حَدَّثَنِى هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أَبُو صَخْرٍ عَنِ ابْنِ قُسَيْطٍ حَدَّثَهُ أَنَّ عُرْوَةَ حَدَّثَهُ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَدَّثَتْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ مِنْ عِنْدِهَا لَيْلاً . قَالَتْ فَغِرْتُ عَلَيْهِ فَجَاءَ فَرَأَى مَا أَصْنَعُ فَقَالَ « مَا لَكِ يَا عَائِشَةُ أَغِرْتِ » . فَقُلْتُ وَمَا لِى لاَ يَغَارُ مِثْلِى عَلَى مِثْلِكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَقَدْ جَاءَكِ شَيْطَانُكِ » . قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَمَعِىَ شَيْطَانٌ قَالَ « نَعَمْ » . قُلْتُ وَمَعَ كُلِّ إِنْسَانٍ قَالَ « نَعَمْ » . قُلْتُ وَمَعَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « نَعَمْ وَلَكِنْ رَبِّى أَعَانَنِى عَلَيْهِ حَتَّى أَسْلَمَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13538, M007110
Hadis:
حَدَّثَنِى هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أَبُو صَخْرٍ عَنِ ابْنِ قُسَيْطٍ حَدَّثَهُ أَنَّ عُرْوَةَ حَدَّثَهُ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَدَّثَتْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ مِنْ عِنْدِهَا لَيْلاً . قَالَتْ فَغِرْتُ عَلَيْهِ فَجَاءَ فَرَأَى مَا أَصْنَعُ فَقَالَ « مَا لَكِ يَا عَائِشَةُ أَغِرْتِ » . فَقُلْتُ وَمَا لِى لاَ يَغَارُ مِثْلِى عَلَى مِثْلِكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَقَدْ جَاءَكِ شَيْطَانُكِ » . قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَمَعِىَ شَيْطَانٌ قَالَ « نَعَمْ » . قُلْتُ وَمَعَ كُلِّ إِنْسَانٍ قَالَ « نَعَمْ » . قُلْتُ وَمَعَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « نَعَمْ وَلَكِنْ رَبِّى أَعَانَنِى عَلَيْهِ حَتَّى أَسْلَمَ » .
Tercemesi:
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Ebu Sahr (Humeyd b. Ebu Muharik), ona (Yezid) b. Kuseyt, ona da Urve (b. Zübeyr), Peygamber'in (sav) hanımı Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) bir gece onun yanındayken dışarı (evin dışına) çıktı.
Ben O'nu (sav) kıskandım. Biraz sonra gelerek benim ne yaptığımı gördü. Ve:
'Sana ne oldu Ey Aişe! (Yoksa) kıskandın mı?'
Bana ne olacak, benim gibi (sana sevdalı) birisi, senin gibi (peygamber olan) bir zâtı nasıl olur da (bu vakitte evden çıkınca) kıskanmaz,dedim.
Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Sana şeytanın mı geldi (böyle yersiz kıskanıyorsun)?' buyurdu. Ben:
'Ey Allah'ın Rasulü! Benimle beraber şeytan mı var?' diye sordum. O da 'Evet!' diye buyurdu.
'Her insanla birlikte (var mı)?' dedim. 'Evet!' cevabını buyurdu.
'Seninle de mi Ey Allah'ın Rasulü?' dedim. 'Evet! Lâkin Rabbim onun hakkında bana yardım etti, sonuçta (benimle bulunan şeytan) müslüman oldu.' buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7110, /1158
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Kuseyt el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Kuseyt b. Üsame b. Umeyr)
4. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Harun b. Said es-Sa'dî (Harun b. Said b. Heysem b. Muhammed b. Heysem b. Feyruz)
Konular:
Aile, eşler, arasında kıskançlık
KTB, İSTİAZE
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
Şeytan, aldatıcılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21059, T003521
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا عَمَّارُ بْنُ مُحَمَّدٍ ابْنُ أُخْتِ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ أَبِى سُلَيْمٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَابِطٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ قَالَ دَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِدُعَاءٍ كَثِيرٍ لَمْ نَحْفَظْ مِنْهُ شَيْئًا قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ دَعَوْتَ بِدُعَاءٍ كَثِيرٍ لَمْ نَحْفَظْ مِنْهُ شَيْئًا . فَقَالَ « أَلاَ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَا يَجْمَعُ ذَلِكَ كُلَّهُ تَقُولُ ؟ اللَّهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا اسْتَعَاذَ بِكَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ وَأَنْتَ الْمُسْتَعَانُ وَعَلَيْكَ الْبَلاَغُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona -Süfyan es-Sevrî'nin kız kardeşinin oğlu Ammâr b. Muhammed, ona Leys b. Ebu Süleym, ona Abdurrahman b. Sabıt, ona da Ebu Ümame şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) pek çok dua etti. Biz hiçbirini aklımızda tutamadık. Dedik ki: 'Ey Allah'ın Rasulü! Pek çok dua ettin, fakat biz hiçbirini aklımızda tutamadık' Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size bütün bu duaları içeren bir dua öğreteyim mi? Şöyle deyin:Ey Allah'ım! Peygamberin Muhammed'in (sav) senden hayrını istediği her her şeyi biz de senden istiyor, Peygamberin Muhammed'in (sav) sana sığındığı her şeyin şerrinden biz de sana sığınıyoruz. Yardım istenecek sensin! Dönüş de ancak sanadır. Güç ve kuvvet de ancak Allah'ın elindedir.'
Ebu İsa [Tirmizi]: 'Bu, hasen-garib bir hadistir." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 88, 5/537
Senetler:
()
Konular:
Dua, en üstünü
Hz. Peygamber, duaları
KTB, İSTİAZE
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23319, N005443
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنِى بَدَلٌ قَالَ حَدَّثَنَا شَدَّادُ بْنُ سَعِيدٍ أَبُو طَلْحَةَ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ الْجُرَيْرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو نَضْرَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اقْرَأْ يَا جَابِرُ » . قُلْتُ وَمَاذَا أَقْرَأُ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « اقْرَأْ ( قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ) وَ ( قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ ) » . فَقَرَأْتُهُمَا فَقَالَ « اقْرَأْ بِهِمَا وَلَنْ تَقْرَأَ بِمِثْلِهِمَا » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali, ona Bedel (b. Mubahher), ona Ebu Talha Şeddâd b. Said, ona Said (b. İyâs) el-Cüreyrî, ona Ebu Nadra (Münzir b. Malik), ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "oku Cabir" dedi. Bende "Anam babam senin yoluna feda olsun, ne okuyayım?" dedim. Bunun üzerine bana: "Felak ve Nas surelerini oku" dedi. Ben de onları okudum. Bunun üzerine bana şöyle buyurdu: "Bunları okumaya devam et bu surelerin benzerini asla okuyamazsın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 1, /2436
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
4. Ebu Talha Şeddad b. Said er-Râsibi (Şeddad b. Said b. Malik)
5. Ebu Münîr Bedel b. Mubahher et-Temimi (Bedel b. Muhabber b. Münebbih)
6. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Hz. Peygamber, istiazesi
KTB, İSTİAZE
Kur'an, Felak ve Nas Suresi
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ عَمُرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَتَعَوَّذُ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ وَفِتْنَةِ الصَّدْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23325, N005445
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ عَمُرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَتَعَوَّذُ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ وَفِتْنَةِ الصَّدْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Ubeydullah (b. Musa), ona İsrail (b. Yunus), ona Ebu İshak (Amr b. Abdullah), ona Amr b. Meymun, ona da Ömer (b. Hattab) Rasulullah'ın (sav) korkaklıktan, cimrilikten, kalbin fitnesinden ve kabir azabından Allah'a sığındığını söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 3, /2436
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Korkak, Korkaklık,
KTB, İSTİAZE
Tembellik, tembellikten, miskinlikten kaçınmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23337, N005448
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ زَكَرِيَّا عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَتَعَوَّذُ مِنْ خَمْسٍ مِنَ الْبُخْلِ وَالْجُبْنِ وَسُوءِ الْعُمُرِ وَفِتْنَةِ الصَّدْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Fadl b. Musa, ona Zekeriyya (b. Ebu Zaide), ona Ebu İshak (Amr b. Abdullah), ona Amr b. Meymun, ona da (Abdullah) b. Mesud şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şu beş şeyden Allah'a sığınırdı: Cimrilikten, korkaklıktan, ömrün sonlarında kötü duruma düşmekten, kalbin kötülüklere kaymasından ve kabir azabından.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 6, /2436
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Zekeriyya b. Ebu Zâide el-Vâdiî (Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Fîruz)
5. Ebu Abdullah Fadl b. Musa es-Sînani (Fadl b. Musa)
6. Muhammed b. Abdülaziz el-Yeşkurî (Muhammed b. Abdülaziz b. Gazvan)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Korkak, Korkaklık,
KTB, İSTİAZE
Tembellik, tembellikten, miskinlikten kaçınmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23514, N005474
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا بَقِيَّةُ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ سُلَيْمَانُ بْنُ سُلَيْمٍ الْحِمْصِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى الزُّهْرِىُّ عَنْ عُرْوَةَ - هُوَ ابْنُ الزُّبَيْرِ - عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُكْثِرُ التَّعَوُّذَ مِنَ الْمَغْرَمِ وَالْمَأْثَمِ فَقِيلَ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ تُكْثِرُ التَّعَوُّذَ مِنَ الْمَغْرَمِ وَالْمَأْثَمِ فَقَالَ « إِنَّ الرَّجُلَ إِذَا غَرِمَ حَدَّثَ فَكَذَبَ وَوَعَدَ فَأَخْلَفَ » .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Bakiyye (b. Velid), ona Ebu Seleme Süleyman b. Süleym el-Hımsî, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) devamlı, borçtan ve günahtan Allah'a çok sığınırdı. Bir gün kendisine denildi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsunuz!" Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Kişi borçluysa konuşurken yalan söyleyebilir; söz verdiğinde sözünü yetine getirmeyebilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 22, /2438
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Seleme Süleyman b. Süleym el-Kinanî (Süleyman b. Süleym)
5. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Hz. Peygamber, istiazesi
KTB, GÜNAH
KTB, İSTİAZE
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16555, T001105
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْثَرُ بْنُ الْقَاسِمِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ عَلَّمَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم التَّشَهُّدَ فِى الصَّلاَةِ وَالتَّشَهُّدَ فِى الْحَاجَةِ قَالَ « التَّشَهُّدُ فِى الصَّلاَةِ التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ. السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ. السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ » . وَالتَّشَهُّدُ فِى الْحَاجَةِ « إِنَّ الْحَمْدَ لِلَّهِ نَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ. وَنَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا وَسَيِّئَاتِ أَعْمَالِنَا فَمَنْ يَهْدِهِ اللَّهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ. وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ. وَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ » . وَيَقْرَأُ ثَلاَثَ آيَاتٍ . قَالَ عَبْثَرٌ فَفَسَّرَهُ لَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ ( اتَّقُوا اللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنْتُمْ مُسْلِمُونَ ) ( وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِى تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا ) ( اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيدًا ) . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَبْدِ اللَّهِ حَدِيثٌ حَسَنٌ رَوَاهُ الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَكِلاَ الْحَدِيثَيْنِ صَحِيحٌ لأَنَّ إِسْرَائِيلَ جَمَعَهُمَا فَقَالَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ وَأَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَقَدْ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِنَّ النِّكَاحَ جَائِزٌ بِغَيْرِ خُطْبَةٍ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَغَيْرِهِ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ .
Tercemesi:
Tirmizî'nin, Kuteybe-Abser b. el-Kasım-el-A'meş-Ebû İshak-Ebü'l-Ahvas-Abdullah isnadıyla naklettiğine göre, Abdullah b. Mes’ûd şöyle demiştir:"Allah'ın Resulü namazlarda ve ihtiyaç anlarında yapılması gereken teşehhüt duasını bize öğretti. Namazdaki teşehhüt şöyledir: 'Selamlar ve yakarışlar Allah’adır. Güzel sözler, selamlar sana, Ey Peygamber! Ve Allah'ın rahmeti ve bereketi… Bize selam ve esenlik, Allah'ın has kullarına selam ve esenlik! Şahadet ederim ki, ‘Allah'tan başka ilah yoktur!’ ve Şahadet ederim ki, ‘Muhammed Onun kulu ve peygamberidir!'
İhtiyaç anlarında yapılacak teşehhüt duası ise şöyledir: 'Bütün övgüler Allah'adır. O'ndan yardım diler, O'ndan mağfiret bekleriz. Nefsimizin ve aşırı duygularımızın kötülüklerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah kime hidayet nasip ederse onu yolundan çevirecek yoktur. Allah kimi de dalalet ve şaşkınlığa sürüklerse onu doğru yola iletecek yoktur. Şahadet ederim ki, 'Allah'tan başka ilah yoktur' ve şahadet ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve peygamberidir.' Efendimiz, ayeti üç kere okudu. Abser diyor ki: 'Bize Süfyan es-Sevrî bu teşehhüt ayetlerini şu ayetlerle tefsir etti:
●Ey iman edenler mutlaka yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın ve Ancak Müslüman olarak can verin ( Âl-i İmrân,3/102)
●Allah’a karşı daima sorumluluk bilinci duyun ve akrabalık bağlarını gözetin şüphesiz Allah sizler üzerinde daima gözetleyicidir. ( Nisa,4/1)
●Ey iman edenler sizler yolunuzu daima Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın ve her zaman hakkı ve doğruyu söyleyin. ( Ahzab, 33/70)
Tirmîzî: Bu konuda Adiyy b. Hatem’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Abdullah hadisi hasendir. Bu hadisi A’meş, Ebû İshâk’tan, Ebûl Ahvas’tan ve Abdullah b. Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir. Şu’be ise: Ebû İshak, Ebû Ubeyde ve Abdullah b. Mes’ud’dan rivâyet etmiştir. Her iki rivâyet de sahihtir. Çünkü İsrail, her iki rivâyeti bir araya toplayarak Ebû İshâk’tan, Ebü'l- Ahvas’tan, Ebû Ubeyde ve Abdullah b. Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamları: “Nikâh konuşma yapılmaksızın da caizdir” derler. Bazı ilim adamları ve Süfyân es Sevrî bunlardandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Nikah 17, 3/413
Senetler:
()
Konular:
KTB, İSTİAZE
Kur'an, Ayet Yorumu
Namaz, Namazda dua
حدثنا موسى قال حدثنا حماد يعني بن سلمة عن إسحاق بن عبد الله بن أبي طلحة عن سعيد بن يسار عن أبي هريرة كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أعوذ بك من الفقر والقلة والذلة وأعوذ بك أن أظلم أو أظلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164957, EM000678
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا حماد يعني بن سلمة عن إسحاق بن عبد الله بن أبي طلحة عن سعيد بن يسار عن أبي هريرة كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أعوذ بك من الفقر والقلة والذلة وأعوذ بك أن أظلم أو أظلم
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (SaİlalUıhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu :
— Allah'ım! Fakirlikten, kısırlıktan, zilletten sana sığınırım; ve yine zulüm etmemden veya zulme uğramamdan sana sığınırım.»[77]
Arapça bir kelime olan «fakr» fakirlik dört çeşit manâda kullanılır:
1— Zarurî olan şeylere insanın ihtiyaç duyması : Bu türlü ihtiyaç herkes için vardır. Çünkü dünyada bulunan bütün canlıların yaşamak İçin belli başlı maddelere ihtiyaçları vardır. Daha doğrusu bütün insanlar Allah'a muhtaçtır.
2— Kazançtan âciz kalıp da ihtiyaç içinde bulunan miskin kimse : Günlük yiyecek ve içeceğini sağlayamayan dilenci veya muhtaçlara verilen isim olur.
3— Aç gözlülük : İnsanda çokça mal-mülk ve para bulunduğu halde, bunlara kanaat getirmeyip daha fazla isteyen hırs sahipleri de fakir sayılır. Bu türlü fakirlik en kötü bir fakirliktir. Peygamber (Sallaüahü Aleyhi ve Sellemf'ın bu dualarında geçen fakirlik sözü, işte bu manâya delâlet et-mektedjr. İkinci kısım manâyı do almak mümkündür.
4— Allah'a ihtiyaç göstermek : Her iş için Allah'a iltica etmek ve ondan istemek, başkasına müracaat etmemek suretiyle çalışıp.teslimiyet göstermek en güzel bir fakirliktir.
Kısırlık diye terceme edilen hadîs-i şerifteki «Kıllet» sözü, hayrat ve İyilik azlığı manâsını taşımaktadır. Hayır ve hasenat azlığından Peygamber Efendimiz Allah'a sığınmışlardır.
«Zillet» insanların hakaretine uğrayacak şekilde bayağı duruma düşmektir. Bu dualardan maksat, ümmete dua şeklini öğretmektir.[78]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 678, /531
Senetler:
()
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
İstiaze, zulmetmekten ve zulme uğramaktan
KTB, İSTİAZE