204 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Osman b. Said el-Hımsî, ona Bakiyye, ona Bahîr, ona Halid b. Mikdam şöyle demiştir: Mikdam b. Madikerib, Amr b. el-Esved ve Kınnesrîn halkından olan Esedoğullarından bir kişi Muaviye b. Ebu Süfyan'a elçi olarak gelmişlerdi. Muaviye, Mikdâm'a “Hasan b. Ali'nin vefat ettiğini biliyor musun?” dedi. Mikdam hemen “inna lillâhi ve inna ileyhi râciun” dedi. Diğer kişi de Muaviye'ye “Sen bu hâdiseyi bir musibet olarak mı görüyorsun” dedi. Muaviye de “Rasulullah (sav) Hasan'ı kucağına koyup, 'bu bendendir, Hüseyin de Ali'dendir' buyurduğu halde ben bu hadiseyi niçin bir musibet olarak görmeyeyim” dedi. Esedoğullarından olan kişi de “bu olay, Allah'ın söndürdüğü bir kor parçasıdır” dedi. Mikdam da (Muaviye'ye hitaben) “Ben bugün seni öfkelendirmekten ve hoşuna gitmeyen şeyleri sana işittirmekten geri durmayacağım” dedi ve sonra da “Ey Muaviye! Eğer ben doğruyu söylersem beni tasdik et, eğer yalan söylersem o zaman da beni yalanla” dedi. Muaviye de “öyle yaparım” dedi. Mikdam “Allah aşkına söyle, sen Rasulullah'ın (sav) (erkeklere) altın takıyı yasakladığını bilir misin?” dedi. Muaviye “Evet” cevabını verdi. Mikdâd “Allah için söyle, Rasulullah'ın (sav) ipek giyinmeyi yasakladığını bilir misin?” Muâviye “Evet” dedi. Mikdâd “Allah için söyle, Rasulullah'ın (sav) yırtıcı hayvanların derilerini elbise olarak giymeyi ve o derilerin üzerine binmeyi yasakladığını bilir misin” dedi. Muâviye “Evet” karşılığını verdi. (Bunun üzerine Mikdam) “Allah'a yemin olsun ki ey Muaviye, ben bunların hepsini senin evinde gördüm” diye konuştu. Muaviye ise “Ey Mikdam, gerçekten anladım ki ben senin elinden asla kurtulamayacağım” dedi. Râvi der ki: Muaviye (Mikdam'ın) iki arkadaşına verilmesini emrettiğinden daha fazlasının Mikdam'a verilmesini emretti ve Mikdâm'ın oğlunun da iki yüz dinar (alanlar) arasına kaydedilmesini istedi. Mikdam bahşişleri arkadaşlarına dağıttı. Esedoğullarından olan kişi ise kimseye bir şey vermedi. Bu haber Muaviye'ye ulaşınca “Mikdam cömert bir insandır. (Bu yüzden) elini açtı, (elinde olanı arkadaşlarına dağıttı). Esed oğullarından olan kişi ise elindekileri çok iyi tutan (tutumlu) bir insandır” dedi.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma’mer, ona ez-Zührî, ona Salim b. Abdullah ve Ebu Bekir b. Süleyman’ın –ki o İbn Ebu Hasme’dir-, onlara Abdullah b. Ömer rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) hayatının sonlarında, bize bir gece yatsı namazını kıldırdı ve selam verince de: 'Şu gecenizi görüyor musunuz? Bu geceden itibaren yüz sene sonra şu anda yeryüzünde bulunanlardan hiç kimse kalmayacaktır' buyurdu. [İbn Ömer dedi ki: İnsanlar, o yüzyıl ile ilgili bu hadisler hakkında konuşmalarında Rasulullah’ın (sav) o sözünü yorumlamakta hataya düştüler, çünkü Rasulullah’ın (sav) söylediği ancak: “Bugün yeryüzünde mevcut olanlardan hiçbir kimse kalmayacaktır” demişti. O, bu sözleriyle, o asrın sona ereceğini söylemek istemişti. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, sahih bir hadistir.]