647 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diyorlardı. [-Sabit: 'cihat üzerine' dedi. Hammad (bu hususta) tam emin olamadı-] Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Ebu Musa el-Eş'arî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Resulullah'la (sav) beraber (seferde) bulunduk. Bizler bir vadinin üzerine çıktığımızda tehlîl [Lâ ilahe illâllâh] ve tekbir [Allâhu Ekber] getirirdik de seslerimiz yükselirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz sağır olan ve burada bulunmayan birisine seslenmiyorsunuz! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten size çok yakın, ismi ve zatı çok mübarek, celâl ve azameti çok yüce olan Allah’a dua ediyorsunuz."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da Ebu Osman, Ebu Musa el-Eş'arî'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir yolculuk esnasında Hz. Peygamber (sav) ile beraberdik. Her bir tepeye çıktığımızda (yüksek sesle) tekbir getiriyorduk. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kendinize acıyın! Siz sağır olan ve burada bulunmayan birisine seslenmiyorsunuz. (Bilakis) Her şeyi işiten, gören ve size çok yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz." Ebu Musa dedi ki: Sonra Hz. Peygamber (sav), bana doğru geldi. O sırada ben içimden "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh (Her türlü güç ve kuvvet sadece Allah'ın elindedir) Peygamber (sav)bana: — "Ey Abdullah b. Kays! Lâ havle velâ kuvvete illâ billah sözünü söyle, çünkü o, cennet hazinelerinden bir hazinedir" buyurdu. Yahut: — "Ben sana cennet hazinesini göstereyim mi?" buyurdu.
Bize Müsedded, ona Abdulvaris, ona Abdulaziz, ona da Enes b. Mâlik, Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'a dua ettiğinizde duanızda ısrar ediniz! Kimse Allah'ım, dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, -lafız İbnü’l-Müsenna'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Muaviye b. Kurra, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ey Allah'ım! Ahiret hayatından başka hayat yoktur. O halde Sen Ensar ve Muhacire mağfiret eyle."
Bana Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Saçı başı darmadağın, kapılardan kovulan nice kimseler vardır ki Allah adına yemin edecek olsalar Allah onların yeminini boşa çıkarmaz."
Bize Said b. Mansur, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman b. Sühaym, ona İbrahim b. Abdullah b. Ma'bed, ona babası, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: (Hz. Peygamber'in vefat hastalığı esnasında) insanlar Ebu Bekir'in arkasında saflar halinde dizili iken Rasulullah (sav) (evi ile mescit arasındaki) perdeyi açtı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Peygamberliğin müjdeleyici haberlerinden (alametlerinden) geriye yalnızca Müslümanın gördüğü yahut da ona gösterilen salih rüya kalmıştır. Şunu bilin ki, rükû ya da secde halinde iken Kur'an okumak bana yasaklandı. Bu sebeple rükûda Aziz ve Celil Rabbi tazim ediniz. Secde halinde de çokça dua etmeye gayret ediniz. Çünkü secdede yapılan duaların kabul edilmesi umulur."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr -lafız İbn Müsennâ’ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Muaviye b. Kurra, ona da Enes b. Malik’in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ey Allah’ım, ahiret hayatından başka hayat yoktur. O halde Sen Ensar ve Muhacir’i bağışla."
Bize Said b. Mansur, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman b. Sühaym, ona İbrahim b. Abdullah b. Ma'bed, ona babası, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: (Hz. Peygamber'in vefat hastalığı esnasında) insanlar Ebu Bekir'in arkasında saflar halinde dizili iken Rasulullah (sav) (evi ile mescit arasındaki) perdeyi açtı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Peygamberliğin müjdeleyici haberlerinden (alametlerinden) geriye yalnızca Müslümanın gördüğü yahut da ona gösterilen salih rüya kalmıştır. Şunu bilin ki, rükû ya da secde halinde iken Kur'an okumak bana yasaklandı. Bu sebeple rükûda Aziz ve Celil Rabbi tazim ediniz. Secde halinde de çokça dua etmeye gayret ediniz. Çünkü secdede yapılan duaların kabul edilmesi umulur."
Bize Said b. Mansur, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman b. Sühaym, ona İbrahim b. Abdullah b. Ma'bed, ona babası, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: (Hz. Peygamber'in vefat hastalığı esnasında) insanlar Ebu Bekir'in arkasında saflar halinde dizili iken Rasulullah (sav) (evi ile mescit arasındaki) perdeyi açtı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Peygamberliğin müjdeleyici haberlerinden (alametlerinden) geriye yalnızca Müslümanın gördüğü yahut da ona gösterilen salih rüya kalmıştır. Şunu bilin ki, rükû ya da secde halinde iken Kur'an okumak bana yasaklandı. Bu sebeple rükûda Aziz ve Celil Rabbi tazim ediniz. Secde halinde de çokça dua etmeye gayret ediniz. Çünkü secdede yapılan duaların kabul edilmesi umulur."