647 Kayıt Bulundu.
Bize Ali (b. Seleme el-Kuraşî), ona Mâlik b. Suayr, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr) ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "(Namazında sesini çok yükseltme, ama çok da alçak tutma) (İsra 17/110) ayeti, dua hakkında indirilmiştir."
Açıklama: Yani buradaki salat kelimesi ile kastedilen namaz değil, duadır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Safvan b. İsa, ona Muhammed b. Aclân, ona Ka'kâ (b. Hakim), ona Ebu Salih (Zekvan es-Semmân), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri iki parmağıyla işaret ederek dua ediyordu. Rasulullah (sav) onu 'Tek parmağınla, tek parmağınla (dua et)' diye ikaz etti." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahih-garîbdir. Bu hadisin manası şöyledir: Kişi dua ederken şehadet getirdiğinde, bunu tek parmağıyla işaret ederek yapmalıdır.]
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Cüreyrî [Said b. İyâs], ona Ebu Abdullah el-Cesrî, ona Abdullah b. Sâmit, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Ebu Zer'i hastalığından dolayı ziyaret ettiğinde, yahut Ebu Zer, Rasulullah'ı (sav) hastalığında ziyaret ettiğinde, 'Babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü! Allah azze ve celle'nin en sevdiği söz hangisidir?' deyince, Rasulullah (sav) 'Allah'ın (cc) melekleri için seçtiği 'Rabbim! Seni her türlü eksiklikten tenzih eder ve sana hamdederim. Rabbim! Seni her türlü eksiklikten tenzih eder ve sana hamdederim' sözüdür buyurmuştur." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.]
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye) , ona Abdülaziz (b. Süheyb), ona da Enes (b. Mâlik) (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz dua ettiği zaman, isteğini kararlı bir şekilde istesin. Allah'ım! Dilersen bana ver demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona da Abdülmelik b. Ebu Süleyman şöyle rivayet etmiştir: Ebu Derdâ’nın damadı Safvan b. Abdullah b. Safvan (ziyaret için) Şam’a gelmiş ama Ebu Derdâ'yı evde bulamamıştı. Evde bulunan, Ümmü Derdâ ona “Bu yıl hacca mı niyetlisin?” diye sormuş ve o “Evet” demişti. Bunun üzerine Ümmü Derdâ “Bizim için de Allah’a (cc) hayır duada bulun zira Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu” dedi: "Kişinin, gıyabında kardeşi için yapmış olduğu dua makbuldür. Onun yanı başında duasına 'Amin' diyen bir melek bulunur ve o her ne zaman kardeşine hayır duada bulunsa melek, ona 'Amin, Allah (cc) aynısını sana da versin' diye dua eder."
Bize Süfyan b. Vekî, ona babası (Vekî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona da İbn Ömer, Hz. Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Umre için Rasulullah’tan (sav) izin istediğimde, Hz. Peygamber (sav) 'Kardeşim, duana bizi de ortak et, bizi unutma' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Avn b. Abdullah, İbn Ömer'in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden 'Allahu ekberu kebîrâ, ve'l-hamdülillâhi kesîrâ, ve sübhânallâhi bükraten ve esîlâ (Allah en büyüktür. Sayısız hamd, Allah'a mahsustur. Allah'ı sabah akşam noksan sıfatlardan tenzih ederim)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şöyle şöyle diyen kişi kimdi?' diye sordu. Cemaatten bir adam 'Benim, ya Rasulallah!' deyince, Rasulullah (sav) 'Bu sözler çok hoşuma gitti. Bunlar için, semanın kapıları açıldı' buyurdu. İbn Ömer 'Rasulullah'tan (sav) bunu duyduğumdan beri, o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım' demiştir." [Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-sahih-garîbdir. Haccâc b. Ebu Osman, Haccâc b. Meysera es-Savvâf'tır ve künyesi Ebu Salt'tır. Kendisi, hadis ehli nazarında sika bir ravidir.]
Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona Mansûr, ona Rib'î b. Hirâş, ona Hareşe b. Hurr, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) geceleyin yatağına girdiğinde 'Allah'ım! Senin adınla ölür ve dirilirim' der, uyandığında da 'Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a (cc) hamd olsun. Yeniden dirilip dönüş O'nadır' diye dua ederdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muâviye b. Hişâm, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona Rabîa b. Ka'b el-Eslemî şöyle haber vermiştir: "Kendisi (Rabîa b. Ka'b) Rasulullah'ın (sav) kapısının eşiğinde yatardı. O geceleyin, Rasullah'ın (sav) 'Sübhânallâhi Rabbi’l-âlemîn' dediğini, sonra biraz susup, ardından 'Sübhânallâhi ve bihamdihî' dediğini duyardı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaz b. Muaz, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir bulut (ya da fırtına belirtisi) gördüğünde, yüzünün değişir, endişelenir, içeri girer, dışarı çıkardı, bir ileri bir geri yürürdü. Yağmur yağınca ise bu hali geçer, ferahlardı. (Râvî) der ki: Aişe, Peygamber'in (sav) bu hâlinden gördüğü bazı şeyleri, kendisine anlattığında, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ne biliyorsun? Belki bu, Hûd kavminin başına gelen gibi bir şeydir: (Azabın bir bulut şeklinde belirip de vâdilerine yöneldiğini gördüklerinde, “Bu bize yağmur yağdıracak bir bulut” dediler. Hud “Hayır,” dedi. “O, çabuklaştırılmasını istediğiniz şeydir—bir rüzgâr ki, acı bir azap taşır.)" (Ahkâf, 46/24).