647 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Kureyb ve Muhammed b. Sabbâh, onlara Âiz b. Habib, ona Salih b. Hassân el-Ensârî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona da İbn Abbâs, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dua ettiğinde avuçlarının içini havaya kaldırarak dua et, dışıyla değil. Duaya son verdiğin zaman da avuçlarının içini yüzüne sür."
Bana Züheyr b. Harb, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona da Ali b. Ebu Tâlib; (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ubeyd b. Yaîş, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona Abdülmelik, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona da Ali b. Ebu Tâlib; Hakem'in rivayet ettiği hadisin benzerini nakletmiştir. Ancak hadiste şöyle bir ilavede bulunmuştur: Hz. Ali 'Hz. Peygamber'den (sav) duyduğumdan beri bu duayı bırakmadım.' Ona 'Sıffîn gecesinde bile mi?' diye sorulunca, 'Sıffîn gecesinde bile' diye cevap verdi. Atâ'nın Mücâhid'den, onun da İbn Ebû Leylâ'dan rivayetinde 'Sıffın gecesinde bile mi dedim?' şeklinde bir kayıt vardır.
Bana Ümeyye b. Bistâm el-Ayşî, ona Yezîd b. Zürey, ona Ravh b. Kasım, ona Süheyl, ona da babası, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Fâtıma, Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip işinin çokluğundan şikayet ederek ondan bir hizmetçi istemişti. Hz. Peygamber (sav) ona 'Yanımda sana vereceğim bir hizmetçi yok' buyurdu ve şöyle ekledi 'Sana bir hizmetçiden daha hayırlısını göstereyim mi! Yatacağın zaman, otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz dört defa da Allahu ekber de'."
Bize Ahmed b. Ömer b. Hafs el-Vekî'î, ona Muhammed b. Fudayl, ona babası, ona Talha b. Ubeydullah b. Kerîz, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ, Rasulullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi (din) kardeşi için gıyabında dua ederse, bir melek de onun için 'Allah (cc) sana da aynısını versin' diye eşlik eder."
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr b. Şümeyl, ona Musa b. Servân el-Muallim, ona Talha b. Ubeydullah b. Kerîz, ona Ümmü Derdâ, ona da eşi Ebu Derdâ, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim (din) kardeşi için gıyabında dua ederse, görevli bir melek de onun için 'Amin, Allah (cc) sana da aynısını versin' diye eşlik eder."
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Şerîk, ona Ebu İshak, ona Bureyd b. Ebu Meryem, ona da Ebu’l-Havrâ, Hasan b. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Dedem Rasulullah (sav) bana vitir namazındaki kunutta şu kelimeleri (duayı) okumayı öğretti: Allah’ım! Afiyet verdiklerin arasında bana da afiyet ver. Kendine dost edindiğin kimseler arasına beni de kat. Kendilerine hidayet verdiklerin arasına beni de dahil et. Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru. Bana verdiğin şeyleri benim için bereketlendir. Şüphesiz hüküm veren sensin, senin hükmüne karşı gelinmez. Senin dost edindiğin kimse asla zelil olmaz. Rabbimiz! Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Sen pek mübarek ve pek yücesin."
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid; (T) Bize Muhammed b. Kudame b. Ayen, ona Cerir, ona Hasan b. Ubeydulah b. İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezid, ona Abdullah rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) akşama ulaştığında şöyle derdi: "Akşama vardık ve mülk Allah'ın olarak akşamladı. Hamd, kendisinden başka ilah olmayan, ortağı bulunmayan Allah'adır." Cerir'in hadisinde şu ilave vardır: Zübeyd ise İbrahim b. Süveyd'in şöyle dediğini söylerdi: "Allah'ta başka ilah yoktur. O'nun ortağı yoktur. Mülk ve hamd O'na aittir. O her şeye gücü yetendir. Rabbim! Bu gecedeki en güze şeyi, ondan sonraki en güzel şeyi senden isterim. Bu gecedeki ve ondan sonraki kötülükten sana sığınırım. Rabbim tembellikten ve kibrin veya küfrün kötülüğünden sana sığınırım. Allah'ın cehennemin ve kabir azabının şerrinden sana sığınırım." Sabahladığında ise aynı şekilde "Sabaha çıktık, mülk de Allah'ın olarak sabaha ulaştı." derdi. [Ebu Davud der ki: Bunu, Şube, ona Seleme b. Küheyl, ona İbrahim b. Süveyd'den rivayet etmiş ve rivayetinde "kibrin kötülüğünden" ifadesine yer vermiş ama "küfrün kötülüğünden" kısmını söylememiştir.]
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).