157 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir: Ensar içerisinde mal ve hurma bahçesi en çok olan Ebu Talha idi. Ebu Talha'nın en çok sevdiği malı mescidin karşısındaki Beyruha denilen bahçeydi. Hz. Peygamber (sav) o bahçeye gelir ve içerisindeki temiz sudan içerdi. Enes şöyle devam etmiştir. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 3/92) ayet-i kerimesi nazil olunca Ebu Talha, Hz. Peygamber'e gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, Allah teâlâ "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" buyuruyor. Benim de en çok sevdiğim malım Beyruha'dır. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım Ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. Ravh da, bu hadisi rivayet ederek, hadisin ravisine mütabaat etmiştir. Yahya b. Yahya ve İsmail, bu hadisi Malik'ten naklederken (râbıh) kazançlı lafzı yerine (râyıh) ecir kazandıran lafzını kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ravh b. Ubade arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir: Ensar içerisinde mal ve hurma bahçesi en çok olan Ebu Talha idi. Ebu Talha'nın en çok sevdiği malı mescidin karşısındaki Beyruha denilen bahçeydi. Hz. Peygamber (sav) o bahçeye gelir ve içerisindeki temiz sudan içerdi. Enes şöyle devam etmiştir. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 3/92) ayet-i kerimesi nazil olunca Ebu Talha, Hz. Peygamber'e gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, Allah teâlâ "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" buyuruyor. Benim de en çok sevdiğim malım Beyruha'dır. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım Ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. Ravh da, bu hadisi rivayet ederek, hadisin ravisine mütabaat etmiştir. Yahya b. Yahya ve İsmail, bu hadisi Malik'ten naklederken (râbıh) kazançlı lafzı yerine (râyıh) ecir kazandıran lafzını kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yahya b. Yahya arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir: Ensar içerisinde mal ve hurma bahçesi en çok olan Ebu Talha idi. Ebu Talha'nın en çok sevdiği malı mescidin karşısındaki Beyruha denilen bahçeydi. Hz. Peygamber (sav) o bahçeye gelir ve içerisindeki temiz sudan içerdi. Enes şöyle devam etmiştir. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 3/92) ayet-i kerimesi nazil olunca Ebu Talha, Hz. Peygamber'e gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, Allah teâlâ "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" buyuruyor. Benim de en çok sevdiğim malım Beyruha'dır. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım Ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. Ravh da, bu hadisi rivayet ederek, hadisin ravisine mütabaat etmiştir. Yahya b. Yahya ve İsmail, bu hadisi Malik'ten naklederken (râbıh) kazançlı lafzı yerine (râyıh) ecir kazandıran lafzını kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsmail b. Ebu Üveys arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Malik'ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine'de Ensar'ın en zenginiydi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Beyrahâ denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek, Ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz Allah Teâlâ kitabında; "sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Beyrahâ bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan dedi. Hz. Peygamber de (sav);"işte kazançlı mal budur" ya da "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da öyle yapacağım, Ey Allah'ın Rasulü dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir: Ensar içerisinde mal ve hurma bahçesi en çok olan Ebu Talha idi. Ebu Talha'nın en çok sevdiği malı mescidin karşısındaki Beyruha denilen bahçeydi. Hz. Peygamber (sav) o bahçeye gelir ve içerisindeki temiz sudan içerdi. Enes şöyle devam etmiştir. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 3/92) ayet-i kerimesi nazil olunca Ebu Talha, Hz. Peygamber'e gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, Allah teâlâ "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" buyuruyor. Benim de en çok sevdiğim malım Beyruha'dır. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım Ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. Ravh da, bu hadisi rivayet ederek, hadisin ravisine mütabaat etmiştir. Yahya b. Yahya ve İsmail, bu hadisi Malik'ten naklederken (râbıh) kazançlı lafzı yerine (râyıh) ecir kazandıran lafzını kullanmıştır.
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. D002213 numaralı hadis.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî) (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys (b. Sad), ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Cabir (b. Abdullah) şöyle demiştir: Beni Uzre kabilesinden bir adam, kölesini (ölümünden sonra tahakkuk etmek üzere) azletti. Bu haber kendisine ulaştığında Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Senin o köleden başka malın var mı?" diye sordu. Adam hayır dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "bu köleyi benden kim satın alır?" diye sahabilere seslendi. Nuaym b. Abdullah el-Adevî; onu sekiz yüz dirheme satın aldı ve parayı Rasulullah'a getirdi. Hz. Peygamber de (sav) parayı adama verdi ve "bunu öncelikle kendi ihtiyaçların için harca. Eğer bir şey artarsa ailene; ailenin ihtiyaçlarından sonra bir şey artarsa, akrabalarına; akrabalarına harcadıktan sonra artan olursa da böyle böyle yap" buyurdu. [Yani O (sav); "önünde, sağında, solunda (yani çevrende) muhtaç kim varsa (onlara harca)" diyordu.]
Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes şöyle demiştir: "Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe ermiş olamazsınız" ayeti inince Ebu Talha ey Allah'ın Rasulü! Galiba Rabbimiz, mallarımızdan bir kısmını (yolunda vermemizi) istiyor. Sen şahidim ol ki ben Berîhâ'daki yerimi Allah (cc) için verdim dedi. Rasulullah (sav) ise ona; "orayı akrabalarına ver" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha orayı Hassan b Sabit ve Übey b. Ka'b arasında paylaştırdı.
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Abdulmelik b. Hattab b. Ubeydullah b. Ebu Bekre el-Basrî (onunla Remle'de karşılaşmıştım), ona Raşid Ebu Muhammed, ona Şehr b. Havşeb, ona Ümmü'd-Derda, ona da Ebu'd-Derda, Rasulullah'ın kendisine dokuz şeyi tavsiye ettiğini rivayet etti: "Parça parça doğransan veya ateşte yakılsan bile Allah'a hiç bir şeyi ortak etme. Bile bile farz namazı asla terk etme; namazı kasten terk edenden Allah'ın himayesi kalkmış olur. Asla şarap içme; çünkü o, her kötülüğün anahtarıdır. Ana-babana itaat et. Yurdundan çıkmanı emrederlerse onların rızasını kazanmak için çık. Kendini haklı görsen bile, başındaki idarecilerle çatışmaya girme. Arkadaşların kaçsa ve ölecek olsan dahi sen muharebeden kaçma. Malından ailene ailene harcama yap, Ailene el (sopanı) kaldırma; onları Aziz ve Celîl olan Allah hakkı için uyar."