37 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebu Said el-Eşec -bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. Ey Allah'ın Rasulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebû Said el-Eşec -Bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesûd) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. "Ey Allah'ın resulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın" dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebû Said el-Eşec -Bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesûd) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. "Ey Allah'ın resulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın" dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebû Said el-Eşec -Bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesûd) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. "Ey Allah'ın resulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın" dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb ile Ebu Seleme, onlara da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bize Habeşistan hükümdarı Necaşi’nin vefat ettiği gün, onun vefat haberini verdi ve 'Kardeşiniz için mağfiret dileyin!' buyurdu."
Açıklama: İslam tarihi boyunca hayırla yâd edilen Necâşî’nin ölüm haberini bizzat Müslümanlara Hz. Peygamber (sav), vermiş ve onun gıyabında cenaze namazını kıldırmıştır. Allah Resûlü (sav) ashâbıyla saf tutmuş ve kılınan bu giyabî cenaze namazında dört tekbir getirmiştir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ile Ebu Seleme, onlara da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize Habeşlilerin kralı Necaşi’nin vefat ettiği günde onun ölüm haberini verdi ve: “Kardeşiniz için mağfiret dileyin” buyurdu.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Usame, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musu el-Eş'arî (ra) şöyle demiştir: Biz Yemen'de iken Muhammed'in (sav) peygamber olarak gönderildiği haberi bize ulaştı. Bunun üzerine bir gemiye bindik, ancak gemimiz bizi Habeş hükümdarı Necâşî'nin memleketinin sahiline götürdü. Orada Cafer b. Ebu Talib ile buluştuk. Bir müddet onunla beraber Habeşistan'da kaldık. Nihayet hepimiz yola çıktık ve Medine'ye geldik. Peygamber'e Hayber'i fethettiği sırada kavuştuk. Peygamber (sav) "Ey gemi yoldaşları, sizin için iki hicret sevabı vardır" buyurdu.