2026 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona İbn Ömer Hz. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: Mescidin kapısında ibrişimle karışık alaca bezden (siyerâ) dokunmuş bir elbise satıldığını gördüm. Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasulü! Keşke bunu satın alsan da Cuma günleri ve yanına heyetler geldiğinde giysen” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Bunu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Bir süre sonra Hz. Peygamber'e (sav) o elbiselerden getirilmişti. O da onlardan birini bana gönderdi. Ben de “Ey Allah’ın Rasûlü! Onu bana giydiriyorsun. Halbu ki sen o elbise hakkında neler söylemiştin!” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu sana giyesin diye vermedim, onu sana birilerine giydiresin veya satıp parasından istifade edesin diye verdim” dedi. Ben de onu annemiz bir (babamız ayrı) müşrik bir kardeşime verdim.
Açıklama: Hz. Ömer'in Kardeşi Zeyd b. Hattab'ın anne bir -Esmâ binti Vehb- kardeşinin Dimyâtiye göre süt kardeşi Osman b. Hakim'e giydirdi bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Abdilmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi buhârî, (Mısır, Matbaatü'l-kübrâ el-Emiriyye, 1323), 2/163.
Açıklama: Hadislerde geçen "Siyerâ" kelimesi, "Kaburgayı andıran tarzda kalın ipek çizgileri bulunan, haz ipekle dokunmuş bir elbise" şeklinde açıklanmıştır (Ebû Ubeyd Kasın b. Sellâm, Garîbü'l-hadîs, I, 228) Yol yol sarı çizgileri bulunan bu kumaşın dokumasında ipek oranı keten, pamuk ve yün gibi iplerden daha fazla olur (İbnü'l-Esîr, en-Nihâye, II, 443).