Giriş

Bize Abdülvehhab b. Dahhâk, ona Bakiyye b. Velid, ona Muaviye b. Yahya, ona Mekhul ve Süleyman b. Musa, ona da Vasile b. Eska' (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Kim ayıplı bir malı kusurunu açıklamadan satarsa, o kişi Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine uğrar."


    Öneri Formu
271204 İM002247-2 İbn Mâce, Ticaret, 45


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ طَيِّبٌ لاَ يَقْبَلُ إِلاَّ طَيِّبًا

    Öneri Formu
4094 M002346 Müslim, Zekat, 65


    Öneri Formu
843 M000284 Müslim, İman, 164


    Öneri Formu
852 M000293 Müslim, İman, 171

Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Atâ b. Ebu Rabah, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Cabir b. Abdullah fetih yılında, Mekke'de Rasulullah'ın (sav); "şüphesiz Allah (ac) şarap, leş, domuz ve putların satışını haram kıldı" buyurduğunu işitmiştir. Kendisine ey Allah'ın Rasulü! Leş yağları konusunda ne dersin? "Onlarla gemiler boyanıyor, deriler yağlanıyor, insanlar aydınlanıyor" dediler. Rasulullah da (sav);"hayır, haramdır" buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav) şöyle devam etti: "Allah, Yahudileri kahretsin! Allah onlara leşlerin iç yağlarını yasakladığı zaman, onu erittiler sonra satıp parasını yediler."


    Öneri Formu
636 M004048 Müslim, Müsakat, 71

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: 4 Ukâz, Mecenne ve Zu'l-Mecâz, Câhiliye devrinde (meşhur) panayırlardı. İslâmiyet gelince bu panayırlarda ticaret yapmayı günah saydılar. Bunun üzerine Al­lah: "(Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda herhangi bir günah yoktur." (el-Bakara: 198) ayetini indirdi. İbn Abbâs bu ayeti "فِى مَوَاسِمِ الْحَجِّ" (Hac mevsimlerinde) ifadesiyle bu şekilde okudu


    Öneri Formu
13004 B002098 Buhari, Büyu', 35

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir ve Said b. Müseyyeb, onlara Hakem b. Hizam (ra) şöyle demiştir: Peygamber'den (dünyalık) istedim, verdi, Sonra yine istedim, yi­ne verdi. Sonra üçüncü defa yine istedim, yine verdi ve sonra şöyle buyurdu: "Ey Hakim! Şüphesiz bu dünya malı, yeşil ve tatlıdır. Her kim bu malı tokgözlü olarak alırsa, o mal kendisi için bereketli ve hayırlı kılınır. Her kim de bunu açgözlülük ile alırsa bu mal, alan kimse için bereketli ve şerefli olmaz. O kimse bir yiyip de doymayan gibi doymaz. Veren el alan elden hayırlıdır." Hakîm der ki: Ben “Ey Allah'ın Rasulü, Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben şu dünyadan ayrılıncaya kadar senden sonra hiçbir kimsenin malından bir şey almayacağım” dedim. Ebu Bekir, Beytü'l-mâl'deki hak­kını vermek için Hakîm'i çağırırdı. Fakat Hakîm, Ebu Bekir'in bu ihsanını kabul etmezdi. Sonra Ömer de hakkını ver­mek için onu çağırmıştı fakat Hakîm ondan da bir şey kabul etmemiştir. Bunun üzerine Ömer “Ey Müslüman topluluğu! Ben sizleri Hakîm üzerine şahit tutuyorum. Ben ganimet malından onun hakkını kendisine veriyorum fakat o bu hakkını almaktan çekiniyor” de­di. Hakîm, Peygamber'den (sav) sonra vefat edinceye kadar hiçbir insanın malından almamıştır.


    Öneri Formu
10477 B001472 Buhari, Zekat, 50

Bize Harun b. Maruf ve İshak b. Musa el-Ensarî, onlara Enes b. İyaz, ona Ebu Hureyre’nin azatlısı Abdurrahman b. Mihran, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Şehirlerde Allah’ın en sevdiği yerler oraların mescitleridir, en sevmediği yerler ise oraların çarşı pazarlarıdır."


    Öneri Formu
282465 M001528-2 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 288

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübey ve Said b. Müseyyeb, onlara Hakem b. Hizam (ra) şöyle demiştir: Peygamber'den (dünyalık mal) istedim, o verdi, sonra yine istedim, yi­ne verdi. Sonra üçüncü defa yine istedim, yine verdi. Bundan sonra şöyle buyurdu: "Ey Hakim! Şüphesiz bu dünya malı, yeşil, yemesi tatlı bir meyvedir. Her kim bu malı gönül tokluğu ile alırsa, o mal kendisi için bereketli ve hayırlı kılınır. Her kim de bunu açgözlülükle ile alırsa bu mal, alan kimse için bereketli ve şerefli olmaz. O ihtiraslı kimse bir obur gibidir ki, daima yer, bir türlü doymaz. Veren el alan elden hayırlıdır." Hakîm der k: Ben: “ey Allah'ın Rasulü! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben şu dünyadan ayrılıncaya kadar senden sonra hiçbir kimsenin malından bir şey almayacağım' dedim. Ebu Bekir (ra), Beytü'l-mâl'deki hak­kını vermek için Hakîm'i çağırırdı. Fakat Hakîm, Ebu Bekir'in bu ihsanını kabul etmezdi. Sonra Ömer (ra) de hakkını ver­mek için onu çağırmış, fakat Hakîm ondan da bir şey kabul etmemişti. Bundan sonra Ömer “Ey Müslüman topluluğu! Ben sizleri Hakîm üzerine şahit tutuyorum. Ben ganimet malından onun hakkını kendisine veriyorum fakat o bu hakkını kabul etmiyor” de­di. Hakîm, Peygamber'den (sav) sonra vefat edinceye kadar hiçbir insanın malından almamıştır.


    Öneri Formu
278692 B001472-2 Buhari, Zekat, 50


    Öneri Formu
5606 M001528 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 288