2026 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona Abdürrahim b. Süleyman, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Ebu Fâhite, ona Hübeyre b. Yerîm, ona da Hz. Ali şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav), erişi (dokumada dikey/yukarıdan aşağıya doğru atılan ip) veya argacı (dokumada yatay/enlemesine arılan ip) som ipekten olan bir elbise hediye edildi. O (sav) da bana gönderdi. Bunun üzerine ben onun (sav) yanına giderek, “Yâ Rasulallah! Bu elbiseyi ne yapayım? Onu giyeyim mi?” dedim. “Hayır, ama onu başörtüsü yap ve Fatımalar arasında taksim et” buyurdu."
Açıklama: سَدَاهَا:Erişi, dokuma tezgâhlarında boyuna, uzunlamasına atılan iplik لَحْمَتُهَا:Argaç, argıç veya argeç, dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik ya da atkı.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kendisine hediye edilen enseden yırtmaçlı bir ipek kaftanı giyip namaza durdu. Namazı bittikten sonra, sanki ondan hoşlanmamış gibi kaftanı çıkarıp attı ve “bu giysi, takva sahiplerine uygun değildir” buyurdu." [Bu hadisin Leys'ten rivayetinde Abdullah b. Yusuf, Kuteybe ibn Saîd'e mutâbaat etmiştir. Abdullah b. Yusuf'tan başkası "ipekten elbise" ifadesini, "ipek elbise" şeklinde nakletmiştir.]
Bize Kuteybe ve İsa b. Hammâd Züğbe, onlara Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kendisine hediye edilen enseden yırtmaçlı bir ipek kaftanı giyip namaza durdu. Namazı bittikten sonra, sanki ondan hoşlanmamış gibi kaftanı çıkarıp attı ve “bu giysi, takva sahiplerine uygun değildir” buyurdu."
Bize Ebu Bekir, ona Abdürrahim b. Süleyman, ona el-İfriki, ona Abdurrahman b. Rafi, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir elinde ipekten bir elbise ve diğer elinde bir altın olduğu halde yanımıza çıktı ve “Şüphesiz bu İki şey ümmetimin erkeklerine haram kılındı, kadınlarına helâldir” buyurdu."
Bize Ebu Bekir, ona İsa b. Yunus, ona Ma'mer, ona Zührî, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: "Ben, Rasulullah'ın (sav) kızı Zeynep üzerinde siyera adı verilen, ipekli kumaştan kalın çizgili bir gömlek gördüm."
Bize Kuteybe ve İsa b. Hammâd Züğbe, onlara Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kendisine hediye edilen enseden yırtmaçlı bir ipek kaftanı giyip namaza durdu. Namazı bittikten sonra, sanki ondan hoşlanmamış gibi kaftanı çıkarıp attı ve “bu giysi, takva sahiplerine uygun değildir” buyurdu."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kendisine hediye edilen enseden yırtmaçlı bir ipek kaftanı giyip namaza durdu. Namazı bittikten sonra, sanki ondan hoşlanmamış gibi kaftanı çıkarıp attı ve “bu giysi, takva sahiplerine uygun değildir” buyurdu." [Bu hadisin Leys'ten rivayetinde Abdullah b. Yusuf, Kuteybe ibn Saîd'e mutâbaat etmiştir. Abdullah b. Yusuf'tan başkası "ipekten elbise" ifadesini, "ipek elbise" şeklinde nakletmiştir.]
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona babası (Abddülvaris b. Said), ona da Yahya b. Ebu İshak şöyle rivayet etti: Salim b. Abdullah bana “İstebrak nedir?” dedi. Ben de “Dîbâc denilen ipek kumaşın kalın ve sert olan türüdür” dedim. O da ben, babam Abdullah b. Ömer’den işittim, şöyle diyordu dedi: Hz. Ömer, bir adamın üzerinde istebrak kumaştan yapılmış bir takım elbise gördü ve o takım elbiseyi Hz. Peygamber’e getirdi de “Yâ Rasûlallah! Bu takım elbiseyi satın al da insanların hey’etleri senin huzuruna geldikleri zaman onu giy! dedi.” Hz. Peygamber: “ipek elbiseyi ancak (ahiretten) nasibi olmayan kimse giyer” buyurdu. Aradan bir süre geçti. Sonra Hz. Peygamber (sav) Hz. Ömer’e (istebrak türünden ipek) bir takım elbise gönderdi. Hz. Ömer hemen bu elbiseyi Peygamber'e getirdi ve “(Yâ Rasulallah!) Bunun benzeri olan takım elbise hakkında o söylediklerin ortada dururken bunu bana gönderdin?” dedi. Hz. Peygamber: “Ben bunu sana ancak (satılıp da) karşılığında bir mal elde edesin diye gönderdim” dedi. [(Ravi) “İbn Ömer bu hadisten dolayı kumaşta (ipek) nişan olmasından hoşlanmazdı” demiştir.]
Açıklama: Sahihu'l-buhârî ravilerinden Müstemli ve Hamevî لِتُصِيبَ بِهَا şeklinde مَالاً temyizi zikretmeden nakletmişlerdir. bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Ebî Bekr b. Abdilmelik, İrşâdü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî (Mısır: el-Matbaatü'l-Kübrâ el-Emiriyye, 1323), 9/55.
Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve İbn Abbâs (r.anhum) şöyle demişlerdir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken, ümmetini uyarmak ve sakındırmak üzere “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."
Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve İbn Abbâs (r.anhum) şöyle demişlerdir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken, ümmetini uyarmak ve sakındırmak üzere “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."