647 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Heysem, ona Avf, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) beni ramazan ayı zekatını korumakla görevlendirmişti. Geceleyin biri geldi ve yiyeceklerden avuçlamaya başladı. Onu yakalayıp 'Seni Rasulullah'a (sav) götüreceğim' dedim. Ebu Hureyre hadisin devamını şöyle zikretti: Sonunda o kişi bana 'Yatağına girdiğinde, Âyetü'l-kürsî'yi oku. Ki böylece Allah tarafından bir muhafız seni korumaya devam eder ve sabah olana kadar hiç bir şeytan sana yaklaşamaz' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'O çok yalancı olmasına rağmen sana doğru söylemiş. O (insan suretinde) bir şeytandı' buyurmuştur."
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Osman b. Ömer arasında inkıta vardır.
Bana Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Ebu Hâtim et-Temmâr, ona da el-Beyâdî (Ferve b. Amr) şöyle rivayet etmiştir: "Sahabeden bazıları yüksek sesle okuyarak namaz kılarken, Rasulullah (sav) yanlarına geldi ve şöyle buyurdu: 'Namaz kılan kimse Rabbine gizli gizli yalvarmaktadır. O yüzden kişi yaptığı niyazına dikkat etsin. Kur'an'ı yüksek sesle okuyarak birbirinizin huzurunu bozmayın'."
Bana Yahya, ona Malik, ona da Abdullah b. Dinar şöyle anlatmıştır: Abdullah b Ömer, dua ederken, iki elimden birer parmağımla işaret ettiğimi (iki parmağımı havaya kaldırdığımı) gördü ve bunu yapmamı bana yasakladı.
Bize Ali, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Tufeyl b. Amr Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Devs isyan etti ve (İslam’dan) yüz çevirdi. Onlara beddua etsen ya' dedi. Oradakiler Rasulullah’ın (sav) beddua edeceğini sandılar. Lakin Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım Devs’e hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir' buyurdu.
Açıklama: İsimlerin tam hallerini parantez içinde verelim. Son "ona" dan sonra "da" eki getirelim.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan b. Uyeyne el-Hilâ, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi'nin şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İmam, âmin dediğinde siz de âmin deyin çünkü melekler de âmin derler. Kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelirse, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını affeder."
Bize Yezid b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Abdürrezzak b. Müslim ed-Dımeşkî (o abidliği ile bilinen, güvenilir müslümanlardandır), ona Müdrik b. Sa'd (Ebû Davud'un hocası Yezid onun güvenilir bir hadis hafızı olduğunu söylemiştir), ona Yunus b. Meysere b. Halbes, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Kim sabaha ve akşama erdiğinde 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah (cc) bana yeter. Ben O'na tevekkül ettim. O, yüce arşın sahibidir' sözlerini yedi kez söylerse, Allah (cc) onun bu sözleri gönülden inanarak ya da inanmayarak söylemesine bakmaksızın, o kulunu her şeyden korur."
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Süleyman b. Bilal, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yolculukta iken, seher vaktinde şöyle dua ederdi: Nimetinden ve bizi tabi tuttuğu güzel imtihanından dolayı Allah'a (olan) hamdimizi duyan duymaktadır. Allah'ım! Bizi yalnız bırakma, bize nimetlerini bolca ver. Cehennemden sana sığınıyorum Allah'ım!"
Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî; (T) Bize Rabî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Leys, ona Said b. Beşir en-Neccârî, ona Muhammed b. Abdurrahman el-Beylemânî, ona babası, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi sabaha kavuştuğunda (Akşam vaktine eriştiğinizde ve sabah kalktığınızda, Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde her türlü övgü O'na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde de O'nu tesbih edin.) (Rum, 30/17-18) ayetlerini okursa, o günün gündüzünde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş sayılır. Kim de bu ayetleri akşamleyin okursa, gecesinde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş olur." [Rabî, hadisi Leys'ten 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.]
Bize İbn Muâz, ona babası, ona Mes'ûdi, ona da Kasım'ın naklettiğine göre Ebu Zer şöyle dua ederdi: "Her kim sabaha erişince 'Allah'ım! Ettiğim her yemin, söylediğim her söz, adadığım her adak senin iradene bağlıdır. Senin istediğin olur, istemediğin olmaz. Allah'ım! Beni affet, kusurumu bağışla. Allah'ım! Sen kimi iyiliklerle kuşatırsan, benim övgüm de onadır. Kime lanet edersen benim lanetim onadır' derse, o kimse bu gündeki dil sürçmelerinden sorumlu tutulmaz."
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam âmin dediği zaman siz de âmin deyiniz. Çünkü kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk düşerse, geçmiş günahları bağışlanır." [İbn Şihab dedi ki: Rasulullah (sav) da (namaz kıldırırken) âmin derdi.]