2197 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Saîd [el-Kattan] ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyan b. Said [es-Sevrî], on da Amr b. Âmir el-Ensarî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "'Rasulullah (sav) her namaz için abdest alırdı.' [Amr b. Âmir el-Ensârî der ki ben de Enes b. Malik'e] 'Peki siz ne yapardınız?' diye sordum. Enes: 'Biz bozmadığımız sürece tek bir abdest ile bütün namazları kılardık' şeklinde cevap verdi." Ebu isa [Tirmizî] der ki: 'Bu hadis hasen -sahihtir. Humeyd'in Enes'ten rivayet ettiği hadis ise ceyyid-garib-hasendir.'
Açıklama: Hadisin açıkalamasında geçen "hasen-sahih" ve "ceyyid-garib-hasen" terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)
Bize Ebû'l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer, ona Yakub b. Süfyan, ona Abdullah b. Salih el-Cühenî, ona Endülüs kadısı Muâviye b. Salih el-Hımsî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr ile Rabîa b. Yezîd, onlara Ebû İdris el-Havlânî ile Abdülvehhâb b. Buht, onlara el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bunların hepsi de Ukbe b. Âmir'den rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, onja Rabîa b. Yezîed, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle dedi: "Bizler deve çobanlığı yapıyorduk. Çobanlık sırası bana gelince, sürüyü akşamdan sürerek Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. O sırada Hz. Peygamber (sav) ayakta insanlara bir şeyler söylüyordu. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Bir müslüman abdestini güzelce alır, sonra kalkıp iki rekât namaz kılar, her iki rekâtta da yüzü ve kalbi ile Allah'a yönelirse, kendisine cennet vacip olur." Bunu duyunca ben, "Bu ne güzel!" dedim. O sırada önümde duran biri, "Bundan önceki daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Bana "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve (Hz. Peygamber'in sözünü) zikretti: "Sizden biri abdest alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, ona istediği kapıdan girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." İbn Mehdî'nin rivâyet ettiği hadisin lafzını Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim'in Abdurrahman b. Mehdî'den rivâyeti şeklinde tahric etti ve dedi ki: Bu hadîsin senedinde Ebû İdris el-Havlânî'nin Ukbe b. Âmir'den rivâyeti de yer almaktadır, o dedi ki: Bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir rivâyet etti.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona da Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. Yine onu bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivâyet etti: Bizler deve çobanları idik. Çobanlık sırası bana geldiğinde, akşama doğru sürüyü sevk ettim, Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. Baktım ki Hz. Peygamber (sav) insanlara ayakta bir şeyler söylüyor. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Güzelce abdest alan, sonra gidip iki rekât namaz kılan, namazında da yüzüyle ve kalbiyle Allah'a yönelen müslümana cennet mutlaka vacip olur." Ben, "Bu ne güzel!" diye mırıldandım. Önümde duran biri, "Bundan önceki söylediği daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Hz. Ömer, "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve Rasûlullah (sav) şöyle söyledi dedi: "Sizden biri abdestini güzelce alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, hangi kapıdan isterse oradan cennete girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." Bu rivâyeti Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim vfasıtasıyla Abdurrahman'dan tahric etti, Abdurrahman'ın da Ebû İdris'ten, onun da Ukbe b. Âmir'den rivâyet bettiğiniğ söyledi. Ayrıca dedi ki: Onu bana Ebû Osman da rivâyet etti, ancak o hadisi Muâviye b. Salih'ten aldığını söyledi. Kitabu't-tahâre bölümünde Osman b. Affân'ın (ra), Hz. Peygamber (sav) abdest aldığı zaman şöyle söylerdi dediği de zikredilmektedir: "Kim, şu benim aldığım gibi abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar ve bu namazda nefsiyle bir şey konuşmaz ise geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ebû Kâmil, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman (ra) bir yerde otururken su istedi. Suyu sağ eline döküp elini yıkadı. Sonra sağ elini kaba daldırıp su aldı ve onunla ellerini üç kere yıkadı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, ağzını ve burnunu su ile temizledi. Sonra üç kere kollarını dirseklerine kadar yıkadı. Sonra başını mesh etti. Sonra üç kere ayaklarını topuklarına kadar yıkadı. Sonra Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim şu benim aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden farklı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır."
Bize İshak b. Yusuf, ona Avf el-A'râbî, ona Ma'bed el-Cühenî, ona da Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Osman b. Affan'ın (ra) yanındaydık, su istedi ve abdest aldı. Abdestini bitirince gülümsed ve dedi ki: "- Neden gülümsedim, biliyor musunuz?" Sonra sözüne şöyle devam etti: "Rasûlullah'ın (sav), şimdi benim abdest aldığım gibi abdest aldığını, sonra gülümsediğini görmüştüm. Sonra da; "- Neden gülümsedim, biliyor musunuz?" diye sordu. Biz de; "- En iyisini Allah ve Rasûlü bilir" dedik. Buyurdu ki: "Bir kul abdestin tam olarak alır, sonra namaza başlar ve onu da güzelce tamamlarsa namazını bitirdiğinde annesinden yeni doğmuş gibi günahsız hale gelir."
Bize Abdülvehhâb b. Abdülhakem el-Bağdâdî el-Verrâk ve Ebu Ammâr Hüseyin b. Hureys, onlara Yahya b. Süleym, ona İsmail b. Kesîr, ona Âsım b. Lakît b. Sabre, ona da babası (Lakît b. Âmir) şöyle rivayet etmiştir: Ben, "Yâ Rasulullah! Bana abdestten bahset" dedim. Hz. Peygamber (sav), "Abdesti layıkıyla alıp parmaklar arasını hilalle ve oruçlu olmadığın(da) da burnuna epeyice su çek (istinşâk)" buyurdu. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehli, oruçlunun (burundan) ilaç alma(sını) kerih görüp bunun orucunu bozacağını benimsemiştir. Bu hadiste, onların görüşlerini destekleyecek (bilgi) vardır.
Bize Kuteybe (b. Said Cemil b. Tarif), Hennad ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî); (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali (b. Ebu Talib)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı temizliktir. Namazda yapılması haram olan şeyler tekbir [ile başlar] selam ile bu haramlar helal hale gelir." Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: "Bu hadis bu konuya ilgili en sahih ve en hasen hadistir. Abdullah b. Muhammed b. Akil "saduk" bir ravidir. İlim ehlinden bazıları onun hıfzıyla ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunmuşlardır." Yine Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: "Muhammed b. İsmail'i Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim ve Humeydi'nin Abdullah b. Muhammed b. Akil'in hadisiyle ihticac ettiklerini söylerken işittim. Muhammed [el-Buharî], Abdullah b. Muhammed b. Akil'in "mukaribü'l-hadis" olduğunu söylemiştir. Ebu İsa [et-Tirmizî] bu konuda Cabir ve Ebu Said'in rivayet ettiği hadislerin de bulunduğunu belirtmiştir.
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.
Bize Yahya b. Saîd, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: Hz. Osman (ra) bir taşa oturup abdest aldı, sonra dedi ki: "Size Rasûlullah'tan (sav) duyduğum bir hadisi nakledeceğim. Allah'ın Kitab'ındaki bir âyet olmasaydı onu size nakletmezdim. Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Her kim güzelce abdest alır sonra gider ve namaz kılarsa, diğer kılacağı namaza kadarki (küçük) günahları bağışlanır."
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.