341 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Maruf ve Muhammed b. Abbad, [Her ikisinin rivayetinde lafızlar birbirine yakın olup rivayetin metni Harun’a aittir.] onlara Hatim b. İsmail, ona Yakub b. Mücahid Ebu Hazre, ona da Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit “... Sonra yürüyüp kendi mescidinde bulunan Cabir b. Abdullah' uğradık... (O şöyle dedi:...)” diyerek şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah ile (sav) birlikte yürüdük. Akşam karanlığı çökmeye başlamıştı ki Araplara ait sulardan birine yaklaştık. Rasul-i Ekrem (sav) 'Kim öne geçip havuzu temizleyip suyunu çıkarır, kendisi içer ve bize de içirir?' diye sordu. Cabir der ki: Ben hemen kalktım ve 'Bu adam yapar ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Cabir'le beraber kim gidecek?' dedi. Hemen Cebbar b. Sahr kalktı, birlikte gittik. Kuyunun yanına vardık. Havuzdan bir iki kova su çektik, sonra havuzu düzenledik (çamurdan arındırdık). Sonra tekrar su çekerek doldurduk; nihayet havuz ağzına kadar doldu. Yanımıza ilk gelen Rasulullah (sav) oldu. 'Müsaade eder misiniz?' dedi. 'buyur, ey Allah'ın Rasulü' cevabını verdik. Devesini eğerek havuza uzattı. Deve su içti. Ona ipini çekerek daha fazla su içirdi, sonra devenin susuzluğu geçti, idrarını yaptı. Ardından deveyi kenara çekti, çöktürdü. Sonra Rasulullah (sav) havuza geldi, ondan abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan aldım, onun gibi abdest aldım. Bu sırada Cebbâr b. Sahr ihtiyacını gidermeye gitti. Rasulullah namaza durmak istedi. Benim üzerimde bir burde (örtü) vardı. Onun iki ucunu çapraz şekilde üzerime sarmaya çalıştım ama yetmedi. Üzerinde püsküller vardı. Onu ters çevirdim, iki ucunu çapraz bir şekilde bağladım ve üzerine çömeldim (örtündüm). Sonra Rasulullah’ın sol tarafında durdum. O, elimden tutarak beni sağ tarafına geçirdi. Sonra Cebbar b. Sahr geldi, abdest aldı, ardından gelerek Rasulullah’ın (sav) sol tarafına durdu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ikimizin de ellerimizden tutarak bizi arkasına durdurdu. Rasulullah (sav) ben hissetmeden beni gözetmeye başlamış. Sonra maksadını anladım. Eliyle 'kuşağını beline sıkıca bağla' diye işaret etti. Rasulullah (sav) namazı bitirince 'ey Cabir' dedi. 'Buyur ey Allah'ın Rasulü' dedim. 'Elbise genişse iki ucunu çapraz bağla, dar ise onu beline sıkıca sar' buyurdu."
Bize Ebu Âmir, Fuleyh, ona Saîd b. Hâris şöyle demiştir: Câbir b. Abdullah'ın yanına girdik, o, tek bir elbiseye bürünmüş olarak namaz kılıyordu. Ridası (cübbe) da çok yakında, uzansa alabileceği bir mesafedeydi. Namazı bitirip selâm verdikten sonra ona bunu (neden böyle yaptığını) sorduk, o da “sırf sizin gibi ahmaklar benim böyle yaptığımı görsün ve Cabir'in Rasulullah'ın (sav) izin verdiği bir ruhsata uyduğunu yaysın diye” cevap verdi, sonra da şöyle dedi: Rasulullah (sav) ile birlikte bir sefere çıkmıştım. Bir gece onun yanına geldim, o da tek bir elbiseyle namaz kılıyordu. Benim de üzerimde bir tek elbise vardı; onunla sarınıp, Peygamber’in yanına geçip namaza durdum. Bana şöyle buyurdu: "Ey Cabir! Bu nasıl sarınma böyle? Namaz kılarken üzerindeki tek elbise ile böyle sarınma Eğer elbise genişse onunla üstünü ört (omuzlarını da kapsayacak şekilde sarın), dar ise onu beline bağla (eteklik gibi kullan)."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa‘d (ra) şöyle rivayet etmiştir: "İnsanlar peştamallarının küçük oluşundan dolayı, onları boyunları üzerinde bağlamış oldukları halde Nebi (sav) ile birlikte namaz kıldıkları için, kadınlara: 'Erkekler doğrulup oturmadıkça siz başlarınızı (secdeden) kaldırmayınız' diye emir verildi".
Bize Ubeydullah b. Said, ona Yahya, ona Süfyan, ona Ebû Hazim, ona da Sehl b. Sa'd'dan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: "Bazı kimseler elbiseleri dar ve uygun olmadığı için çocuklar gibi vücutlarına bağlayarak namaz kılıyorlardı. Böylesi durumlarda erkeklerin arkasındaki saflarda namaz kılan kadınlara: 'Erkekler secdeyi bitirip oturmadıkça siz kadınlar başınızı kaldırmayın,' denildi."
"Bazı kimseler elbiseleri dar ve uygun olmadığı için çocuklar gibi vücutlarına bağlayarak Rasulullah ile namaz kılıyorlardı. Böylesi durumlarda erkeklerin arkasındaki saflarda namaz kılan kadınlara: 'Erkekler secdeyi bitirip oturmadıkça siz kadınlar başınızı kaldırmayın,' denildi."
Açıklama: Konu bütünlüğü için bk. MA003692.