2026 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi, ona Said b. Ebu Hind, ona da Ebu Musa el-Eş'arî'nin rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İpek elbise giymek ve altın takı takınmak ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal kılınmıştır." [Tirmizî der ki: Bu konuda Ömer, Ali, Ukbe b. Âmir, Enes, Huzeyfe, Ümmü Hâni, Abdullah b. Amr, İmran b. Husayn, Abdullah b. Zübeyir, Cabir, Ebu Reyhan, İbn Ömer, Vasile b. Eskâ'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu Musa hadisi hasen sahihtir.]
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Abdussamed b. Abdülvâris, , ona Hemmâm, ona Karâde, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Abdurrahman b. Avf ve Zübeyr b. Avvam, birlikte bulundukları bir savaşta bitlenmekten şikayette bulundular. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onların ipek gömlek giymelerine izin verdi. Enes der ki: Ben ipek gömleği ikisinin sırtında da gördüm." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Ğiyâs, ona Âsım el-Ahvel, ona da Ebu Osman, şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer, ipeği ve ipek ile işlenmiş elbiseyi (dîbâc) yasaklamış, “şu miktarda olması dışında” diyerek birinci, sonra ikinci, ardından üçüncü, daha sonra dördüncü parmağı ile (miktarı) gösterip “Rasulullah (sav) onu bize yasaklardı” demiştir."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes b. Mâlik “Rasulullah (sav) şöyle buyurdu” demiştir: "Kim bu dünyada ipek giyerse ahirette onu giyemez."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Şu'be, ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) (erkeklere) ipek giymeyi ve altın (takı ve eşya) kullanmayı yasaklamış, “altın dünyada kâfirlere, ahirette de bizedir” buyurmuştur."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Gıyas, ona Asım, ona da Ebu Osman şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer ipek ve dibâç (yâni ipekten mamul atlas) elbise giymeyi yasaklamış ve “yalnız şu kadar olanı müstesna” diyerek bir parmağı sonra, ikinci parmağı, sonra üçüncü parmağı ve daha sonra dördüncü parmağıyla işaret etmiş, sonra da “Rasulullah (sav) ipek giymeyi yasaklardı” demiştir."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî'nin bildirdiğine göre Hz. Ömer (ra) Utbe b. Ferkad'a içinde şu cümleler yer alan bir mektup yazmıştır: "Peygamber (sav) ipeği (erkeklere) yasaklamıştır. Ancak şöyle iki, üç ve dört parmak kadar olanı hariç."
Bize İbn Nüfeyl, ona Züheyr, ona Husayf, ona İkrime, ona da Abdullah b. Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), saf ipekten dokunmuş elbise giymeyi yasaklamıştır. Fakat elbise üzerinde ipek nakışlar bulunması ve elbisenin argacının ipekten olmasında herhangi bir sakınca yoktur."
Bize en-Nüfeyl, ona İsa b. Yunus, ona Said b. Arûbe, ona Katade, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), Abdurrahman b. Avf ile Zübeyir b. Avvam'a, kendilerinde uyuz hastalığı bulunduğu için, yolculuk esnasında ipek gömlek giymelerine izin verdi."
Bize Amr b. Osman b. Said el-Hımsî, ona Bakiyye, ona Bahîr, ona Halid b. Mikdam şöyle demiştir: Mikdam b. Madikerib, Amr b. el-Esved ve Kınnesrîn halkından olan Esedoğullarından bir kişi Muaviye b. Ebu Süfyan'a elçi olarak gelmişlerdi. Muaviye, Mikdâm'a “Hasan b. Ali'nin vefat ettiğini biliyor musun?” dedi. Mikdam hemen “inna lillâhi ve inna ileyhi râciun” dedi. Diğer kişi de Muaviye'ye “Sen bu hâdiseyi bir musibet olarak mı görüyorsun” dedi. Muaviye de “Rasulullah (sav) Hasan'ı kucağına koyup, 'bu bendendir, Hüseyin de Ali'dendir' buyurduğu halde ben bu hadiseyi niçin bir musibet olarak görmeyeyim” dedi. Esedoğullarından olan kişi de “bu olay, Allah'ın söndürdüğü bir kor parçasıdır” dedi. Mikdam da (Muaviye'ye hitaben) “Ben bugün seni öfkelendirmekten ve hoşuna gitmeyen şeyleri sana işittirmekten geri durmayacağım” dedi ve sonra da “Ey Muaviye! Eğer ben doğruyu söylersem beni tasdik et, eğer yalan söylersem o zaman da beni yalanla” dedi. Muaviye de “öyle yaparım” dedi. Mikdam “Allah aşkına söyle, sen Rasulullah'ın (sav) (erkeklere) altın takıyı yasakladığını bilir misin?” dedi. Muaviye “Evet” cevabını verdi. Mikdâd “Allah için söyle, Rasulullah'ın (sav) ipek giyinmeyi yasakladığını bilir misin?” Muâviye “Evet” dedi. Mikdâd “Allah için söyle, Rasulullah'ın (sav) yırtıcı hayvanların derilerini elbise olarak giymeyi ve o derilerin üzerine binmeyi yasakladığını bilir misin” dedi. Muâviye “Evet” karşılığını verdi. (Bunun üzerine Mikdam) “Allah'a yemin olsun ki ey Muaviye, ben bunların hepsini senin evinde gördüm” diye konuştu. Muaviye ise “Ey Mikdam, gerçekten anladım ki ben senin elinden asla kurtulamayacağım” dedi. Râvi der ki: Muaviye (Mikdam'ın) iki arkadaşına verilmesini emrettiğinden daha fazlasının Mikdam'a verilmesini emretti ve Mikdâm'ın oğlunun da iki yüz dinar (alanlar) arasına kaydedilmesini istedi. Mikdam bahşişleri arkadaşlarına dağıttı. Esedoğullarından olan kişi ise kimseye bir şey vermedi. Bu haber Muaviye'ye ulaşınca “Mikdam cömert bir insandır. (Bu yüzden) elini açtı, (elinde olanı arkadaşlarına dağıttı). Esed oğullarından olan kişi ise elindekileri çok iyi tutan (tutumlu) bir insandır” dedi.