Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) aramızda kalktı ve şu beş şeyi söyledi: "Şüphesiz Allah (ac) uyumaz. Uyuma ihtiyacı yoktur. Terazinin kefelerini O indirir ve kaldırır. Gündüzün amelinden önce gecenin ameli, gecenin amelinden önce gündüzün ameli ona sunulur. Onun hicabı nurdur." [-Ebu Bekir rivayetine göre ateştir-.] "Eğer o hicabını açsaydı yüzünün nuru, bakışının ulaştığı tüm mahlukatı yakıp geçerdi." [Ebu Bekir, el-A'meş'ten rivayetinde (حَدَّثَنَا) lafzını kullanmamıştır.]


    Öneri Formu
1153 M000445 Müslim, İman, 293

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Atâ b. Yezid el-Leysî'nin naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara şunu söylemiştir: (Bir gün) insanlar, Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "On dördünde önünde bulut yokken ayı görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Onlar 'Hayır, Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O; "Önünde bulut yokken güneşi görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Ashab, 'Hayır' deyince şöyle buyurdu: "Sizler Allah'ı (cc) da böyle göreceksiniz. Kıyamet gününde insanlar haşr edilecek ve herhangi bir şeye ibadet eden kim varsa (onu) izlesin, arkasından gitsin, denilecek. Kimileri güneşin arkasından gidecek, kimileri ayın arkasından, kimileri tâğûtların (Allahtan başka batıl ilahların) arkasından gidecek. Aralarında münafıkları da bulunduğu halde bu ümmet kalacak. Allah onlara tecelli ederek 'Ben Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'Rabbimiz bize gelinceye kadar biz burada kalacağız. Rabbimiz gelince biz onu tanırız' diyecekler. Bu sefer Allah onlara tecelli ederek tekrar 'Ben Rabbinizim' buyuracak. Onlar da, 'Sen Rabbimizsin' diyecekler. Bunun üzerine onları çağıracak, sonra da cehennemin iki tarafı arasına Sırat (köprüsü) kurulacak. Ümmeti ile beraber rasuller arasından ilk geçecek kişi ben olacağım. O gün rasuller dışında hiç kimse konuşamayacaktır. Rasullerin de o gün söyleyecekleri söz; 'Allah'ım esenliğe kavuştur, Allah'ım esenliğe kavuştur' demek olacaktır. Cehennemde sa'dân dikeni gibi kancalar vardır. Siz sa'dân dikenini hiç gördünüz mü?" buyurdu. Ashab, 'Evet' dediler. Şöyle devam etti: "O kancalar sa'dân dikeni gibidir fakat bunların ne kadar büyük olduklarını Allah'tan başkası bilemez. Bu dikenler insanları amellerine göre yakalar. Kimisi ameli sebebi ile helak olur, kimisi parça parça edilir, sonra kurtulur. Nihayet Allah, cehennem halkından dilediği kimselere rahmet etmeyi murat edeceği zaman meleklere, (dünyada iken) Allah'a ibadet eden kimseleri çıkarmalarını emredecektir. Melekler o kimseleri çıkartacaklar, onları (vücutlarındaki) secde izleriyle tanıyacaklardır. -Allah, cehennem ateşine secde izi olan yerleri yakmayı haram kılmıştır.- Böylelikle onlar cehennemden çıkacaklar. Ateş Âdemoğlunu secde izleri dışında yakar. Bunlar cehennem ateşinden yanmaktan kararmış halleri ile çıkartılacaklar. Üzerlerine mâu'l-hayat: hayat suyu dökülecek, bir tohumun selin getirdikleri arasında bitip yeşermesi gibi yeşerecekler. Sonra Allah kullar arasında hükmünü verip bitirecek, geriye cennet ile cehennem arasında bir kişi kalacak. Bu kişi cehennemlikler arasından cennete en son girecek kişi olacak. Yüzü ateşe doğru dönük olduğu halde 'Rabbim, yüzümü ateşten başka tarafa cevir çünkü onun kokusu beni zehirledi, alevi beni yaktı' diyecek. (Yüce Allah ona); Bu istediğin sana verilecek olursa acaba daha başka bir şey istemeyecek misin? buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır' diyecek, sonra da Allah'a dilediği yeminleri edecek, sözler verecek, Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Yüzünü cennete dönüp bakınca cennetin göz alıcılığını görecek ve Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak, sonra 'Rabbim! Beni hiç olmazsa cennetin kapısına yakın bir yere koy' diyecek. Allah (cc) 'Sen daha önceki dileğinden başka bir dilekte bulunmayacağına dair yeminler etmemiş, sözler vermemiş miydin?' buyuracak. O, 'Rabbim! Bari yarattıklarının en bedbahtı ben olmayayım' diyecek. Yüce Allah, 'Peki, ben sana bu istediklerini verecek olursam, daha başka bir şey istemeyecek misin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için bundan başka bir dileğim olmayacak' diyecek, arkasından da Rabbine dilediği ahitleri verecek, yeminleri edecek, Yüce Allah, onu cennetin kapısına doğru yaklaştıracak. Kapısına varacağı zaman cennetteki güzellikleri, oradaki parlaklığı ve sevinci görecek. Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak. Sonra, 'Rabbim, bari beni cennete sok' diyecek. Allah, 'Ey Âdemoğlu! Sen ne kadar da verdiğin sözde durmayan birisin. Sen, sana bu verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair sözler vermemiş, yeminler etmemiş miydin?' buyuracak. Adam, 'Rabb'im, hiç olmazsa beni yarattıklarının en bedbahtı yapma' diyecek. Aziz ve celil Allah bundan dolayı gülecek sonra cennete girmesine izin verip 'haydi iste' buyuracak. O da isteklerde bulunacak, nihayet istekleri bitince Aziz ve Celil Allah 'sen şunları şunları da iste' buyuracak ve Rabbi ona istediği şeyleri hatırlatacak. Nihayet istekleri bitince Yüce Allah ona, 'Bu dilediklerinle birlikte bir misli daha sana verilecek' buyuracak." Ebu Said el-Hudrî, Ebu Hureyre'ye (ra) dedi ki: Rasulullah (sav), "Allah, sana bu istediklerini ve onlarla birlikte on mislini daha verecek" buyurdu. Ebu Hüreyre, 'ben Rasulullah'tan (sav) onun ancak, "Sana bu istediklerin ve onlarla beraber bir misli daha verilecektir" sözünden başkasını ezberlemedim' deyince, Ebu Said, 'ben Hz. Peygamber'i (sav) "Bu sana on misli ile birlikte verilecektir" buyururken dinledim, dedi.


    Öneri Formu
5123 B000806 Buhari, Ezan, 129

Bize Yusuf b. Musa, ona Ebu Usâme, ona el-A‘meş, ona Hayseme, ona da Adiy b. Hâtim’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden hiçbir kimse yoktur ki, Rabbi onunla konuşmasın. (Bu konuşmada) onunla Allah arasında ne bir tercüman olur ne de bir perde bulunur."


    Öneri Formu
29836 B007443 Buhari, Tevhid, 24

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Atâ b. Yezid el-Leysî'nin naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara şunu söylemiştir: (Bir gün) insanlar, Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "On dördünde önünde bulut yokken ayı görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Onlar 'Hayır, Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O; "Önünde bulut yokken güneşi görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Ashab, 'Hayır' deyince şöyle buyurdu: "Sizler Allah'ı (cc) da böyle göreceksiniz. Kıyamet gününde insanlar haşr edilecek ve herhangi bir şeye ibadet eden kim varsa (onu) izlesin, arkasından gitsin, denilecek. Kimileri güneşin arkasından gidecek, kimileri ayın arkasından, kimileri tâğûtların (Allahtan başka batıl ilahların) arkasından gidecek. Aralarında münafıkları da bulunduğu halde bu ümmet kalacak. Allah onlara tecelli ederek 'Ben Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'Rabbimiz bize gelinceye kadar biz burada kalacağız. Rabbimiz gelince biz onu tanırız' diyecekler. Bu sefer Allah onlara tecelli ederek tekrar 'Ben Rabbinizim' buyuracak. Onlar da, 'Sen Rabbimizsin' diyecekler. Bunun üzerine onları çağıracak, sonra da cehennemin iki tarafı arasına Sırat (köprüsü) kurulacak. Ümmeti ile beraber rasuller arasından ilk geçecek kişi ben olacağım. O gün rasuller dışında hiç kimse konuşamayacaktır. Rasullerin de o gün söyleyecekleri söz; 'Allah'ım esenliğe kavuştur, Allah'ım esenliğe kavuştur' demek olacaktır. Cehennemde sa'dân dikeni gibi kancalar vardır. Siz sa'dân dikenini hiç gördünüz mü?" buyurdu. Ashab, 'Evet' dediler. Şöyle devam etti: "O kancalar sa'dân dikeni gibidir fakat bunların ne kadar büyük olduklarını Allah'tan başkası bilemez. Bu dikenler insanları amellerine göre yakalar. Kimisi ameli sebebi ile helak olur, kimisi parça parça edilir, sonra kurtulur. Nihayet Allah, cehennem halkından dilediği kimselere rahmet etmeyi murat edeceği zaman meleklere, (dünyada iken) Allah'a ibadet eden kimseleri çıkarmalarını emredecektir. Melekler o kimseleri çıkartacaklar, onları (vücutlarındaki) secde izleriyle tanıyacaklardır. -Allah, cehennem ateşine secde izi olan yerleri yakmayı haram kılmıştır.- Böylelikle onlar cehennemden çıkacaklar. Ateş Âdemoğlunu secde izleri dışında yakar. Bunlar cehennem ateşinden yanmaktan kararmış halleri ile çıkartılacaklar. Üzerlerine mâu'l-hayat: hayat suyu dökülecek, bir tohumun selin getirdikleri arasında bitip yeşermesi gibi yeşerecekler. Sonra Allah kullar arasında hükmünü verip bitirecek, geriye cennet ile cehennem arasında bir kişi kalacak. Bu kişi cehennemlikler arasından cennete en son girecek kişi olacak. Yüzü ateşe doğru dönük olduğu halde 'Rabbim, yüzümü ateşten başka tarafa cevir çünkü onun kokusu beni zehirledi, alevi beni yaktı' diyecek. (Yüce Allah ona); Bu istediğin sana verilecek olursa acaba daha başka bir şey istemeyecek misin? buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır' diyecek, sonra da Allah'a dilediği yeminleri edecek, sözler verecek, Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Yüzünü cennete dönüp bakınca cennetin göz alıcılığını görecek ve Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak, sonra 'Rabbim! Beni hiç olmazsa cennetin kapısına yakın bir yere koy' diyecek. Allah (cc) 'Sen daha önceki dileğinden başka bir dilekte bulunmayacağına dair yeminler etmemiş, sözler vermemiş miydin?' buyuracak. O, 'Rabbim! Bari yarattıklarının en bedbahtı ben olmayayım' diyecek. Yüce Allah, 'Peki, ben sana bu istediklerini verecek olursam, daha başka bir şey istemeyecek misin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için bundan başka bir dileğim olmayacak' diyecek, arkasından da Rabbine dilediği ahitleri verecek, yeminleri edecek, Yüce Allah, onu cennetin kapısına doğru yaklaştıracak. Kapısına varacağı zaman cennetteki güzellikleri, oradaki parlaklığı ve sevinci görecek. Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak. Sonra, 'Rabbim, bari beni cennete sok' diyecek. Allah, 'Ey Âdemoğlu! Sen ne kadar da verdiğin sözde durmayan birisin. Sen, sana bu verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair sözler vermemiş, yeminler etmemiş miydin?' buyuracak. Adam, 'Rabb'im, hiç olmazsa beni yarattıklarının en bedbahtı yapma' diyecek. Aziz ve celil Allah bundan dolayı gülecek sonra cennete girmesine izin verip 'haydi iste' buyuracak. O da isteklerde bulunacak, nihayet istekleri bitince Aziz ve Celil Allah 'sen şunları şunları da iste' buyuracak ve Rabbi ona istediği şeyleri hatırlatacak. Nihayet istekleri bitince Yüce Allah ona, 'Bu dilediklerinle birlikte bir misli daha sana verilecek' buyuracak." Ebu Said el-Hudrî, Ebu Hureyre'ye (ra) dedi ki: Rasulullah (sav), "Allah, sana bu istediklerini ve onlarla birlikte on mislini daha verecek" buyurdu. Ebu Hüreyre, 'ben Rasulullah'tan (sav) onun ancak, "Sana bu istediklerin ve onlarla beraber bir misli daha verilecektir" sözünden başkasını ezberlemedim' deyince, Ebu Said, 'ben Hz. Peygamber'i (sav) "Bu sana on misli ile birlikte verilecektir" buyururken dinledim, dedi.


    Öneri Formu
278359 B000806-2 Buhari, Ezan, 129

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Atâ b. Yezid el-Leysî'nin naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara şunu söylemiştir: (Bir gün) insanlar, Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "On dördünde önünde bulut yokken ayı görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Onlar 'Hayır, Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O; "Önünde bulut yokken güneşi görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Ashab, 'Hayır' deyince şöyle buyurdu: "Sizler Allah'ı (cc) da böyle göreceksiniz. Kıyamet gününde insanlar haşr edilecek ve herhangi bir şeye ibadet eden kim varsa (onu) izlesin, arkasından gitsin, denilecek. Kimileri güneşin arkasından gidecek, kimileri ayın arkasından, kimileri tâğûtların (Allahtan başka batıl ilahların) arkasından gidecek. Aralarında münafıkları da bulunduğu halde bu ümmet kalacak. Allah onlara tecelli ederek 'Ben Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'Rabbimiz bize gelinceye kadar biz burada kalacağız. Rabbimiz gelince biz onu tanırız' diyecekler. Bu sefer Allah onlara tecelli ederek tekrar 'Ben Rabbinizim' buyuracak. Onlar da, 'Sen Rabbimizsin' diyecekler. Bunun üzerine onları çağıracak, sonra da cehennemin iki tarafı arasına Sırat (köprüsü) kurulacak. Ümmeti ile beraber rasuller arasından ilk geçecek kişi ben olacağım. O gün rasuller dışında hiç kimse konuşamayacaktır. Rasullerin de o gün söyleyecekleri söz; 'Allah'ım esenliğe kavuştur, Allah'ım esenliğe kavuştur' demek olacaktır. Cehennemde sa'dân dikeni gibi kancalar vardır. Siz sa'dân dikenini hiç gördünüz mü?" buyurdu. Ashab, 'Evet' dediler. Şöyle devam etti: "O kancalar sa'dân dikeni gibidir fakat bunların ne kadar büyük olduklarını Allah'tan başkası bilemez. Bu dikenler insanları amellerine göre yakalar. Kimisi ameli sebebi ile helak olur, kimisi parça parça edilir, sonra kurtulur. Nihayet Allah, cehennem halkından dilediği kimselere rahmet etmeyi murat edeceği zaman meleklere, (dünyada iken) Allah'a ibadet eden kimseleri çıkarmalarını emredecektir. Melekler o kimseleri çıkartacaklar, onları (vücutlarındaki) secde izleriyle tanıyacaklardır. -Allah, cehennem ateşine secde izi olan yerleri yakmayı haram kılmıştır.- Böylelikle onlar cehennemden çıkacaklar. Ateş Âdemoğlunu secde izleri dışında yakar. Bunlar cehennem ateşinden yanmaktan kararmış halleri ile çıkartılacaklar. Üzerlerine mâu'l-hayat: hayat suyu dökülecek, bir tohumun selin getirdikleri arasında bitip yeşermesi gibi yeşerecekler. Sonra Allah kullar arasında hükmünü verip bitirecek, geriye cennet ile cehennem arasında bir kişi kalacak. Bu kişi cehennemlikler arasından cennete en son girecek kişi olacak. Yüzü ateşe doğru dönük olduğu halde 'Rabbim, yüzümü ateşten başka tarafa cevir çünkü onun kokusu beni zehirledi, alevi beni yaktı' diyecek. (Yüce Allah ona); Bu istediğin sana verilecek olursa acaba daha başka bir şey istemeyecek misin? buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır' diyecek, sonra da Allah'a dilediği yeminleri edecek, sözler verecek, Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Yüzünü cennete dönüp bakınca cennetin göz alıcılığını görecek ve Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak, sonra 'Rabbim! Beni hiç olmazsa cennetin kapısına yakın bir yere koy' diyecek. Allah (cc) 'Sen daha önceki dileğinden başka bir dilekte bulunmayacağına dair yeminler etmemiş, sözler vermemiş miydin?' buyuracak. O, 'Rabbim! Bari yarattıklarının en bedbahtı ben olmayayım' diyecek. Yüce Allah, 'Peki, ben sana bu istediklerini verecek olursam, daha başka bir şey istemeyecek misin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için bundan başka bir dileğim olmayacak' diyecek, arkasından da Rabbine dilediği ahitleri verecek, yeminleri edecek, Yüce Allah, onu cennetin kapısına doğru yaklaştıracak. Kapısına varacağı zaman cennetteki güzellikleri, oradaki parlaklığı ve sevinci görecek. Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak. Sonra, 'Rabbim, bari beni cennete sok' diyecek. Allah, 'Ey Âdemoğlu! Sen ne kadar da verdiğin sözde durmayan birisin. Sen, sana bu verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair sözler vermemiş, yeminler etmemiş miydin?' buyuracak. Adam, 'Rabb'im, hiç olmazsa beni yarattıklarının en bedbahtı yapma' diyecek. Aziz ve celil Allah bundan dolayı gülecek sonra cennete girmesine izin verip 'haydi iste' buyuracak. O da isteklerde bulunacak, nihayet istekleri bitince Aziz ve Celil Allah 'sen şunları şunları da iste' buyuracak ve Rabbi ona istediği şeyleri hatırlatacak. Nihayet istekleri bitince Yüce Allah ona, 'Bu dilediklerinle birlikte bir misli daha sana verilecek' buyuracak." Ebu Said el-Hudrî, Ebu Hureyre'ye (ra) dedi ki: Rasulullah (sav), "Allah, sana bu istediklerini ve onlarla birlikte on mislini daha verecek" buyurdu. Ebu Hüreyre, 'ben Rasulullah'tan (sav) onun ancak, "Sana bu istediklerin ve onlarla beraber bir misli daha verilecektir" sözünden başkasını ezberlemedim' deyince, Ebu Said, 'ben Hz. Peygamber'i (sav) "Bu sana on misli ile birlikte verilecektir" buyururken dinledim, dedi.


    Öneri Formu
278360 B000806-3 Buhari, Ezan, 129

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Atâ b. Yezid el-Leysî'nin naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara şunu söylemiştir: (Bir gün) insanlar, Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "On dördünde önünde bulut yokken ayı görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Onlar 'Hayır, Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O; "Önünde bulut yokken güneşi görmekte bir tereddüdünüz var mı?" buyurdu. Ashab, 'Hayır' deyince şöyle buyurdu: "Sizler Allah'ı (cc) da böyle göreceksiniz. Kıyamet gününde insanlar haşr edilecek ve herhangi bir şeye ibadet eden kim varsa (onu) izlesin, arkasından gitsin, denilecek. Kimileri güneşin arkasından gidecek, kimileri ayın arkasından, kimileri tâğûtların (Allahtan başka batıl ilahların) arkasından gidecek. Aralarında münafıkları da bulunduğu halde bu ümmet kalacak. Allah onlara tecelli ederek 'Ben Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'Rabbimiz bize gelinceye kadar biz burada kalacağız. Rabbimiz gelince biz onu tanırız' diyecekler. Bu sefer Allah onlara tecelli ederek tekrar 'Ben Rabbinizim' buyuracak. Onlar da, 'Sen Rabbimizsin' diyecekler. Bunun üzerine onları çağıracak, sonra da cehennemin iki tarafı arasına Sırat (köprüsü) kurulacak. Ümmeti ile beraber rasuller arasından ilk geçecek kişi ben olacağım. O gün rasuller dışında hiç kimse konuşamayacaktır. Rasullerin de o gün söyleyecekleri söz; 'Allah'ım esenliğe kavuştur, Allah'ım esenliğe kavuştur' demek olacaktır. Cehennemde sa'dân dikeni gibi kancalar vardır. Siz sa'dân dikenini hiç gördünüz mü?" buyurdu. Ashab, 'Evet' dediler. Şöyle devam etti: "O kancalar sa'dân dikeni gibidir fakat bunların ne kadar büyük olduklarını Allah'tan başkası bilemez. Bu dikenler insanları amellerine göre yakalar. Kimisi ameli sebebi ile helak olur, kimisi parça parça edilir, sonra kurtulur. Nihayet Allah, cehennem halkından dilediği kimselere rahmet etmeyi murat edeceği zaman meleklere, (dünyada iken) Allah'a ibadet eden kimseleri çıkarmalarını emredecektir. Melekler o kimseleri çıkartacaklar, onları (vücutlarındaki) secde izleriyle tanıyacaklardır. -Allah, cehennem ateşine secde izi olan yerleri yakmayı haram kılmıştır.- Böylelikle onlar cehennemden çıkacaklar. Ateş Âdemoğlunu secde izleri dışında yakar. Bunlar cehennem ateşinden yanmaktan kararmış halleri ile çıkartılacaklar. Üzerlerine mâu'l-hayat: hayat suyu dökülecek, bir tohumun selin getirdikleri arasında bitip yeşermesi gibi yeşerecekler. Sonra Allah kullar arasında hükmünü verip bitirecek, geriye cennet ile cehennem arasında bir kişi kalacak. Bu kişi cehennemlikler arasından cennete en son girecek kişi olacak. Yüzü ateşe doğru dönük olduğu halde 'Rabbim, yüzümü ateşten başka tarafa cevir çünkü onun kokusu beni zehirledi, alevi beni yaktı' diyecek. (Yüce Allah ona); Bu istediğin sana verilecek olursa acaba daha başka bir şey istemeyecek misin? buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır' diyecek, sonra da Allah'a dilediği yeminleri edecek, sözler verecek, Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Yüzünü cennete dönüp bakınca cennetin göz alıcılığını görecek ve Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak, sonra 'Rabbim! Beni hiç olmazsa cennetin kapısına yakın bir yere koy' diyecek. Allah (cc) 'Sen daha önceki dileğinden başka bir dilekte bulunmayacağına dair yeminler etmemiş, sözler vermemiş miydin?' buyuracak. O, 'Rabbim! Bari yarattıklarının en bedbahtı ben olmayayım' diyecek. Yüce Allah, 'Peki, ben sana bu istediklerini verecek olursam, daha başka bir şey istemeyecek misin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için bundan başka bir dileğim olmayacak' diyecek, arkasından da Rabbine dilediği ahitleri verecek, yeminleri edecek, Yüce Allah, onu cennetin kapısına doğru yaklaştıracak. Kapısına varacağı zaman cennetteki güzellikleri, oradaki parlaklığı ve sevinci görecek. Allah'ın dilediği kadar bir süre susup kalacak. Sonra, 'Rabbim, bari beni cennete sok' diyecek. Allah, 'Ey Âdemoğlu! Sen ne kadar da verdiğin sözde durmayan birisin. Sen, sana bu verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair sözler vermemiş, yeminler etmemiş miydin?' buyuracak. Adam, 'Rabb'im, hiç olmazsa beni yarattıklarının en bedbahtı yapma' diyecek. Aziz ve celil Allah bundan dolayı gülecek sonra cennete girmesine izin verip 'haydi iste' buyuracak. O da isteklerde bulunacak, nihayet istekleri bitince Aziz ve Celil Allah 'sen şunları şunları da iste' buyuracak ve Rabbi ona istediği şeyleri hatırlatacak. Nihayet istekleri bitince Yüce Allah ona, 'Bu dilediklerinle birlikte bir misli daha sana verilecek' buyuracak." Ebu Said el-Hudrî, Ebu Hureyre'ye (ra) dedi ki: Rasulullah (sav), "Allah, sana bu istediklerini ve onlarla birlikte on mislini daha verecek" buyurdu. Ebu Hüreyre, 'ben Rasulullah'tan (sav) onun ancak, "Sana bu istediklerin ve onlarla beraber bir misli daha verilecektir" sözünden başkasını ezberlemedim' deyince, Ebu Said, 'ben Hz. Peygamber'i (sav) "Bu sana on misli ile birlikte verilecektir" buyururken dinledim, dedi.


    Öneri Formu
278361 B000806-4 Buhari, Ezan, 129

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) aramızda kalktı ve şu beş şeyi söyledi: "Şüphesiz Allah (ac) uyumaz. Uyuma ihtiyacı yoktur. Terazinin kefelerini O indirir ve kaldırır. Gündüzün amelinden önce gecenin ameli, gecenin amelinden önce gündüzün ameli ona sunulur. Onun hicabı nurdur." [-Ebu Bekir rivayetine göre ateştir-.] "Eğer o hicabını açsaydı yüzünün nuru, bakışının ulaştığı tüm mahlukatı yakıp geçerdi." [Ebu Bekir, el-A'meş'ten rivayetinde (حَدَّثَنَا) lafzını kullanmamıştır.]


    Öneri Formu
281858 M000445-2 Müslim, İman, 293

Bana Yahya b. Habib b. Arabî, ona Musa b. İbrahim b. Kesîr el-Ensârî, ona da Talha b. Hirâş, Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) benimle karşılaştı ve 'Ey Câbir! Seni biraz kırgın görüyorum' buyurdu. Ben de 'Ey Allah’ın Rasulü (sav)! Uhud gününde babam şehit oldu, geriye de bakıma muhtaç çocuklar ve ödenmesi gereken borçlar bıraktı' dedim. 'O zaman sana babanı Allah Teala'nın nasıl karşıladığı müjdesini vereyim mi?' dediğinde, 'Buyur, ey Allah’ın Rasulü (sav)!' dedim. Şöyle buyurdu 'Allah (cc) şimdiye dek herkesle perde arkasından konuşmuştur. Ama senin babanı diriltti ve onunla karşı karşıya gelerek konuştu. Ona dedi ki 'Kulum, benden ne istersen iste, ben de sana istediğini vereyim.' Baban 'Rabbim! Beni diriltmeni, senin uğrunda ikinci defa öldürülmeyi isterim' dedi. Allah (cc) 'Benim tarafımdan önceden verilmiş olan; ölen kimseler bir daha geriye asla döndürülmeyecekler hükmü vardır' buyurdu. Hz. Peygamber (sav), bunun üzerine şu ayet-i kerimenin nâzil olduğunu söylemiştir: (Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma...)(Âli İmrân, 3/169)" [Ebu İsa (Tirmizi) hadis hakkında şöyle demiştir: Bu hadis, bu isnadla hasen-garibdir. Ayrıca Abdullah b. Muhammed b. Akîl de Câbir'den bu hadisin bir kısmını rivayet etmiştir. Biz bu hadisin ancak Musa b. İbrahim tarafından gelen senedini biliyoruz. Ayrıca bu hadisi Musa b. İbrahim'den, Ali b. Abdullah b. el-Medînî ve hadis ehlinin büyüklerinden daha pek çok kimse de nakletmiştir.]


    Öneri Formu
18234 T003010 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 3

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said ve Atâ b. Yezid'in naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:.. Ayrıca bana Mahmud, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Hüreyre'nin şöyle söylemiştir: (Bir gün) bazı insanlar 'Ey Allah'ın Rasulü, kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Önünde bulut yokken güneşi görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Ashabi Hayır, 'Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O "Önünde bulut yokken on dördünde ayı görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Onlar, 'hayır ey Allah'ın Rasulü' dediler. Allah Rasulü şöyle buyurdu: "İşte sizler Kıyamet gününde Allah'ı (cc) böylece göreceksiniz. Allah insanları toplayıp bir araya getirecek ve 'kim her neye ibadet ediyorsa onun arkasından gitsin, buyuracak. Güneşe ibadet edenler güneşe, aya ibadet erdenler aya, tağutlara (putlara) ibadet edenler onlara tabi olacak (arkalarından gidecek). Aralarından münafıkları da bulunduğu halde geriye bu ümmet kalacak. Allah onlara kendisini tanıyıp bildikleri suretten başka bir surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'iz senden Allah'a sığınırız. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. Rabbimiz bize gelirse biz onu tanırız' diyecekler. Derken Allah onlara bildikleri surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim diyecek.' Onlar, 'sen Rabbimizsin' diyecekler, onun arkasından gidecekler ve cehennemin köprüsü kurulacak. Böylelikle köprüyü geçecek ilk kişi ben olacağım. O gün rasullerin yapacakları dua, 'Allahumme sellim, sellim. Allah'ım esenlik ver, esenlik ver' olacaktır. O köprü üzerinde oldukça büyük dikenleri andıran kancalar bulunacaktır. Sizler şevkü's-sa'dân denilen dikenleri görmediniz mi?" Ashab, 'gördük, ey Allah'ın Rasulü' dediler. O şöyle buyurdu: "İşte onlar (o kancalar) sa'dân dikenleri gibi olacaktır. Ancak bunların ne kadar büyük olduğunu Allah'tan başkası bilemez. Bunlar insanları amellerine göre alıp kaparlar. Kimileri ameli sebebiyle helak olacak, kimileri param parça edilecek, sonra da kurtulacak. Nihayet Allah, kulları arasında hüküm vermeyi bitirip de cehennem ateşinden Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik edenler arasından çıkmalarını dilediği kimseleri çıkarmak isteyince, meleklere onları çıkarmalarını emredecektir. Onlar da bu kimseleri secde izlerinin alameti ile tanıyacaklardır. Allah cehennem ateşine Âdemoğlunun secde izlerinin olduğu uzuvları yakmayı haram kılmıştır. Onları iyice yanmış oldukları halde çıkaracaklar, üzerlerine mau'l-hayat hayat suyu denilen bir su dökülecek, onlar da selin getirdikleri arasında yetişen bir tohum gibi bitip yetişecekler. Geriye yüzü ateşe dönük bir adam kalacak. Bu adam, 'Rabbim, cehennemin kokusu beni rahatsız etti, sıcaklığı da beni yaktı, bu sebeple yüzümü cehennemden başka tarafa çevir' diyecek ve Allah'a sürekli dua edecek. Yüce Allah da 'ben sana (bunu) verecek olursam, benden başka isteklerin de olacak' buyuracak. O kişi, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Bundan sonra o kişi 'Rabbim, beni cennetin kapısına yaklaştır' diyecek. Allah, 'Sen bana benden başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana ey Âdemoğlu, ne kadar da sözünde durmazsın' buyuracak. Adam dua etmeyi sürdürecek, Yüce Allah 'sana bunu verirsem, benden daha başkasını istersin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah'a ondan başkasını istemeyeceğine dair sözler ve ahitler verecek, yüce Allah da onu cennetin kapısına yaklaştıracak. Cennette bulunanları görünce, Allah'ın dilediği kadar bir süre susup, sesini çıkarmayacak, sonra 'Rabbim, beni cennete koy' diyecek. Sonra (Yüce Allah) 'Sen benden daha başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana Âdemoğlu! Ne kadar da sözünde durmaz birisisin' buyuracak. Adam, 'Rabbim, beni yarattıklarının en bedbahtı kılma!' diyecek ve duaya devam edecek. Nihayet (Allah) gülecek, Allah onun bu haline gülecek olursa, cennete girmesine de izin verecek. Cennete girdikten sonra, 'sen şunlardan talep et' denilecek, o da istekte bulunacak. Daha sonra ona, 'Şunlardan da iste' denilecek, o da tüm isteklerini dile getirinceye kadar talepte bulunacak. Yüce Allah ona 'Bu istediğin ve onun bir misli daha senindir' buyuracak." Ebu Hüreyre dedi ki, 'İşte o adam, cennetlikler arasında cennete en son girecek kişidir.'


    Öneri Formu
24153 B006573 Buhari, Rikâk, 52

Bize Muhammed b. Abdullah b. İsmail, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensarî, ona İbn Avn, ona el-Kâsım, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: "Her kim Muhammed’in, Rabbini gördüğünü iddia ederse çok büyük bir söz söylemiş olur. O, sadece Cebrail’i (asıl) suretinde, suretiyle ufukları kapatmış şekilde görmüştür."


    Öneri Formu
32527 B003234 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 7