652 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Ebu Tümeyle Yahya b. Vâdıh, ona Füleyh b. Süleyman, ona Said b. el-Haris, ona Câbir (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav), bayram günü bayram namazı kılınan yere (musallaya) farklı yollardan gider gelirdi." Yunus b. Muhammed, Füleyh'den rivayetinde ona mütâbaat etmiştir. Câbir'in naklettiği daha sahihtir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yunus b. Muhammed arasında inkita vardır.
Bize Muhammed, ona Ebu Tümeyle Yahya b. Vâdıh, ona Füleyh b. Süleyman, ona Said b. el-Haris, ona Câbir (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav), bayram günü bayram namazı kılınan yere (musallaya) farklı yollardan gider gelirdi." Yunus b. Muhammed, Füleyh'den rivayetinde ona mütâbaat etmiştir. Câbir'in naklettiği daha sahihtir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Salt arasında inkita vardır.
Bize Muhammed, ona Ebu Tümeyle Yahya b. Vâdıh, ona Füleyh b. Süleyman, ona Said b. el-Haris, ona Câbir (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav), bayram günü bayram namazı kılınan yere (musallaya) farklı yollardan gider gelirdi." Yunus b. Muhammed, Füleyh'den rivayetinde ona mütâbaat etmiştir. Câbir'in naklettiği hadis daha sahihtir.
Bize Hişam b. Ammar, ona el-Velid rivayet etti; (T) Bize Rabi' b. Süleyman, ona Abdullah b. Yusuf, ona el-Velid b. Müslim, ona Kuraviyyîn'den bir adam- Rabi' hadisi rivayetinde ravinin adının İsa b. Abdulala b. Ebu Ferve olduğunu zikretmektedir- Ebu Yahya Ubeydullah et-Teymi'yi Ebu Hureyre'den şunu rivayet ederken dinlemiştir: "Bir bayram gününde yağmur yağmıştı. Nebi (sav) onlara bayram namazını Mescidin içinde kıldırdı."
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsâme, ona Davud b. Kays, ona İyâz b. Abdullah, ona Ebu Said el-Hudri’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bayram günü dışarı çıkar, insanlara iki rekât namaz kıldırır, sonra selam verirdi, sonra insanlar oturduğu halde kendisi ayakları üzerine dikilerek onlara döner ve: “Sadaka verin, sadaka verin” buyururdu. En çok sadaka verenler ise, küpelerini, yüzüklerini ve kendilerine ait bir şeyleri veren kadınlar oluyordu. Eğer herhangi bir ihtiyacı olup, bir tarafa bir askerî birlik göndermek istiyorsa, onu onlara söylerdi, değilse ayrılıp giderdi.
Bize Abdullah b. Saîd, ona Hafs b. Ğiyas, ona Haccac b. Ertât, ona Abdurrahman b. Âbis, ona İbn Abbas’ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) her iki bayramda da kızlarını da, hanımlarını da (bayram namazlarına) çıkartırdı.
Bize Hişam b. Ammar, ona el-Velid rivayet etti; (T) Bize Rabi' b. Süleyman, ona Abdullah b. Yusuf, ona el-Velid b. Müslim, ona Kuraviyyîn'den bir adam- Rabi' hadisi rivayetinde ravinin adının İsa b. Abdulala b. Ebu Ferve olduğunu zikretmektedir- Ebu Yahya Ubeydullah et-Teymi'yi Ebu Hureyre'den şunu rivayet ederken dinlemiştir: "Bir bayram gününde yağmur yağmıştı. Nebi (sav) onlara bayram namazını Mescidin içinde kıldırdı."
Bize Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Müslim el-Batîn, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ameller içerisinde zilhicce ayının ilk on gününde yapılanlardan daha üstünü yoktur. Ashab 'Cihad da dahil mi?' diye sorunca, O 'Cihad da dahildir. Ancak canını ve malını tehlikeye sokarak cihada katılıp da onlardan hiçbiriyle geri dönmeyen (cihad meydanında şehid olan) kimsenin cihadı bunun dışındadır' buyurdu."
Bana İshak b. İbrahim b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata’nın, Cabir b. Abdullah’ı şöyle derken dinlediğini haber vermiştir: Nebi (sav) bir ramazan bayramı günü kalktı, namaz kıldı. Önce namazla başladı, sonra hutbe verdi. Hutbesini bitirince indi, kadınların bulunduğu tarafa gitti. Onlara öğütler verdi. Bu sırada Bilal’in eline dayanıyordu. Bilal de elbisesini açmıştı. Kadınlar ona sadakalarını atıyorlardı. (İbn Cüreyc) dedi ki: Ben Ata’ya, onlar fıtr günü zekâtını (fıtr sadakasını) mı veriyorlardı, dedim. O: Hayır, ama o vakit verdikleri bir sadakadan ibaretti. Bir kadın, halkalarını (bileziklerini), yüzüklerini atıyor, diğerleri de atıyorlardı. Dedim ki: Bunun ve onlara öğüt vermenin, imamın (halifenin) bir vazifesi olduğu görüşünde misin? O: Şüphesiz ki, bu onların bir vazifesidir. Hem bu işi neden yapmasınlar ki, dedi.