2203 Kayıt Bulundu.
Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe, ona Muhammed b. Ebu Harmele, ona Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav) Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e bir kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama: Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle, Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını yıkarken aşırıya kaçmadığı kastedilmektedir.
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe ve Muhammed b. Ebu Harmele, onlara Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav), Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e (sav) kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber (sav) daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama: Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle , Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını birer kez yıkamakla yetindiği anlatılmaktadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Fadl b. Dükeyn, ona Ebu Umeys, ona Ali b. Akmer, ona da Ebu'l-Ahvas, Abdullah'ın (b. Mesud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yarın Allah'a Müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, namazlarını ezanın okunduğu yerde (mescitte) kılmaya devam etsin. Şüphesiz ki Allah (cc), Peygamberinize (sav) hidayet sünnetleri (sünen-i hüda) vermiştir. Bunlar da (bu namazlar da) hidayet sünnetlerdendir. Eğer cemaati terk edip namazı evinde kılan bu adamların yaptığı gibi, siz de namazlarınızı evlerinizde kılarsanız, Peygamberinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin (sav) sünnetini terk ederseniz de doğru yoldan şaşarsınız. Bir kimse abdest alır, abdestinin güzel olmasına özen gösterirse ve sonra da namaz kılmak niyetiyle bu mescitlerden birine giderse, Allah (cc) onun attığı her bir adım için bir iyilik sevabı yazar, onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler. Ben öyle günlerimize şahit oldum ki, sadece nifakı açıkça bilinen bir münafık cemaate katılmazdı. İnsanlar iki kişi arasında (zorlanarak) yürümeye çalışarak bile olsa mescide getirilip nihayet saftaki yerini alırdı.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Süfyan, ona A'meş, ona da İbrahim b. Alkame rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: İnsanlar (abdest almak içi)n su bulamadılar. Hz. Peygamber'e (sav) (içinde bir miktar su bulunan) bir su kabı getirildi. Rasulullah (sav) elini o kabın içine soktu. Parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. "Haydin, tertemiz suya ve Allah'tan gelen berekete (koşun)!" buyurdu. (Hadisin ravilerinden) A'meş, Salim b. Ebu'l-Ca'd'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cabir'e, 'o gün kaç kişiydiniz?' diye sordum. 'Bin beş yüz kişiydik' diye cevap verdi.'
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Süfyan, ona A'meş, ona da İbrahim b. Alkame rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: İnsanlar (abdest almak içi)n su bulamadılar. Hz. Peygamber'e (sav) (içinde bir miktar su bulunan) bir su kabı getirildi. Rasulullah (sav) elini o kabın içine soktu. Parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. "Haydin, tertemiz suya ve Allah'tan gelen berekete (koşun)!" buyurdu. (Hadisin ravilerinden) A'meş, Salim b. Ebu'l-Ca'd'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cabir'e, 'o gün kaç kişiydiniz?' diye sordum. 'Bin beş yüz kişiydik' diye cevap verdi.'
Bize Hennad (b. Seri), ona Şerik (b. Abdullah), ona Ebu Fezare (Raşid b. Keysan), ona da Ebu Zeyd (el-Kuraşî), Abdullah b. Mes’ud’un şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bana: 'Su kabında ne var?' diye sordu. Ben de: 'Nebiz (hurma şırası) var' cevabını verdim. Hz. Peygamber bunun üzerine: "Hurma temizdir, (ondan çıkan) su da temizdir/temizleyicidir." buyurdu. Sonra da ondan (o nebiz ile) abdest aldı. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis Hz. Peygamber’den (sav) Abdullah (b. Mesud) vasıtası ile sadece Ebu Zeyd tarafından rivayet edilmiştir. Ebu Zeyd, hadisçiler nezdinde meçhul bir ravi olarak kabul edilir. Bu hadisten başka bir rivayeti bilinmemektedir. Bazı alimler nebiz (şıra) ile abdest alınabileceği kanaatindedirler. Süfyan es-Sevrî ve başkaları bunlardandır. Bazı alimler ise: 'Nebiz (şıra) ile abdest alınmaz' demişlerdir. Şafiî, Ahmed ve İshak bu görüştedir. İshak, 'Bir kimse bu duruma düşerse ve nebiz ile abdest alırsa, (ayrıca) teyemmüm yapması bana daha sevimli gelmektedir' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî): 'Şıra (nebiz) ile abdest alınmaz' diyenlerin görüşü, Kur’ân’ın hükmüne daha yakın ve daha uygundur. Çünkü Allah 'Su bulamamışsanız o zaman tertemiz bir toprağa teyemmüm edin' (en-Nisâ 4/43) buyurmuştur.]