Giriş

Bize Hennâd b. Serî, ona İbn Mübarek, ona İkrime b. Ammar, ona Simak el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona Ömer b. Hattab; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus el-Hanefî, ona İkrime b. Ammar, ona Ebu Zümeyl Simak el-Hanefî, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ömer b. Hattab şöyle rivayet etmiştir: "Bedir günü olduğunda Rasulullah (sav) müşriklere baktı da onların bin kişi, ashabının ise üç yüz on dokuz kişi olduğunu gördü. Sonra Hz. Peygamber kıbleye yönelip Rabbine “Allah'ım! Bana verdiğin vaadi yerine getir! Allah'ım! Bana bulunduğun vaadi ver! Allah'ım! Ehl-i İslâm'dan olan bu topluluk yenilirse yeryüzünde sana kulluk edilmez” diye yakardı. Ellerini uzatmış vaziyette Rabbine dua etmeye devam ederken omuzundaki yeleği düşüverdi. Ebu Bekir onun yanına gelip yeleğini alıp onu omuzuna koydu. Ardından, Hz. Peygamber'e (sav) arkasından sarıldı ve “ey Allah'ın Nebî'si! Rabbine yakarışın yeter! O, sana bulunduğu vaadi yerine getirecektir” dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz da o size icabet edip sizleri nişanlı bin melekle destekleyeceğim” ayetini indirdi. Böylece Allah, Hz. Peygamber'e (sav) meleklerle yardım etti." Ebu Zümeyl, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlardan biri o gün, önünde olan bir müşriki takip ederken, birden üst tarafında bir kamçı sesi ve “Hayzûm! Atıl” diyen bir süvari sesi işitti. Önündeki müşrike baktı ve onu boylu boyunca yatarken gördü. Sanki kırbaç darbesiyle burnu kırılmış, yüzü yarılmıştı. (Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı! Ensarlı adam gelip bunu Rasulullah'a (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) “doğru söyledin! Bu, üçüncü kat semadan gelen yardımdır” buyurdu. Müslümanlar o gün yetmiş (müşriği) öldürdüler ve yetmiş (kişiyi de) esir aldılar." Ebu Zümeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Müslümanlar) esirleri aldıklarında Rasulullah (sav) Ebu Bekir ve Ömer'e “bu esirler hakkında ne dersiniz” buyurdu. Ebu Bekir “ey Allah'ın Nebî'si! Onlar amca ve kabile çocuklarıdır! Onlardan, kafirlere karşı bize kuvvet olsun diye fidye alman (gerektiğini) düşünüyorum. (Hem böylece) umulur ki Allah, onları İslâm'a yönlendirir” dedi. Rasulullah (sav) “ey Hattab'ın oğlu! Sen ne dersin” buyurdu. (Ömer der ki:) Ben “vallahi! Hayır, ya Rasulullah! Ben Ebu Bekir gibi düşünmüyorum! Ancak ben, bize müsaade buyurursan boyunlarını vurmayı uygun görüyorum. Ali'ye izin ver de Akîl'in boynunu vursun! Ban da falancayı” -râvilerden biri Ömer'in akrabalarından olduğunu söylemiştir- “ver de boynunu vurayım! (Çünkü) onlar küfrün önde gelenleri ve eşrafıdırlar” dedim. Hz. Peygamber (sav) Ebu Bekir'in dediğine meyletti de benim dediğime meyletmedi. Ertesi gün olduğunda geldim de Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'i oturmuşlar (ve) ağlar vaziyette (görüverdim)! Ben “ya Rasulullah! Senin ve arkadaşının neden dolayı ağladığını bana haber ver! Ağlanacak bir şey varsa ben de ağlayayım. Ağlanacak bir şey yoksa da ağlamak suretiyle ağlamanıza ortak olayım” dedim. Nebî (sav) “fidye almalarından dolayı arkadaşlarına (gelecek musibetin) bana arz olmasından dolayı ağlıyorum! Onların azabı, bana bu ağaçtan” -Allah'ın Nebî'sine (sav) yakın olan ağaçtan- “daha yakın (olarak) gösterildi” buyurdu. Sonra Aziz ve Celil Allah “Hiçbir peygambere, düşmanın belini kırıp yeryüzünde hâkimiyetini iyice perçinleyinceye ve dînini insanlar arasında yerleştirinceye kadar esirleri olması uygun değildir. Siz, dünyanın geçici menfaatini istiyorsunuz, halbuki Allah âhireti kazanmanızı diliyor. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Eğer affedileceğinize dair önceden Allah tarafından verilmiş bir hüküm olmasaydı, esirlere bedel olarak aldığınız fidyeden dolayı elbette size büyük bir azap dokunacaktı. Ama artık elde ettiğiniz ganimetlerden helâl ve temiz olarak yiyin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Enfal, 67-69) ayetlerini indirdi ve ganimeti onlara helal kıldı."


Açıklama: "فَاخْضَرَّ ذَلِكَ أَجْمَعُ" ifadesinin, "(Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı!" şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Aliyyü'l-Kârî, Mirkâtü'l-mefâtih, IX, 3782.

    Öneri Formu
2537 M004588 Müslim, Cihad ve Siyer, 58

Bize Süfyan, ona Ebu’z-Zinad, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Tufeyl b. Amr ed-Devsî, Rasulullah’a (sav) gelerek şöyle dedi: 'Devs kabilesi isyan etti ve (İslam’dan) yüz çevirdi. Onlar için Allah’a beddua etsen.' Bunun üzerine Rasulullah (sav) kıbleye döndü ve ellerini kaldırdı. İnsanlar (Rasulullah’ın (sav) beddua edeceğini düşünerek) 'İşte şimdi helak oldular' dediler. Fakat Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım Devs kabilesine hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir. Allah'ım Devs kabilesine hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir' buyurarak (dua etti)."


    Öneri Formu
44762 HM007313 İbn Hanbel, II, 243

Bize Musa b. İsmail, ona (Ebu Bekir) Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona da Abbad b. Temim, ona da Abdullah b. Zeyd el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yağmur duası kılmak üzere işte bu için namaz­gaha çıktı. Dua etti ve Allah'tan yağmur talep etti. Sonra kıbleye döndü ve cübbesini ters çevirdi."


    Öneri Formu
23058 B006343 Buhari, Daavât, 25

Bize Amr b. Ali, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona Abdurrahman b. Tarık b. Alkame, ona da annesi (Ümmü Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), Dâru Ya'lâ (Ya'lâ yurdu) denen bölgeye geldiğinde kıbleye yöneldi dua etti."


    Öneri Formu
24392 N002899 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 123

Bize Kuteybe (b. Said), ona Leys (b. Said), ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona Amr b. Süleym ez-Zürâkî, ona Asım b. Ömer, ona da Ali b. Ebu Talib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte yolculuğa çıkmıştık. Sa'd b. Ebu Vakkâs'a ait Harretü's-Sükyâ denilen yere gelince, Rasulullah (sav) 'Bana abdest suyu getiriniz' dedi. Sonra abdest aldı ve kıbleye dönerek şöyle dua etti: 'Allah'ım! İbrahim (as) senin kulun ve halilindi (dostundu). Mekke halkına bereket vermen için sana dua etti. Ben de senin kulun ve peygamberinim. Ben de Medine halkı için sana şöyle dua ediyorum: Medine halkının tartı ve ölçüyle satılan mallarını (müd ve sâ') Mekke halkına verdiğin bereketle birlikte iki kat dafa bereketli kıl." Tirmizî, bu rivayetin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî, bu konuda Aişe, Abdullah b. Zeyd ve Ebu Hureyre'den de hadis rivayet edildiğini söylemiştir.


    Öneri Formu
24151 T003914 Tirmizi, Menâkıb, 67

Bize Hişam b. Abdülmelik Ebu Takî el-Hımsî, ona Bakiyye, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Abbad b. Temim (ra) amcasından şöyle rivayet etmiştir: "Amcam, Rasulullah'ı (sav) yağmur duasında gördüğünü, O'nun kıbleye dönüp, elbisesini ters çevirdiğini ve ellerini kaldırarak dua ettiğini nakletti."


    Öneri Formu
26384 N001513 Nesai, İstiskâ, 8

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona da Ali b. Yahya, ona babası, ona da Bedir ashabından olan amcası şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri mescide geldi. Biz farkında değilken, Rasulullah (sav) da onu göz ucuyla denetliyor olduğu halde namaz kıldı. Adam namazını bitirince döndü ve Rasulullah'a (sav) selam verdi. Rasulullah (sav) adama 'Dön, namazını tekrar kıl. Çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Adam döndü, namazını kıldı, sonra tekrar dönüp Peygamber'e geldi. Rasulullah (sav) tekrar 'Dön namazını kıl. Çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Bu iş iki veya üç kere tekrarlandı. Sonuncuda adam 'Sana ikramda bulunan Allah'a yemin ederim ki elimden geldiği kadar eksiksiz kılmaya gayret ettim (kılabileceğim budur). Bana nasıl kılacağımı öğretir misin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Namaz için kalktığında güzel bir şekilde abdest al. Sonra kıbleye yönel ve tekbir al. Gerekli olanı (sureleri) oku. Sonra rükûa git, rükûu tam yapmaya çalış. Sonra dimdik oluncaya kadar doğrul. Sonra secdeye git, secdeyi de tam yapmaya çalış. Sonra dimdik oturacak şekilde ka'de yap (otur). Sonra tekrar secdeye var ve secdeyi de tam yapmaya çalış. Sonra kıyama kalk ve ikinci rekâtı da hatta namazın bitinceye kadar tüm rekatları da böylece."


    Öneri Formu
25989 N001314 Nesai, Sehiv, 67

Bize Ahmed b. Furat b. Halid Ebu Mesud er-Razi, ona Muhammed b. Abdullah b. Ebu Cafer er-Râzî, ona babası, ona Ebu Cafer er-Razî, (Ebu Davud hadisi Ebu Cafer er-Razî'den Ömer b. Şekik tarikiyle nakletmiştir ve bu senedle gelen hadisin lafzı daha tamdır), ona Rabi' b. Enes, ona Ebu'l-Âliye, ona da Übey b. Ka'b şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Nebi (sav) de ashabına namaz kıldırdı. (Namazın ilk rekatında) uzun surelerden birini okudu. Ardından beş defa rükû yaptı ve iki defa secde etti. Ardından ikinci rekâta kalkıp yine uzun surelerden birini okudu. Yine beş defa rükû yaptı ve iki defa secde etti. Sonra kıbleye yönelerek oturdu ve güneş tutulması açılıncaya kadar dua etti."


    Öneri Formu
270942 D001182-2 Ebu Davud, Salatu'l-İstiska, 4

Bize Ebu Musa Muhammed b. el-Müsenna, İbrahim b. Yakup ve diğerleri, onlara Hammad b. İsa el-Cüheni, ona Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahî, ona Salim b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Ömer), Ömer b. Hattab'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi. Muhammed b. el-Müsenna kendi rivâyetinde: “Ellerini yüzüne sürmedikçe aşağı koymazdı” demektedir. Ebû Îsâ (et-Tirmizî) 'Bu hadis sahih garibtir. Hadisi sadece Hammad b. İsa'nın rivâyeti olarak bilmekteyiz. O bu hadisi rivayette teferrüd etmiştir (tek kalmıştır). Bu kimse kalîlu'l-hadîs (hadis rivâyeti az olan) bir ravidir. Birçok kişi ondan hadis rivâyet etmiştir. Senedde yer alan Hanzala b. Ebu Süfyân sika (güvenilir) bir ravidir. Yahya b. Said de onun güvenilir olduğunu söylemiştir' dedi.


    Öneri Formu
279226 T003386-2 Tirmizi, Daavât, 115


    Öneri Formu
20404 T003443 Tirmizi, Daavât, 43