105 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb, ona İbn Nümeyr, ona da Hişam aynı isnadla rivayet etti ve "Sevde diğer insanlardan daha uzun bir kadındı demiştir. Rasulullah (sav) için de o akşam yemeği yiyordu demiştir."
Açıklama: Hadisin bütünü için M005668 numaralı hadise bakınız.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, ona da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: Üzerine örtü örttükten sonra Şevde hacetini görmek için dışarı çıktı. Kendisi cismen bütün kadınlardan uzun ve vücutlu bir kadındı. Kendisini tanıyanlara gizli kalamazdı. Ömer b. Hattab onu gördü ve ey Sevde! Vallahi bizden gizlenemiyorsun! Nasıl dışarı çıktığına bir bak dedi. Bunun üzerine Sevde hemen bozularak geri döndü. Rasulullah (sav) benim evimde idi. Kendisi akşam yemeği yiyordu. Elinde bir kemik vardı. Sevde içeri girerek; ey Allah'ın Rasulü! Ben dışarı çıkmıştım, o sırada Ömer bana şöyle şöyle söylendi dedi. O sırada Rasulullah'a (sav) vahiy geldi. Sonra kendisinden (o ağırlık) kaldırıldı. Kemik hâlâ elindeydi. Onu bırakmamıştı. Şöyle buyurdu: "Size hacetiniz için dışarıya çıkmanıza izin verildi." [Ebu Bekir'in rivayetinde; cismi bütün kadınlardan uzundu cümlesi vardır. Ebu Bekir kendi rivayetinde şunu ziyade etmiştir: Hişam (adlı ravi), el-Bezzâz olandır.]
Bize Ebu Rabi el-Atekî, Hamid b. Ömer, Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil, onlara Hammad b. Zeyd, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) seferlerinden birinde Enceşe adında zenci bir hizmetkar develeri sürüyordu. Rasulullah (sav) ona; "ey Enceşe! Cam şişelerini (onlar gibi narin kadınları) taşıyan develeri yavaş sür! (ki bayanlar rahatsız olmasınlar)" buyurdu.
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz, ona da Ebu Hâzim, Sehl b. Sa'd'ın -kendisine minber hakkında soru soranlara- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) falan kadına -Sehl kadının adını belirtmiştir-: "Senin o marangoz kölene emir ver de, bana, insanlara hitap edeceğim vakit üzerine oturabileceğim tahta(dan bir minber) yapsın" diye bir haber gönderdi. Bunun üzerine kadın, o kölesine emretti. Köle de ormandaki ılgın ağacından tahtalar hazırlayıp kadına getirdi. Kadın bunları Hz. Peygamber'e (sav) yolladı. Hz. peygamber (sav) de onların kurulmasını emretti ve kurulduktan sonra minber üzerine oturdu.
Bize Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir) ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, benim bir eşim bir de bir kumam var. Ben eşimin vermediği bir şeyle yalan yere 'bana şunu şunu aldı', 'bana şunu şunu giydirdi' diyerek gösteriş yapıyorum” dedi. Rasulullah (sav) de “Kendisine verilmemiş bir şeyle verilmiş gibi gösteriş yapan kimse, yalandan iki elbise giyen kimse gibidir” buyurdu"
Bize Hallâd b. Yahya, ona Abdülvâhid b. Eymen, ona babası (Eymen b. Ubeyd), ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) "ey Allah’ın Rasulü, benim marangoz bir kölem var, (istersen) sana üzerine oturabileceğin bir şey yaptırayım?" dedi. Rasulullah (sav) "Dilersen (yaptır)" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine kadın Hz. Peygamber (sav) için minber yaptırdı. Cuma günü olunca Peygamber( sav) kendisi için yapılan minbere oturdu. Bunun üzerine, daha önce yanında (dayanarak) hutbe okuduğu hurma kütüğü öyle bir feryat etti ki neredeyse ortadan ikiye ayrılacaktı. Hz. Peygamber minberden indi, onu tuttu ve kucakladı. O sırada kütük teskin edilen bir çocuk gibi içini çekerek inliyordu. Nihayet sakinleşip sustuktan sonra Hz. Peygamber (sav) "O, işittiği zikirden dolayı ağladı" buyurdu.