172 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. Davud, ona Nâfi b. Ömer, ona İbn Ebu Müleyke, ona İbn Zübeyir şöyle rivayet etmiştir: "Seslerinizi peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin" (Hucurât, 2) ayeti indikten sonra Hz.Ömer, Allah Rasulü'nün (sav) huzurunda o kadar sessiz konuşurdu ki Hz. Peygamber (sav) onun sözünü anlamak için tekrar sorardı.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Ebû Saîd b. el-A’râbî, ona el-Hasan b. Muhammed ez-Za’ferânî, ona Muhammed b. Ubeyd et-Tanâfisî, ona Muhammed b. Amr, ona Yahya b. Abdurrahman b. Hâtıb, ona Abdullah b. ez-Zübeyr b. el-Avvâm, ona da ez-Zübeyr b. el-Avvâm şöyle demiştir: “Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler” (Zümer, 31) meâlindeki âyet gelince Zübeyr şöyle dedi: “-Ey Allah’ın rasûlü! Dünyada birbirimize karşı işlediğimiz kusurların muhâkemesi âhirette tekrar edilecek mi?” “- Evet, birbirinize karşı işlediğiniz kusurların muhakemesi ahirette mutlaka tekrar edilecek ve neticede her hak sahibine hakkı mutlaka verilecektir.” Bunun üzerine Zübeyr, “Vallahi o zaman iş çok çetin olacatır” dedi.
Bize Yunus, ona Hammâd b. Zeyd, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Şarabın haram kılındığı gün ben kavme içki dağıtıyordum. Arkadaşları Ebu Talha'nın yanında toplanmışlardı. Bir adam gelip "Dikkat ediniz! İçki haram kılındı." dedi. Ebu Talha bana "çık bak bakalım" dedi. Ben de çıkıp baktım. Bir tellal'ın "Dikkat ediniz! Hiç şüphesiz içki haram kılındı" diye bağırdığını işittim. (Ebu Talha'ya durumu) bildirdim. Bana "git (şarapları) dök" dedi. Ben de gidip döktüm. Halktan bazıları; "Süheyl b. Beyzâ karnında şarap olduğu halde öldürüldü." (onların durumu nasıl olacak?)" dediler. Bunun üzerine Allah (ac) şu âyeti indirdi: "İman edip güzel işler yapanlar, bundan böyle haramdan sakınıp iman ederek güzel işler yaptıkları, sonra takvâlarında ve imanlarında sebat ettikleri, sonra da takvâlarını daha da güzelleştirerek iyilik yaptıkları takdirde, daha önce tatmış oldukları şeylerden dolayı onlara bir günah yoktur. Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenleri sever." (el-Mâide, 5/93). Onların şarabı o gün olgun ve ham hurmadan yapılmış "fadîh" denilen bir içkiydi.