2189 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Muhammed b. Galib, ona el-Havdî, ona Hammâm b. Yahya rivayet etti. Yine bize Ebû Müslim, ona Haccâc, ona Hemmâm b. Yahya, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha’nın haber verdiğine göre; Ümmü Yahya –Haccâc rivayetinde yani karısı, der- ona, Abdullah b. Ebî Katâde’nin zevcesi olan teyzesinin şöyle söylediğini rivayet etmiş: “Ebû Katâde bana geldi, abdest için su istedi. Orada bir kedi dolanıyordu, Ebû Katâde su kabını ona doğru uzattı. Ben de ona bakıyordum, yaptığına şaşırmış gibiydim. Bana dedi ki: “- Ey kardeşimin kızı, Allah’ın Rasûlü (sav) bize şöyle demişti: “Kedi necis değildir, o ancak sizin etrafınızda dolaşan erkek ve dişi yaratıklardandır.” el-Havdî’nin rivayetine göre teyzesi kendisine şöyle anlatmış: Teyzesi Abdullah b. Ebî Katâde’nin karısı idi. Birgün Ebû Katâde ona gidiyor, abdest için su istiyor. O sırada oradan bir kedi geçiyordu, Ebû Katâde suyu hemen ona doru uzattı. Ben de bu yaptığına şaşırmış gibi bakıyordum… Bundan sonrası yukarıda geçtiği gibidir. Bu rivayet Hemmâm b. Yahya’dan, o Yahya b. Ebî Kesîr’den, o İbn Ebî Katâde’den, o babasından tarîkıyla da nakledilmiştir.
Açıklama: İslâm ulemasının büyük çoğunluğuna göre kedinin ağzı ve artığı temizdir. Ebû Hanîfe’ye göre, başka bir su varken kedinin artığını kullanmak tenzihen mekruhtur. Başka su yoksa, mekruh da olmaz. Özellikle su içerek ağzını temizlediği kesin olarak bilinen kedinin artığının temiz olduğunda, bu su ile abdest alınabileceğinde ittifak vardır. Ancak kedinin bir pisliği yaladığı görülür ve bu itibarla ağzının pis olduğu kesin olarak bilinirse, artığı da pis sayılır.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), (Muhammed) b. Şihâb, ona Abdulmelik b. Ebu Bekir b. Hâris b. Hişâm, ona Hârice b. Zeyd el-Ensârî, ona da babası Zeyd b. Sabit (ra) Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir: "Ateşin değdiği şeylerden dolayı abdest (almak gerekir)." Ebu Muhammed'e (ed-Dârimî): "Bunun (zahirî hükmünü) benimser misin?" denildi. O da "hayır" dedi.
Bize Ebû Abdullah, ona Ebû Bekir b. Abdullah, ona el-Hasan b. Süfyan, ona Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona da Zeyd b. el-Hubâb rivâyet etti, hadisi kendi isnadıyla zikretti ve şöyle dedi: Kendisine Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir rivâyet etti. Bunu Müslim Sahîh'de Ebû Bekir b. Ebî Şeybe'den rivayet etti. İbn Ömer ve Enes'in bu konudaki rivayetlerinde şu dua cümlesi de yer almaktadır: "Allah'ım, beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle!" Bu rivâyet, diğeriyle birlikte Kitabu'd-Daavât bölümünde tahric edilmiştir.
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona Tamtâm, ona Affân, ona Hemmâm, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Abdullah b. Ebî Katâde, ona da babasının haber verdiğine göre; kendisi abdest alıyormuş, o sırada bir kedi yanından geçiyordu, su kabını kediye doğru uzatmış ve sonra da Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu, demiş: “Kedi necis değildir.” Bu hadisi eş-Şâfiî, sika raviler vasıtasıyla Yahya b. Ebî Kesîr’den rivayet etmiştir. Başka bir vecihle İbn Ebî Katâde’den de rivayet edilmiştir.
Bize el-Hasan b. Yahya, ona İshak b. İdris, ona Abdulvâhid b. Ziyâd, ona Osman b. Hakîm, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona Humrân, ona da Hz. Osman Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Kim güzelce abdest alırsa, tırnaklarının altına varıncaya kadar işlemiş olduğu hataları vücudundan dökülür." Osman b. Hakîm'in, Muhammed b. el-Münkedir'den, o Humrân'dan ve o da Hz. Osman'dan tarîkıyla bu hadîsten başka bir rivâyetini bilmiyoruz. Onu Osman b. Hakîm'den, sadece Abdulvâhid b. Ziyâd rivâyet etti.
Bize el-Hasan b. es-Sabbâh el-Bezzâr, ona Halef b. Temîm, ona İsmail b. İbrahim b. Muhâcir, ona babası, ona Mücahid, ona Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman'ı (ra) gördüm, su istedi ve abdest aldı, sonra da Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim, dedi: "Kim güzelce abdest alıp temizlenir, sonra da namaz kılarsa geçmiş günahlarına kefaret olur." Hz. Osman sonra arkadaşlarına döndü ve 'Allah aşkına size soruyorum, ben bunu Rasûlullah'dan (sav) işitmedim mi?' dedi. Bu sözü üç veya dört kez tekrarladı. Yanındakiler de, 'Evet, biz de işittik' dediler." Mücahid'in Humrân vasıtasıyla Hz. Osman'dan bundan başka bir rivâyetinin olduğunu bilmiyoruz. Bunu İsmail b. İbrahim'den başka biri İbrahim b. Muhâcir'den, o da İkrime b. Halid'den rivâyet etmiştir. Birinin İbrahim b. Muhâcir Mücahid'den ve o da Humrân'dan rivâyet etti dediğini bilmiyoruz, bunu sadece Halef İsmail'den rivâyet etmiştir.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), ona (Muhammed) b. Şihâb, ona Cafer b. Amr b. Ümeyye, ona da babası Amr b. Ümeyye (ra), "Rasulullah'ı (sav) elindeki bir koyun küreğinden (et) kesip yerken gördüğünü, sonra Peygamberin (sav) namaza çağrıldığını, bunun üzerine et kestiği bıçağı elinden attığını, sonra da kalkıp ve (yeniden) abdest almadığı halde namazı kıldırdığını" rivayet etmiştir.
Bize Ebû'l-Alâ el-Hasan b. Sevvâr, ona Leys, ona Muâviye, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr rivâyet etti. (T) Yine bize Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. (T) Yine bize Abdülvehhâb b. Buht, ona el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bütün bunlara da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle dedi: "Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri gütme sırası bana gelmişti, akşam vakti olunca onları sevk ettim. Sonra Rasûlullah'a (sav) yetiştim, ayakta insanlara konuşma yapıyordu. Yanına geldiğimde şöyle diyordu: "Sizden biri güzelce abdest alır, abdest suyunu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra kalkar kalbi ve bütün benliğiyle yönelerek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona nvacip olur ve günahları bağışlanır." O anda ben; 'Bu ne kadar güzel!' demişim. Önümde duran biri; 'Ya Ukbe, bundan önceki daha güzeldi' dedi. Baktım ki o kişi, Ömer b. el-Hattâb imiş. Kendisine; "- O nedir, ey Ebû Hafs!" diye sordum. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: "- Sen gelmeden önce Rasûlullah (sav) şöyle demişti: "Sizden biri güzelce abdest alır, suyu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra da, 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâhy yoktur, O te3ktir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu vfe rasûlüdür) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer."
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ona Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Bahr b. Nasr rivayet etti, o da İbn Vehb’e, sana Malik haber verdi diye okunurken dinlemiş. Yine bize Ebû’l-Abbas, ona el-Hasan b. Ali b. Affân, ona Zeyd b. el-Hubâb, ona Malik b. Enes, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Humeyde bint Ubeyd b. Rifâa, ona İbn Ebî Katâde’nin zevcesi Kebşe bint Kâ’b b. Malik’in rivâyet ettiğine göre; Ebû Katâde yanına gelmiş, Kebşe de abdest alması için su getirmiş. O sırada bir kedi su içmek üzere gelmiş, Ebû Katâde de kedinin içmesi için kabı ona doğru uzatmış. Kebşe şöyle devam eder: Benim kendisine baktığımı gören Ebû Katâde; “- Buna hayret mi ediyorsun, yeğenim?” diye sordu. Ben de; “- Evet” dedim. Bunun üzerine Ebû Katâde, Rasûlullah (as.) şöyle buyurmuştu, dedi: “Şüphesiz kedi necis değildir, o ancak sürekli etrafınızda dolaşan erkek ve dişi yaratıklardandır.” Hadîsi Malik b. Enes Muvatta’da böyle rivayet etti. Bazı raviler rivayeti kısaltmışlar ve isnadını da koymamışlar. Ebû İsa dedi ki: Ben bu hadisi Muhammed b. İsmail el-Buhârî’ye sordum, şu cevabı verdi: “Malik bu hadisi iyi (ceyyid) rivayet etti, onun rivayeti diğerlerinin rivayetinden daha sahihtir.” Şeyh dedi ki: Malik’in rivayetine yakın lafızlarla bu hadisi Hüseyin el-Muallim de rivayet etmiştir.
Bize Ebû’l-Hasan el-Mukriî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir, ona Halid b. el-Hâris, ona el-Hüseyin el-Muallim, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Ümmü Yahya, ona teyzesi Bint Kâ’b şöyle haber verdi: “Ebû Katâde bize geldi, abdest alması için kendisine su verdik. O sırada bir kedi yaklaştı, Ebû Katâde kabı kediye doğru uzattı, o da sudan içti. Sonra Ebû Katâde suyun kalanından abdest aldı. Ben kendisine bakınca, dönüp bana, “- Sanki şaşırmış gibisin!” dedi. Ben de, “- Evet” dedim. Bunun üzerine ben Rasûlullah’ın (sav) “Kedi necis değildir” dediğini yahut bu manada başka bir söz söylediğini işittim: “O ancak, sizin etrafınızda erkek veya dişi yaratıklardandır.” Buradaki Ümmü Yahya’nın adı Humeyde’dir. Bint Kâ’b da Kebşe bint Kâ’b’dır. Hemmâm b. Yahya da İshak’dan böyle rivayet etti.