2204 Kayıt Bulundu.
Bana Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona da Said b. Ebu Hilal, Nuaym b. Abdullah'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Nuaym b. Abdullah, Ebu Hureyre'yi (ra) abdest alırken görmüştü. (Abdest alırken) Yüzünü ve omuzlarına varıncaya kadar kollarını yıkadı. Sonra ayaklarını baldırlarına ulaşıncaya kadar yıkadı. Ardından Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Ümmetim kıyamet günü abdestin eseri olarak yüzleri ve ayakları apaydınlık halde (mahşer yerine) geleceklerdir. Her kim bu parlaklığı artırmak isterse bunu yapsın."
Açıklama: Gurr: Atın alnındaki beyazlığa denir. Türkçe'de 'sakar' kelimesiyle ifade edilir. Muhaccel: Atın ayaklarındaki beyazlıktır. Türkçe'de 'sekir' denir.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Süheyl, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Vay o (düzgün yıkanmayan) topukların (cehennemde) ateşten başına geleceklere..."
Bize Süveyd b. Said, ona Malik b. Enes; (T) Bize Ebu Tahir -hadis Ebu Tahir'in lafızlarıyla nakledilmiştir- ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebû Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman -yahut mümin- bir kul abdest alıp yüzünü yıkadığı zaman, gözleriyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya en son su damlası ile- yüzünden akıp gider. Ellerini yıkadığı zaman, ellerini kullanarak işlediği bütün günahlar suyla -veya en son su damlası ile- ellerinden akıp gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarıyla yürüyerek işlediği bütün günahlar suyla beraber -yahut en son su damlası ile- ayaklarından akıp gider. Nihayet o kul günahlardan arınmış olarak çıkar."
Bana Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve el-Kasım b. Zekeriyya b. Dinar ve Abd b. Humeyd, onlara Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Umare b. Gaziyye el-Ensari, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücmir şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Ebu Hureyre'yi (ra) abdest alırken gördüm. Yüzünü bol su ile iyice yıkadı. Sonra sağ kolunu pazısına varıncaya kadar yıkadı. Sonra sol kolunu da yine pazısına varıncaya kadar yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra baldırına varıncaya kadar sağ ayağını, ardından yine baldırına varıncaya kadar sol ayağını yıkadı. Sonra ben Rasulullah'ın (sav) böyle abdest aldığını gördüm dedi. Ardından, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu diye ekledi: "Sizler iyice yıkayarak aldığınız abdestler vesilesiyle kıyamet günü yüzleriniz ve ayaklarınız nurlu bir halde geleceksiniz. Dolayısıyla kim yapabiliyorsa, yüzündeki ve ayaklarındaki beyazlık ve nuru artırsın."
Bize Süveyd b. Said ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan el-Fezârî -İbn Ebu Ömer hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Mervan (Bize Mervan rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Malik el-Eşca'i Sa'd b. Tarık, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah(sav) "Benim havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Kardan daha beyaz, ballı sütten daha tatlıdır. Havuzumdaki kâselerin sayısı yıldızlardan daha çoktur. Ben (diğer) insanları oradan, bir kimsenin kendi su havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi kovacağım." buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlar; 'Ey Allah'ın Elçisi, O gün bizi tanıyacak mısınız? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Elbette. Sizin (o gün) başka hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. O gün aldığınız abdestlerin bir eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız apaydınlık halde benim yanıma geleceksiniz." karşılığını verdi.
Açıklama: عَرَاقِيبِ kelimesinin çoğulu عرقوب şeklinde gelmektedir. Burada ayağın gerisindeki ökçenin üstündeki sinir kısmı anlamındadır. (Müslim, Tahâre, 29)