185 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Vekî’, ona Süfyan, ona Seleme b. Küheyl, ona da Ebu Derdâ el-Ensârî’nin haber verdiğine göre Aişe (r.anha), kız kardeşinin oğluna şöyle demiştir: “Senin kendine dua etmen bir kıssacının sana dua etmesinden çok daha hayırlıdır.”
Açıklama: İnsanlara öğüt verip, ahiretten bahseden ve günümüzde vaiz gibi isimlerle adlandırdığımız kişilerin sahabe dönemindeki isimleri kıssacıdır. İlerleyen zamanlarda bu vaizler bazı uydurma bilgilerle insanların ilgilerini çekmeye başlayınca hadis alimleri tarafından çokça eleştirilmiş ve insanlara öğüt veren vaizler için başka isimler kullanılmaya başlanmıştır (Bilgi için bk. Hasan Cirit, Kussâs, DİA, 26/463, Ankara, 2002). Bu hadiste tedavi amaçlı rukye uygulamasına işaret edilmektedir. Yani bir kişinin şifa bulmak amacıyla başkasından kendisine bazı sureleri okumasını istemesindense kendi kendine bu şifa ayetlerini dua niyetiyle okuması daha hayırlıdır.
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, ona Vekî’, ona Süfyan, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona İbn Ömer’in haber verdiğine göre Ömer (ra) umre yapmak için Rasulullah’tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) da, ona izin verdi ve "Kardeşciğim, duana bizi de ortak et, bizi de (duadan) unutma." buyurdu.
Bize Ma'mer, ona da Katâde şöyle rivayet etmiştir: Bir Yahudi Hz. Peygamber (sav) için bir koyun sağdı (ve O'na (sav) ikram etti). Bunun üzerine Allah Rasulü (sav): 'Allah'ım onu güzelleştir.' buyurdu ( diye dua etti). O kimsenin saçı siyah oldu. Öyle ki, şundan, şundan daha siyah hale geldi. [Ma'mer: "Katâde'den başka bir kişiyi, o kimsenin takriben yetmiş sene yaşayıp hiç ihtiyarlamadığını anlatırken işittim’ demiştir.]
Bize Vekî’, ona Abdullah b. Said, ona Said b. Yesâr şöyle demiştir: “İbn Ömer’in yanına oturdum, ona bir adamdan bahsettim ve onun bağışlanması için dua ettim. Bunun üzerine İbn Ömer göğsüme vurdu ve “(Allah’tan rahmet dilemeye) Önce kendinden başla.” dedi.
Bize Said b. Telîd, ona İbn Vehb, ona Âsım b. Hakîm, ona Yahya b. Ebu Amr eş-Şeybânî, ona da babası (Zür'a eş-Şeybânî, Ukbe b. Âmir el-Cühenî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Görüntüsü Müslümana benzeyen bir adam Ukbe'nin yanından geçerken ona selam verdi. Ukbe de: "Ve aleyke ve rahmetullahi ve berakâtühû (Selam da, Allah'ın rahmeti ve bereketi de senin üzerine olsun)' diyerek selamını aldı. (Bu duruma şahit olan) Genç bir çocuk onun (selamını aldığı kişinin) Hristiyan olduğunu söyleyince Ukbe (r.a.) yerinden kalktı, o adamın peşinden giderek ona yetişti ve ona: 'Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve bereketi Müminlerin üzerinedir. Fakat Allah senin ömrünü uzun kılsın, malını ve çocuklarını çoğaltsın' dedi.