578 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. el-Hasan b. Hirâş el-Bağdâdî, ona Habbân b. Hilal, ona Mübârek b. Fadâle, ona Abdurabbih b. Saîd, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona da Cabir’in (ra) rivâyet ettiğine göre Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizin bana en sevgili ve kıyâmet günü bana en yakın olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır. Sizin bana en sevimsiz ve kıyâmet günü benden en uzak olanınız, boşboğazlar, ölçüsüz konuşanlar ve mütefeyhıklerdir.” Dediler ki: “- Ey Allah’ın Rasûlü; boşboğazlar ve ölçüsüz konuşanları anladık, mütefeyhıkler nedir?” “- Ululuk taslayanlar, kibirlilerdir” buyurdu. Ebû İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Hureyre’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen -garibdir. Bazıları bu hadisi el-Mübârek b. Fedâle’den, o Muhammed b. el-Münkedir’den, o Cabir’den ve o da Hz. Peygamber’den isnadıyla rivayet etmişlerdir. Burada Abdurabbih b. Said’i zikretmemişlerdir ki, bu daha sahih bir rivâyettir. Hadisin metninde geçen “sersâr” kelimesi “çok konuşan, geveze”, “müteşeddık” kelimesi ise insanlara dil uzatan ve onlar hakkında kötü söz söyleyen kimse anlamında kullanılmıştır.
Açıklama: Yukarıda da belirtildiği üzere "Sersâr" boşboğaz, çok konuşan, çenesi düşük, saçma-sapan sözler söyleyen kişi anlamına gelir. "Müteşeddik" ölçüsüz, ihtiyatsız konuşan, gereksiz yere ve fütursuzca sözü uzatan kişi demektir. İnsanlarla alay eden, onlara dil uzatan kişi anlamına da gelir. Lügat parçalayan kişi manasını da taşır. "Mütefeyhık" kimseye söz bırakmayan, yüksekten atan, bilgiçlik taslayan, laf ebeliği yapan kişi anlamına gelir. İşte bu vasıflara sahip olanlar, Rasûlullah’ın (sav) en çok nefret ettiği ve kıyâmette de O’na en uzak yerde bulunacak olan kimselerdir. Dikkat edilirse bu vasıfların hepsi de dille alakalıdır. İnsanın başına gelen belâların büyük çoğunluğu dili yüzündendir. Dilini garantiye alan, kendisini de büyük ölçüde garantiye almış olur.
Bize Abdurrahmân b. İbrâhîm, ona el-Velîd b. Müslîm, ona el-Evzâî, ona Yahyâ b. Ebû Kesîr, ona Muhammed b. İbrâhîm, ona Şakîk b. Seleme, ona Osmân b. Affân'ın azadlısı Humrân (ra) rivayet etmiştir: Osmân b. Affân'ı Mekâid'de otururken gördüm, abdest suyu istedi ve abdest aldı. Sonra da 'Ben Rasulullah'ı (sav) benim oturduğum yerde benim abdest aldığım gibi abdest alırken gördüm' dedi ve "Kim benim aldığım gibi abdest alırsa işlemiş olduğu günahları bağışlanır" dedi. Rasulullah (sav) : "Sakın kibirlenmeyin" buyurdu. (Bize bu hadis Hişâm b. Ammâr, ona Abdulhamid b. Habib, ona Evzâî, ona Yahya, ona Muhammed b. İbrâhîm, ona Îsâ b. Talhâ, ona Humrân ve ona Osman'dan (ra) da rivayet edilmiştir.)
Açıklama: Mekâid'in mescid anlamına geldiği de kabul edilmektedir. Bununla birlikte Hz. Osman'ın evinin yanındaki bir dükkan olduğu da ileri sürülmüştür. Ayrıca mescidin yakınında ihtiyaçlar için oturmaya tahsis edilmiş bir yer olduğu da belirtilmiştir. (Bk. Sindî, Hâşiyetü's-Sindî alâ Süneni İbn Mâce, I, 123)
Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!
Açıklama: İsnad inkıta'dan dolayı zayıftır. Ebû Seleme b. Abdirrahmân'ın Ekra' b. Hâbis'den hadis işittiği sabit olmamıştır.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.