Giriş

Bize Kuteybe b. Said, Osman b. Muhammed b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, rivayet Kuteybe'nin lafızlarıyla nakledilmiştir, İshak (hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için) 'ahberena, diğer iki ravi ise 'haddesenâ' lafzını kullanmıştır, onlara Cerir, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr) ona da Hz. Osman'ın azatlısı Humrân şöyle rivayet etmiştir: (Bu hadisi) Osman b. Affân'dan mescidin avlusundayken işitmiştim. İkindi vakti müezzin onun yanına geldi. Hz. Oman abdest almak için su istedi ve abdest aldı. Ardından şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki, size bir hadis rivayet edeceğim, eğer Allah'ın Kitabı'ndaki bir ayet olmasaydı onu size anlatmazdım. Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim: "Hiçbir Müslüman kimse yok ki, abdest alsın; bunu güzelce yapsın ve peşinden namaz kılsın da, Allah (cc) kıldığı o namazla bir sonraki namaz arasındaki günahlarını bağışlamasın."


    Öneri Formu
1587 M000540 Müslim, Tahâre, 5


    Öneri Formu
99381 MŞ000984 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 108


    Öneri Formu
98081 MŞ000726 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 84

Bize Züheyr b. Harb, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn Şihab, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Osman'ı gördüm; abdest almak için bir kap istedi. Avuçlarına üç kez su döktü ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini su kabına daldırdı, (aldığı suyla) ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Ardından yüzünü ve dirsekleriyle birlikte kollarını üçer defa yıkadı. Sonra başını meshetti. Ayaklarını da üçer kez yıkadıktan sonra Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kim benim şimdi aldığım gibi abdest alır ve gönlünden bir şeyler geçirmeden (huşu içinde) iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
1585 M000539 Müslim, Tahâre, 4

Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; (T) Bize Züheyr b. Harb ve Ebu Küreyb, onlara Veki'; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, onların hepsine de Hişam (hadisi) bu isnatla rivayet etmiştir. Ebu Üsame'nin rivayetinde; "güzelce abdest alır ve farz bir namazı kılarsa" ifadesi bulunmaktadır. [Ebu Üsame'nin rivayetinde fazlalık olarak diğer rivayetlerde bulunmayan 'el-Mektûbete (farz namaz)' ifadesi vardır.]


    Öneri Formu
1588 M000541 Müslim, Tahâre, 5

Bize İsmail b. Musa, ona Şerik (b. Abdullah), ona Ebu İshak (es-Sebî'î), ona da Esved (b. Yezid en-Neha'î), Hz. Aiş'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), gusül abdestinden sonra (abdesti bozan bir durum meydana gelmedikçe, ayrıca) abdest almazdı. [Ebu İsa (Tirmizî): 'Bu hadis hasen sahihtir' demiştir. (Yine) Ebu İsa (Tirmizî)şöyle demiştir: 'Sahabe ve tabiun neslinden bir çok alimin görüşü (bu şekilde); 'gusülden sonra abdest alınmayacağı' yönündedir.]


    Öneri Formu
10243 T000107 Tirmizi, Tahare, 79

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muâz b. Muaz); (T) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, (Yurakıdaki senedin ravisi Muâz b. Muâz ile beraber) ikisine Şu'be, ona Cami b. Şeddad şöyle rivayet etmiştir: Bişr'in emir olduğu zamanlarda Humran b. Eban'ı, Ebu Burde'ye bu mescitte hadis naklederken işittim. Osman b. Affân'dan Rasulullah'ın (sav) şu hadisini naklediyordu: "Her kim Allah'ın emrettiği gibi abdestini (güzelce) tam alırsa, farz namazların arasındaki günahlara kefaret olur." [Bu, İbn Muaz'ın hadisidir. Gunder'in rivayetinde 'Bişr'in emir olduğu zamanlar' ve 'farz' ifadeleri bulunmamaktadır.]


    Öneri Formu
1608 M000547 Müslim, Tahâre, 11

Bize Ahmed b. Osman b. Hakîm, ona babası (Osman b. Hakim) ona Hasan, ona Ebû İshak, (T) Bize Amr b. Ali, ona Abdurrahman, ona Şerîk, ona Ebu İshak, ona da Esved rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav), gusül abdesti aldıktan sonra (abdesti bozan bir durum meydana gelmedikçe) abdest almazdı.


    Öneri Formu
21570 N000430 Nesai, Gusül ve Teyemmüm, 24

وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ وَيُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالاَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ أَنَّ الْحُكَيْمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الْقُرَشِىَّ حَدَّثَهُ أَنَّ نَافِعَ بْنَ جُبَيْرٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى سَلَمَةَ حَدَّثَاهُ أَنَّ مُعَاذَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَهُمَا عَنْ حُمْرَانَ مَوْلَى عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "مَنْ تَوَضَّأَ لِلصَّلاَةِ فَأَسْبَغَ الْوُضُوءَ، ثُمَّ مَشَى إِلَى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ، فَصَلاَّهَا مَعَ النَّاسِ، أَوْ مَعَ الْجَمَاعَةِ، أَوْ فِى الْمَسْجِدِ، غَفَرَ اللَّهُ لَهُ ذُنُوبَهُ."


    Öneri Formu
1611 M000549 Müslim, Tahâre, 13


    Öneri Formu
96337 MŞ005958 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 448