2205 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu İshak (es-Sebiî), ona da Ebu Hayye (Amr b. Abdullah), Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) (abdest organlarını) üçer kez yıkayarak abdest aldı." [Ebu İsa (Tirmizî): 'Bu konuda Osman, Âişe, Rubeyyi’, İbn Ömer, Ebu Ümâme, Ebu Rafi’, Abdullah b. Amr, Muaviye, Ebu Hüreyre, Cabir, Abdullah b. Zeyd ve Übey b. Ka’b’tan rivayet edilen hadisler de vardır.' Ebu İsa (Tirmizî): Ali’nin bu hadisi, bu konudaki hadislerin en güzel ve sahih olanıdır. Çünkü bu hadis Hz. Ali’den, farklı yollarla da rivayet edilmiştir. Alimlerin büyük çoğunluğunun ameli bu hadis üzerinedir. Buna göre, abdest organlarını bir kez yıkamak yeterlidir. İki kez yıkamak faziletlidir. En faziletlisi ise üç kez yıkamaktır. Bunun ötesine geçmek (bu sayının üzerine çıkmak) doğru değildir. İbn’ül Mübarek: 'Abdest alırken organları üç kereden fazla yıkayanın günahkâr olmayacağından emin değilim.' demiştir. Ahmed ve İshak ise: '(Abdest alırken azalarını yıkama sayısı olarak) Üç defanın üzerine ancak (kalpleri) hastalığa yakalanmış kimseler çıkar' demişlerdir'.']
Bize İsmail b. Musa el-Fezârî, ona da Şerik (b. Abdullah), Sabit b. Ebu Safiyye’nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Ebu Cafer’e, 'Cabir sana, Rasulullah'ın (sav) (abdest organlarını) birer, ikişer ve üçer kere yıkayarak abdest aldığını nakletti mi?' diye sordum. Bana 'Evet' cevabını verdi.'
Bize Süfyan b. Veki b. Cerrah, ona Abdullah b. Vehb, ona Zeyd b. Hubab, ona Ebu Muaz (Süleyman b. Erkam), ona Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr), Hz. Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Rasulullah’ın (sav) bir havlusu vardı. Abdestten sonra onunla kurulanırdı.” [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Aişe'nin hadisi sağlam değildir. Bu konuda Rasulullah’tan (sav) nakledilen sahih bir rivayet yoktur. (Hadisin ravilerinden) Ebu Muâz'a Süleyman b. Erkam derler. Hadisçiler nezdinde zayıf kabul edilir. Tirmizî: 'Bu konuda Muaz b. Cebel’den nakledilen rivayet de vardır.' demiştir.]
Bize Kuteybe (b. Said), ona Rişdin b. Sa’d, ona Abdurrahman b. Ziyad b. En’um, ona Utbe b. Humeyd, ona Ubade b. Nüseyy, ona da Abdurrahman b. Ğanm, Muaz b. Cebel’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah’ı (sav) abdest alırken yüzünün ıslaklığını elbisesinin ucuyla kuruladığını gördüm. [Ebu İsa (Tirmizî): Bu, garib bir hadistir. Senedi de zayıftır. Rişdin b. Sa’d ve Abdurrahman b. Ziyad b. En’um el-Ifrikî, hadis rivayetinde zayıf olarak kabul edilmektedir. Sahabe ve sonraki dönem alimlerinin bir kısmı, abdest aldıktan sonra havlu ile kurulanmaya izin vermişlerdir. Kurulanmayı hoş karşılamayanlar, 'Abdest (kullanılan su ) tartılacaktır' şeklindeki rivayetten dolayı bu kanaate varmışlardır. Bu rivayet Said b. Müseyyeb ve Zührî’den nakledilmiştir. Bize Muhammed b. Humeyd (er-Razî), ona Cerir, ona Ali b. Mücahid -bu şahıs Cerir'e göre sikadır-, ona ben (Cerir, daha önce rivayet ettiği hadisi unuttuğu için, önceden naklettiği öğrencisinden alarak rivayeti tekrar nakletmektedir), bana da Salebe, Zürhi'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Abdestten sonra kurulanmanın hoş görülmeyişi, abdestin (abdestte kullanılan suyun) tartılacak olması sebebiyledir'.']
Bize Ahmed b. Meni’ ve Ali b. Hucr, onlara İsmail b. Uleyye, ona da Ebu Reyhane (Abdullah b. Matar), Sefîne’nin (Mihran b. Ferruh) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir müd miktarı (su) ile abdest alır; bir sa' miktarı (su) ile de yıkanırdı (gusül abdesti alırdı)." [Tirmizî: 'Bu konuda Âişe, Câbir ve Enes b. Malik'ten rivayet edilen hadisler de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Sefîne'nin bu hadisi, hasen-sahihtir. Ebu Reyhane’nin ismi, Abdullah b. Matar’dır. Bazı alimler, bu hadise göre; abdestin bir müd, gusül abdestinin ise bir sa’ miktarı su ile alınacağı yönünde görüşün beyan etmişlerdir. Şâfiî, Ahmed, ve İshâk: '(Abdest ve gusülde kullanılacak su miktarı ile alakalı olarak) Hadiste verilen ölçülerin, harcanacak suyun miktarının en üst sınırını belirtme anlamına gelmediğini, bu miktardan daha çok veya daha az su kullanmanın mümkün olduğunu, (hadiste) zikri geçen miktarın, yeterli miktarı belirtmekten ibaret olduğunu söylemişlerdir.']
Bize Ebu Bekir b. Şube, ona Şerik (b. Abdullah), ona da Abdullah b. Muhammed b. Akîl, Rubeyyi'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav), abdest alırken kulaklarının içini ve dışını mesh etti.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî' (b. Cerrah), ona Hasan b. Salih, ona da Abdullah b. Muhammed b. Akîl, Rubeyyi' bt. Muavviz b. Afrâ'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), abdest alırken iki parmağını kulak deliklerine soktu."
Bize Muhammed b. Humeyd er-Razî, ona Seleme b. Fadl, ona Muhammed b. İshak, ona da Humeyd (b. Tarhan), Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), (o esnada) ister abdestli olsun isterse olmasın, her namaz için abdest alırdı." Humeyd (b. Tarhan) şöyle demiştir: 'Enes'e, 'Peki siz nasıl yapardınız?' diye sordum. Enes: 'Biz tek bir abdest alırdık.' cevabını verdi.' [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: 'Humeyd'in Enes'ten naklettiği bu rivayet, bu tarikiyle hasen-garib bir hadistir. Hadis ehli nezdinde meşhur olan husus, Amr b. Âmir el-Ensarî'nin Enes'ten naklettiği hadistir. Âlimlerin bazıları, her namaz için abdest almanın vacip değil, müstehap olduğu görüşündedir.']
Bize Rabi' b. Süleyman ve Harmele b. Yahya, o ikisine Muhammed b. İdris eş-Şâfiî, ona Malik b. Enes, ona da Amr b. Yahya, babasının (Yahya b. Umare) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yahya b. Umare, Abdullah b. Zeyd'e -bu şahıs, Amr b. Yahya'nın dedesidir- 'bana Rasulullah'ın (sav) nasıl abdest aldığını gösterebilir misin?' diye sordu. Abdullah b. Zeyd de 'Evet' cevabını verdi ve abdest suyu istedi. (Su gelince) Önce eline su döküp iki defa yıkadı. Sonra üç kez ağzına su aldı, (üç kez de) burnunu (sümkürerek) iyice temizledi. Daha sonra yüzünü üç kez, kollarını da ikişer kez dirseklerine kadar yıkadı. Sonrasında başını eliyle mesh etti. (Bunu yaparken) Ellerini (başına sürerek) başının önüne ve arkasına hareket ettirdi; (ellerini) başının ön tarafından başlayıp ensesine kadar götürdü, sonra arkadan öne doğru getirerek tekrar başladığı yere döndü. En sonunda da ayaklarını yıkadı.
Bize Muhmmed b. Beşşar (el-Abdî), ona Ebu Davud et-Tayalisî, ona Harice b. Mus’ab, ona Yunus b. Ubeyd, ona Hasan (el-Basrî), ona Utey b. Damra es-Sa’dî, ona da Übey b. Ka’b, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Abdestin Velehan adıyla anılan bir şeytanı vardır. Bundan dolayı su (abdest) vesvesesinden sakının." [Tirmizi: 'Bu konuda Abdullah b. Amr ve Abdullah b. Muğaffel’den rivayet edilen hadisler de vardır' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: 'Übey b. Ka’b’ın bu hadisi garîb bir rivayettir. Hadisin senedi hadisçiler nezdinde pek sağlam ve sahih değildir. Çünkü Hârice’den başka bu hadisi Hz. Peygamber'e nisbet eden birini bilmiyoruz. Bu hadis başka yollarla Hasan’ın sözü rivayet edilmiştir. Bu konuda Hz. Peygamber’den (sav) nakledilen sahih hiç bir hadis yoktur. Hârice, hadisçilerin nazarında sağlam bir ravi değildir. İbn’ül Mübarek, onu zayıf saymaktadır.']