647 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona da Ebu Sâlih, Sad b. Ebu Vakkâs'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İki parmağımla dua ederken, Nebi (sav) bana rastladı. İşaret parmağını göstererek 'Birle, birle' buyurdu."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) bu hadiste, sahâbisinden dua ederken Allah'ı birlemek anlamında eliyle bir işaretini yapmasını istemiştir.
Bize Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, ona Bakıyye b. Velid, ona Habib b. Salih, ona Yezid b. Şurayh, ona Ebu Hay el-Müezzin, ona da Sevbân’ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse insanlara imamlık yaptığında, onları bırakıp da sadece kendisine dua etmesin. Böyle yaparsa onlara hıyanet etmiş olur.”
Bize Ebu Seleme Yahya b. Halef, ona Abdüla’lâ, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası Ebu Ümâme, ona da Abdurrahman b. Ka’b b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Babam (Ka’b) gözlerini kaybedince, ona kılavuzluk ederdim. Onu cuma namazına ne zaman götürsem, ezanı işitince, Ebu Ümâme Esad bin Zürâre için istiğfar ve duâ ederdi. Ben ondan bu duayı bir vakit dinledim durdum. Sonra içimden kendi kendime 'Vallahi benim bu bekleyişim bir acizliktir. Onun her cuma ezanını işittiğinde Ebu Ümâme için istiğfar ettiğini ve ona rahmet dilediğini duyuyor ve bu duayı kim için ediyorsun diye sormuyorum' dedim. Yine bir gün onu cuma namazına götürürken ezanı işitince, her zaman yaptığı gibi istiğfara başladı. Bunun üzerine ben "Babacığım! Cuma ezanını ne zaman işitsen Esad bin Zürâre için duâ ediyorsun. Bunun sebebi nedir?' diye sorunca, 'Yavrucuğum! Rasulullah (sav) Mekke’den Medine'ye hicret etmeden önce, (Ensar’dan) Benî Beyâda’ya ait arazideki bir düzlükteki Nakîu’l-Hadamât denilen mıntıkada bize ilk cuma namazını kıldıran o idi' dedi. Peki o gün kaç kişiydiniz?' diye sorduğumda, 'Kırk kişi' diye cevap verdi."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara İbn Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes (b. Mâlik), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz dua ettiği zaman, duasında kararlı olsun. 'Allah'ım! Dilersen bana ver' demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Yahya b. Eyyûb, Kuteybe (b. Sa’d) ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Resulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz dua ettiği vakit 'Allah'ım, dilersen beni affet' demesin. Lakin isteğinde kararlı olsun ve isteklerini fazla fazla söylesin. Çünkü Allah'a verdiği hiçbir şey büyük gelmez."
Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Enes b. İyâd, ona Haris b. Abdurrahman b. Ebu Zübâb, ona Atâ b. Mînâ, ona da Ebu Hüreyre, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri (dua ederken) sakın 'Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet et' demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah dilediğini yapar, O'nu zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebu Said Muhammed b. Müslim b. Ebu Vazzâh el-Müeddib, ona Abdülkerim el-Cezerî, ona Mücâhid, ona da Abdullah b. Sâib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), güneş tam tepeden batıya meylettikten sonra, öğlenin farzından önce dört rekat nafile namaz kılar ve 'Bu, göğün kapılarının açıldığı bir andır. Ben o anda benim için salih bir amelin (Allah katına) yükselmesini istiyorum' buyururdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şu değerlendirmede bulunmuştur: Bu konuda Ali ve Ebu Eyyûb'den de hadis rivayet edilmiştir. Abdullah b. Sâib hadisi, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'den (sav) rivayet olunduğuna göre o, güneşin zevalinden sonra dört rekat nafile namaz kılar ve sadece son rekatında selam verirdi.']
Açıklama: Bu dört rekatlık namazın, öğle namazının ilk sünnetinden ayrı olup 'zevâl sünneti' olarak isimlendirilen nafile bir namaz olduğu da söylenmiştir. (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 479).
Bize Ahmed b. Menî, ona Hüşeym, ona da Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Bişr b. Mervân hutbede ellerini kaldırarak dua ederken, Umâre b. Rüveybe es-Sekafî'nin şöyle dediğini işittim: 'Allah, onun şu iki küçük elini beter etsin! Ben, Rasulullah'ın (sav), duada ellerini ancak şu kadar kaldırdığını gördüm.' (Hadisin râvilerinden) Hüşeym, işaret parmağıyla (Umâre'nin neyi kastettiğini) tarif etmiştir." [Ebu İsa, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Açıklama: ''الْقُصَيِّرَتَيْنِ'' ifadesinin ''lanet olasıca'' şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, III, 38.
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bize Ebu Bekir Muhammed b. Ebân, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Alâ b. Salih el-Esedî, ona Seleme b. Küheyl, ona Hucr b. Anbes, ona da Vâil b. Hucr, Hz. Peygamber (sav)'den Süfyân'ın Seleme b. Küheyl'den rivayet ettiği hadise benzere şekilde rivayette bulunmuştur.
Bize Seleme b. Şebîb, ona Zeyd b. Hubâb, ona Ebu'l-Alâ Kamil, ona Habib b. Ebu Sâbit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), iki secde arasında 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, işimi ıslah et, bana hidayet ver ve beni rızıklandır' diye dua ederdi."