonra biraz durdu, ardından (bir daha) kalktı ve benzer şeyler söyledi. Ancak bu defa, haydi namaza cümlesinden sonra 'namaz vakti girdi' namaz vakti cümlelerini ilave etti. Muaz b. Cebel, Hz. Peygamber'in (sav) '(ezanı) Bilal'e öğret' diye buyurduğunu ifade etti. Bilal de ezanı okudu. [Ravi Nasr, oruç hakkında şunları anlattı: Rasulullah (sav), her aydan üç gün ve (bir de) âşûrâ orucunu tutardı. Allah Teâlâ, 'Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı' ayetini '...fakirlerin yemeği' kısmına kadar indirdi. Bundan sonra, dileyen oruç tuttu, dileyen de oruç tutmayıp her gün fakirlere yemek yedirdi ve bu, onlardan sorumluluğu kaldırdı. Bu orucun bir evresiydi. Ardından Allahu Teâlâ, 'İçerisinde Kur'ân'ın indirildiği Ramazan ayı' ayetini 'diğer günlerde' kısmına kadar indirdi. Böylece oruç, Ramazan ayına erişene kesin olarak farz kılınmış oldu. Yolcuya kaza etmesi, orucu tutamayan yaşlı erkek ve kadınlara da yemek yedirmeleri ruhsatı verildi. (Sahabi) Sırma, bütün gün çalışmış olarak geldi. Ravi, hadisin kalan kısmını rivayet etti.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hammâd b. Halid, ona Muhammed b. Amr, ona Muhammed b. Abdullah, ona da amcası Abdullah b. Zeyd şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), ezan konusunda bazı şeyler yapmak istedi ancak hiçbirini yapmadı. (Ravi Muhammed b. Abdullah), 'Abdullah b. Zeyd'e, rüyasında ezan gösterildi. O da Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve ona rüyasını anlattı' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'onu Bilal'e öğret' diye söyledi. O, Bilal'e öğretti, Bilal de ezanı okudu. Abdullah, 'ezanı (rüyamda) ben gördüm, onu ben okumak isterdim' dedi. Rasulullah (sav), 'sen de kamet getir' diye buyurdu."
Bize Abbad b. Musa el-Hutelî ve Ziyad b. Eyyüb -Eyyüb'ün rivayeti daha tamdır-, onlara Hüşeym, ona Ebu Bişr -Ziyad, (Abbad gibi an'ane ile değil), ihbâren rivayet etmiştir-, ona Ebu Umeyr b. Enes, ona da Ensar'dan olan halası şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), insanları nasıl namaza toplayacağı hakkında düşünüp duruyordu. Kendisine, namaz vakti geldiğinde bir bayrak dikmesi teklifinde bulunuldu; böylece insanlar onu görecekler ve birbirlerine haber vereceklerdi. Ancak bu teklif onun hoşuna gitmedi. Kendisine borazan (kullanılması) teklif edildi. (Ravi) Ziyad, Yahudilerin borazanı teklif edildi diye rivayette bulundu. Bu teklif de onun hoşuna gitmedi ve "o, Yahudiler'in adetidir," diye reddetti. Çan (çalınması da) kendisine teklif edildiyse de "o, Hristiyan adetidir" diye reddetti. Abdullah b. Zeyd b. Abdurabbih, Hz. Peygamber'in (sav) düşünceli halini kendine dert edinerek onun huzurundan ayrıldı. Rüyasında ezanı gördü. Ertesi sabah, hemen Rasulullah'ın (sav) huzuruna gitti ve durumu ona anlattı. Ona, Ya Rasulullah, ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri bana geldi ve bana ezanı gösterdi dedi. Ömer b. Hattab ise, bu rüyayı günler önce görmüş ancak yirmi gün boyunca onu gizlemişti. Sonra o da Hz. Peygamber'e (sav) durumu haber verdi. Rasulullah (sav), Ömer'e "Bunu bana niçin haber vermedin?" diye sordu. O da Abdullah b. Zeyd benden önce davrandı, utanmıştım dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Bilal, kalk da Abdullah b. Zeyd'in sana dediklerini yap" buyurdu. Bilal de gidip ezanı okudu. [Ebu Bişr, Ebu Umeyr'den naklen anlattığına göre Ensar, Abdullah b. Zeyd o gün hasta olmasaydı Hz. Peygamber'in (sav) onu müezzin yapacağını söylerdi.]
İbn Sâd'ın Tabakât'ında aktardığına göre, Efendimiz, Medine'ye geldikten sonra on altı ay Kudüs'e doğru namaz kıldı. Bedir Savaşından iki ay önce kıble Kabe'ye çevrildi. el-Fazl'ın bir isnadla haber verdiğine göre, Efendimiz, Kudüs'e doğru on altı veya on yedi ay namaz kıldı.Kıblenin tekrar Kabe'ye çevrilmesi Peygamberimizi memnun etmişti. Oraya doğru bir namaz kılmış , belki de İkindi namazını kılmış, beraberinde de bir cemaat hazır bulunmuştu. Bunlardan biri bir namazgahta namaz kılanlara rastladı. Onlar tam rukudayken, Ben şehadet ederim ki, Peygamberimizle Mekke'ye doğru namaz kıldım diye seslendi. Cemaat Kudüs yönünden Mekke'ye döndü. Affân'ın Enes b. Malik'e dayandırdığı başka bir rivayete göre, Efendimiz, Kudüs'e doğru namaz kıldığı sırada "Elbette ilâhî buyruğu bekleyerek yüzünün semada aranıp durduğunu görüyoruz. Artık müsterih ol, işte memnun olacağın kıbleye seni yöneltiyoruz. Hadi çevir yüzünü Mescid-i Haram’a doğru! Kendilerine Kitap verilmiş olanlar, kıbleyi çevirmenin gerçekten Rableri tarafından olduğunu bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. " (Bakara 2:144)âyeti indi. Benû Seleme'den bir adam sabah namazında insanlar rukudayken yetişti de kıble Kabe'ye çevrildi diye bağırdı.Cemaat bunun üzerine Ka'be'ye yöneldi. İsmail b. Abdullah'ın aktardığı bir başka rivayette Abdullah el-Müzenî'nin dedesi anlatıyor: Hazreti Peygamber Medine'ye geldiklerinde on yedi ay Kudüs'e doğru namaz kılmışlardır.
Açıklama: Hadisin isnadı ilgili eserin bir önceki rivayetine matuftur. Yani isnadı muntakı' değildir. İsnadın burada zikredilmeyen iki ravisi vardır ki onlar Abdullah b. Zeyd ve Enes b. Malik olup aşağıda raviler bölümünde verilmiştir.