2203 Kayıt Bulundu.
Bana Malik'in rivayet ettiğine göre kendisine şöyle bir haber ulaşmıştır: Sad b. Ebu Vakkâs öldüğü gün Abdurrahman b. Ebu Bekir, Hz. Âişe'nin yanına girdi ve abdest almak için su iste. Hz. Aişe ona “Abdurrahman! Abdest azalarını iyice yıka. Çünkü Rasulullah'ı (sav) işittim şöyle buyuruyordu” dedi: "(Abdest alırken iyi yıkanmadığı için) ateşte yanacak topukların vay haline."
Bana Malik şöyle rivayet etmiştir: "Malik, Rabia b. Abdurrahman’ın, defalarca kusar gibi olduğu (midesinden ağzına defalarca bir şeyler geldiği) halde abdestini tazelemeden namaz kıldığını gördü. Yahya der ki: İmam Malik'e “Kusmuğu ağzına gelen bir kimsenin abdest alması gerekir mi?” diye sordular. O da “Yeniden abdest alması gerekmez. Ancak kustuğu için ağzını çalkalaması (yıkaması) gerekir” diye cevap verdi."
Bana Malik'in rivayet ettiğine göre kendisine şöyle bir haber ulaşmıştır: "Ali b. Ebu Talib'in ve Abdullah b. Abbas ateşte pişirilmiş yemek yediklerinde tekrar abdest almazlardı."
Bize Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Abdullah es-Sunabihî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kul abdest alırken ağzına su verdiğinde (ağzıyla işlediği) günahlar ağzından dökülür. Burnuna su verdiğinde (burnuyla işlediği) günahlar burnundan dökülür. Yüzünü yıkadığında göz kirpiklerinin altına varıncaya kadar (yüzüyle işlediği) günahlar yüzünden dökülür. Ellerini yıkadığında el tırnaklarının arasına varıncaya kadar (eliyle işlediği) günahlar ellerinden dökülür. Başını mesh ettiğinde kulaklarına varıncaya kadar (başıyla işlediği günahlar) başından dökülür gider. Ayaklarını yıkadığında ayak tırnaklarına varıncaya kadar (ayaklarıyla işlediği) günahlar ayaklarından dökülür gider. O kulun mescide yürümesi ve namaz kılması da onun için nafile bir ibadet olur."
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik b. Enes, ona İshak b. Abdullah, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "İkindi vakti girdiğinde Rasulullah'ı (sav) gördüm. insanlar abdest için su aradılar. Fakat bulamadılar. Derken Rasulullah'a (sav) bir kap içerisinde abdest suyu getirildi. Rasulullah (sav) elini, bu kaba koydu. Sonra da o kaptaki sudan abdest almalarını emretti. Suyun, Rasulullah'ın (sav) parmaklarının altından kaynadığını gördüm. insanlar abdest almaya başladılar. Öyle ki abdest alacak hiç kimse kalmadı. (herkese yetti.)"
O bana Mâlik'ten rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurduğu Malik’e ulaşmıştır: "Dosdoğru olun! (Ne kadar çabalasanız da) tüm ibadetleri eksiksiz yapamazsınız. Buna rağmen yine ibadet yapmaya devam edin. Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Sadece mümin kişi devamlı abdestini muhafaza eder."
ana Malik şöyle rivayet etmiştir: Malik, İbn Şihab'a “Mestler üzerine nasıl mesh edilir?” diye sordu. İbn Şihab bir elini mestin altına soktu, öbür eliyle de mestin üzerini mesh etti. Malik der ki: İbn Şihab'ın görüşü bu konuda duyduklarım arasında en hoşuma giden görüştür.
Bize Mâlik'ten, ona Hişâm b. Urve, ona babası Urve, Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe'den (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle derdi: "Biriniz eşiyle münasebette bulunduktan sonra gusül abdesti almadan uyumak isterse, namaz abdesti almadan uyumasın."
Bize Yahya (b. Hassan), ona Abdulaziz b. Ebu Seleme, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Abdullah b. Zeyd, Hz. Peygamber’den (sav) bir önceki hadisin benzerini rivayet etti.
Bana Malik'in rivayet ettiğine göre kendisine şöyle bir haber ulaşmıştır: "Ali b. Ebu Talib'in ve Abdullah b. Abbas ateşte pişirilmiş yemek yediklerinde tekrar abdest almazlardı."