Giriş

Bize Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Câfer b. Burkân, ona da Abdullah b. Mesûd şöyle demiştir: "Her gelecek şey yakındır. Şunu iyi bilin ki, uzak olan şey (gelmeyecek olan) gelmez. Allah, kimsenin acele etmesiyle acele etmez. İnsanların işi için de hafif davranmaz. Allah bir şey murad eder, insanlar başka şeyler diler, ama insanların hoşuna gitmese de Allah’ın dilediği olur. Allah’ın uzak kıldığını kimse yakınlaştıramaz, Allah’ın yakın kıldığını da kimse uzaklaştıramaz. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabı, en güzel yol, Muhammed Rasulullah’ın yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan ortaya çıkarılanlardır. Her sonradan çıkarılan şey bidattir. Her bidat sapıklıktır." Ma‘mer der ki: Câfer dışındaki bir râvî, İbn Mesûd’dan şunu da rivayet etti: "Kalbe yerleşen şeylerin en hayırlısı yakîn (kesin iman), Zenginliğin en hayırlısı ise gönül zenginliği, İlmin en hayırlısı fayda veren, Hidayetin en hayırlısı ise kendisine uyulandır. Az ama kâfi olan, çok olup da oyalayandan hayırlıdır. Sizden her biri nihayetinde dört arşınlık bir yere konacaktır. İnsanları usandırmayın ve bıktırmayın. Zira her nefsin bir dinçlik ve atılganlık vakti, bir de usanma ve yüz çevirme vakti vardır. Dikkat edin! En kötü rivayet, yalan rivayettir. Dikkat edin! Yalan, günaha götürür, günah da ateşe götürür. Doğruluğa sarılın! Çünkü doğruluk, iyiliğe; iyilik de cennete götürür. Dikkat edin, Bu iki özellik zamanla alışkanlığa dönüşür ve kişi doğru söyledikçe Allah katında sıddîk olarak, yalan söyledikçe de kâzib olarak yazılır. Şunu iyi bilin ki yalan, ister ciddi ister şaka olsun, hiçbir şekilde helâl değildir. Hatta biriniz çocuğuna bir şey vaat edip de onu yerine getirmezse bu bile yalandır." "Ehli kitaptan hiçbir şey sormayın! Çünkü onlar üzerine zaman geçti, kalpleri katılaştı ve dinlerinde bidatlar ortaya çıkardılar. Ama ille de onlara soru soracaksanız, söyledikleri şey Kitabınıza uygunsa alın, muhalifse ondan uzak durun ve o konuda sükut edin. Evlerin en küçüğü, içinde Allah’ın Kitabı’ndan hiçbir şey bulunmayan evdir. Bu tür bir ev, içinde oturanı olmayan harabe gibidir. Şunu iyi bilin ki, şeytan, içinde Bakara Suresi okunan evden çıkar."


    Öneri Formu
88479 MA020198 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 159

Bize İbn Müsenna ve İbn Ebu Ömer, onlara Abdülvahhab, ona Yahya b. Said, ona Amre, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), İbn Harise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Ravaha'nın (Mut'de) şehit olduğu haberi gelince oturdu. Mahzun olduğu belliydi. Ben, kapı­nın aralığından bakıyordum. Derken bir adam geip 'Ey Allah'ı Rasulü! Cafer'in kadınları...' diyerek onların ağla­dıklarım haber verdi. Rasulullah (sav) o adama, gidip kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O zât da gitti, ardından tekrar gelerek kadınların kendi­sine itaat etmediklerini Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Rasulullah (sav) ona ikinci defa giderek kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O da gitti ve tekrar Peygamber'e (sav) ge­lerek 'Vallahi bu kadınlar bize baskın çıktılar Ey Allah'ın Rasulü!' dedi. (Ravi der ki): Hz. Aişe'nin ifadesine göre Rasulullah (sav) o adama 'Hadi git, onların ağızlarına toprak sac' buyurdu. Hz. Aişe der ki: Bunun üzerine ben o adama 'Burnun sürtülsün! Vallahi sen ne Rasulullah'ın (sav) emrini yerine getirdin, ne de onu kederiyle baş başa bıraktın' de­dim."


    Öneri Formu
3636 M002161 Müslim, Cenaiz, 30

Bize Muhammed b. Hâtim, ona Yahya b. Said, ona Yezid b. Keysân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenaze namazına iştirak eden kimseye bir kırat sevap vardır. Kabre konulana dek cenazeyi takip edene ise iki kırat sevap vardır." [Ravi Ebu Hâzim 'Ey Ebu Hureyre! Kırat ne kadara denk gelir?' diye sormuş, o da 'Uhud dağı gibidir' cevabını vermiştir.]


    Öneri Formu
3691 M002193 Müslim, Cenaiz, 54

Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Cerîr b. Hâzim, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer'e, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav) naklen 'Cenazeyi takip eden kimseye bir kırat sevap vardır' diye bir hadis naklettiği bildirildi. İbn Ömer bunu duyunca 'Ebu Hureyre bize baya bir sevap vadetmiştir' deyip meseleyi sorması için Âişe'ye birini gönderdi. Âişe de Ebu Hureyre'nin söylediğini tasdik etti. Bunun üzerine İbn Ömer 'Demek pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3694 M002194 Müslim, Cenaiz, 55

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Yezid b. Abdullah b. Kusayt, ona Davud b. Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Âmir b. Sa'd) şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Derken sâhibü'l-maksûre lakaplı Habbâb çıkageldi ve 'Ey Abdullah b. Ömer! Ebu Hureyre'nin ne dediğini duydun mu? O, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyormuş: Kim cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, onun namazını kılar, ardından da defnedilene dek onu takip ederse, o kimseye iki kırat sevap vardır. Her kırat da Uhud Dağı kadardır. Kim de cenaze namazına iştirak eder, ardından cenazeyi takip etmeyerek geri dönerse, ona da Uhud Dağı kadar sevap vardır. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Ebu Hureyre'nin sözünü sorması ve sonra da kendisine gelip bildirmesi için Âişe'ye gönderdi. İbn Ömer, gönderdiği elçi gelinceye dek mescidin taşlarından bir avuç aldı, onları elinde evirip çevirmeye başladı. Nihayet elçi (Habbab) dönüp Âişe'nin 'Ebu Hureyre doğru söylemiştir' sözünü iletince, İbn Ömer elindeki taşları yere attı ve 'Pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3695 M002195 Müslim, Cenaiz, 56


    Öneri Formu
17088 B005479 Buhari, Zebaih ve's-Sayd, 5