2026 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdullah b. el-Haris el-Mahzûmî, ona Hanzala b. Ebu Süfyan ona Salim b. Abdullah, İbn Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Ömer (ra) pazara çıktığında kalın ipekli kumaştan (atlas) yapılmış bir elbise satıldığını gördü. Hz. Peygamber'e (sav) gelerek “Ey Allah'ın Rasulü! Şu elbiseyi satın al, Cuma günleri ve heyetler geldiğinde giyersin” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Daha sonra Hz. Peygamber'e (sav) o elbiselerden üç tane getirildi. Onlardan birini Ömer’e, birini Ali’ye birini de Üsâme’ye verdi. Ömer, Rasulullah’a gelip “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunu bana göndermişsin ama onun hakkında daha önce neler söylemiştin! ” dedi. Bunun üzerine hz. Peygamber: “Onu sat ihtiyacını karşıla veya hanımlarına bölüştür başörtü yapsınlar” buyurdu.
Açıklama: Rivayet diğer kaynaklarda son önerinin Hz. Ali'ye tavsiye edildiği şeklindedir.
Bize Ebu'l-Yemân, o na Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Malik (ra); T. Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: "Rasûlullah (sav) Ensâr'a haber gönderdi ve onları bir deri çadır içinde topladı."
Bize Vehb b. Beyân, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Sâlim, ona Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Allah Rasulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adam böbürlenerek ve elbisesini yerlerde sürüyerek yürüyordu, yerin dibine battı ve kıyamet gününe kadar da yerin dibine batmaya devam edecektir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona İbn Ebu Ravvâd, ona Salim, ona da babası (İbn Ömer), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sarkıtmak, etek, gömlek ve sarıkta olur. Onlardan bir şeyi büyüklenerek sarkıtana Allah, Kıyamet gününde (rahmet nazarıyla) bakmaz." [Ebu Bekir der ki: Bu ne garip bir hadistir.]
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yunus b. Yezid ve Amr b. el-Haris, onlara İbn Şihab, ona Salim, babasının şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. Hattab (ra) çarşıda kalın ipekten (atlas) yapılmış bir elbise gördü, hemen onu alarak Hz. Peygamber'e (sav) getirdi. “Ey Allah’ın Rasulü! Bunu satın al, bayramlarda ve elçiler geldiğinde güzelce giyersin” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir” veya “Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer” dedi. Aradan Allah Teâlâ’nın dilediği kadar bir süre geçti ve Hz. Peygamber (sav) Ömer’e ipekten yapılmış (atlas) bir cübbe gönderdi. Ömer o elbiseyi alıp Hz. Peygamber’e (sav) kadar geldi ve “Ey Allah’ın Rasulü! Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir demiştiniz. Sonra da onu bana gönderdiniz. (Bu ne haldir?)” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu sat ve bedeli ile ihtiyacını gör” buyurdu.
Bize Hennâd b. Serî, ona Hüseyin el-Cu'fi, ona Abdülaziz b. Ebu Revvad, ona Salim b. Abdullah, ona da babası (İbn Ömer), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sarkıtmak, etek, gömlek ve sarıkta olur. Onlardan bir şeyi büyüklenerek sarkıtana Allah, Kıyamet gününde (rahmet nazarıyla) bakmaz."
Bize Ebu'l-Yemân, o na Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Malik (ra); T. Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: "Rasûlullah (sav) Ensâr'a haber gönderdi ve onları bir deri çadır içinde topladı."
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yunus b. Yezid ve Amr b. el-Haris, onlara İbn Şihab, ona Salim, babasının şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. Hattab (ra) çarşıda kalın ipekten yapılmış bir elbise gördü, hemen onu alarak Rasulullah’a (sav) getirdi. 'Ey Allah’ın Rasulü! Bunu satın al, bayramlarda elçiler geldiğinde onunla daha güzel görünürsün.' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav): "Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir." veya "Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer." dedi. Aradan Allah Teâlâ’nın dilediği kadar bir süre geçti ve Rasûlullah (sav) Ömer’e ipekten yapılmış bir cübbe gönderdi. Ömer o elbiseyi alıp Peygamber’e (sav) kadar geldi ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir demiştiniz. Sonra da onu bana gönderdiniz?.' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) "Onu sat ve bedeli ile ihtiyacını gör." buyurdu.
Açıklama: Hadislerde adları geçen İstebrak ve Sündüs kelimeleri, Farsça'dan Arapça'ya geçmiş kelimeler olup bunlar, herhangi bir elbise model veya şeklini ifade etmezler. Hadiste de açıklandığı gibi, İstebrak, kalın ve sert ipek kumaşlar için kullanılırken; sündüs, ince dokunmuş ipek kumaşları ifade etmektedir.