2205 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Numan Ârim b. Fadl, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Yolculuk yaptığımız bir seferde Hz. Peygamber (sav), gerimizde kaldı. (Sonradan) bize yetişti. İkindi namazının (vakti) girmiş, edâsı için az zaman kalmıştı, biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı meshetmeye başladık. Hz. Peygamber (sav), yüksek bir sesle seslendi: "Ateşte yanacak şu topuklara yazık!" Bunu iki ya da üç defa söyledi.
Açıklama: Rivâyetteki "ayaklarımızı mesh ediyorduk" ifadesi; konuyla ilgili farklı rivayetlerden de istifade edilerek "mesh eder gibi az bir suyla yıkıyorduk" şeklinde yorumlanmıştır. (Aynî, Umdetü'l-Karî, II, 9)
Bize Musa, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Katıldığımız bir seferde Hz. Peygamber (sav) bir ara bizden geride kalmış ve sonra bize yetişmişti. Bu arada ikindi namazının vakti girmiş, edâsı için az zaman kalmıştı. Biz de abdest alıp ayaklarımızı mesh etmeye başlamıştık ki Hz. Peygamber (sav) yüksek sesle, iki veya üç kez "ateşte yanacak şu topuklara yazık!" diye seslendi.
Açıklama: Hz. Peygamber (sav), ashâbı acele ettikleri için mesh eder gibi az su kullanmaları nedeniyle uyarmıştır (Bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Beyrut: Dârü'l-Marife, 1379, I, 265).
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona A'meş, ona Münzir es-Sevrî, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali şöyle rivayet etmiştir: Ben, mezisi çok gelen bir adamdım. Mikdâd'tan, (bu durumu) Nebî'ye (sav) sormasını istedim. O da sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Abdest almak gerekir" buyurdu.
Bize İbrahim, ona Salih b. Keysan ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Humran şöyle rivayet etmiştir: Osman abdest aldıktan sonra 'Size bir hadis rivayet edeyim mi? Şu âyet olmasaydı onu size rivayet etmezdim' dedi. Ardından şöyle devam etti: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Güzelce abdest alıp namazını kılan bir kimsenin, kıldığı o namaz ile kılacağı bir sonraki namaz arasında işlediği günahlar bağışlanır." Urve, Osman'ın kastettiği âyetin (İndirdiğimiz açık delilleri gizleyenler...) (Bakara 2/159) âyeti olduğunu söylemiştir.
Bize Hüseyin b. İsa, ona Yunus b. Muhammed, ona Füleyh b. Süleyman, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Amr b. Hazm, ona Abbad b. Temim ona da Abdullah b. Zeyd şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) bir keresinde azalarını ikişer kez yıkayarak abdest aldı."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona, Ata b. Yezid, ona da Osman b. Affân'ın mevlası Humran şöyle demiştir: Kendisi, Osman'ı abdest suyu isterken gördü. Osman, Su kabından ellerine su döktü ve ellerini üçer kez yıkadı. Sonra sağ elini abdest suyunun içine daldırarak su alıp ağzına ve burnuna su verdi ve burnunu temizledi. Ardından üç kere yüzünü ve yine üç kere dirseklere kadar ellerini yıkadı. Sonra başını mesh etti. Ardından her bir ayağını üçer kez yıkadı. Hz. Peygamber'i (sav) kendisinin abdest aldığı şekilde abdest alırken gördüğünü söyledi ve onun (sav) şöyle buyurduğunu belirtti: "Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alıp gönlünden herhangi (kötü) bir şey geçirmeksizin iki rekat namaz kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Bize Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona Ata b. Yezid, ona da Osman'ın mevlası Hamran'ın rivayet ettiğine göre kendisi, Osman b. Affân'ı abdest almak için su kabı isterken gördü. Osman getirilen kaptan avuçlarına üç kere su döktü ve onları yıkadı. Sonra sağ elini su kabına daldırdı. Ağzına ve burnuna su verdi. Ardından üçer kere yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkadı. Daha sonra başını mesh etti. Sonra ayaklarını bileklerine kadar üçer kere yıkadı ve Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alıp gönlünden herhangi bir şey geçirmeksizin iki rekat namaz kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Bize Ali, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Abbad b. Temim ona da amcası (Abdullah b. Zeyd el-Ensarî) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Zeyd, namazdayken abdestinin bozulduğu yönünde kuşkuya kapılan bir kimsenin ne yapması gerektiğini Rasulullah'a (sav) sormuş, Rasulullah da (sav) "Her hangi bir ses duymadığı veya koku almadığı sürece namazdan çıkmasın -veya ayrılmasın.-" buyurmuştur.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Musa b. Ukbe ona da İbn Abbas'ın mevlası Küreyb, Üsame b. Zeyd'den onu şöyle derken işittiğini nakletmiştir: Rasulullah (sav) Arafat'tan ayrılıp dağ yoluna vardığında bineğinden inip tuvalet ihtiyacını giderdi. Sonra hafif bir abdest aldı. Ben kendisine 'Ey Allah'ın Rasûlü! Namaz?' deyince "Namaz ileride kılınacak." buyurdu ve bineğine bindi. Müzdelife'ye vardığında bineğinden indi ve güzelce abdest aldı. Namaz için kâmet getirildi ve akşam namazını kıldı. Ardından herkes develerini yerlerine çökertti. Sonra yatsı namazı için kamet getirildi. Rasulullah (sav) yatsıyı kıldı. Akşam ile yatsı arasında herhangi bir namaz kılmadı.