2189 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona Abdullah b. Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Abdülaziz b. Müslim, ona da Ebu Ma'kil, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'i (sav) abdest alırken gördüm. Başında Kıtriyye kumaşından bir sarık vardı. Sarığını çözmeden (başından çıkarmadan), elini sarığın altına sokarak başının ön tarafını mesh etti."
Açıklama: Kıtriyye: Bir kumaş çeşididir. Katar'da dokunduğu için oraya nisbetle 'Kıtriyye' diye anılır. Kırmızı renkte ve desenlidir. Biraz da sertçedir.
Bize Hennâd, ona Vekî, ona Süfyân, ona da Ebû İshâk hadisin benzerini rivayet etmiştir. [Ebû İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, Saîd b. Müseyyeb ve başkalarının görüşüdür. Birçok kimse Esved'in, Hz. Aişe'den 'Rasulullah'ın (sav) uyumadan önce abdest aldığını' bildiren haberini rivayet etmiştir. Bu, Ebu İshak’ın Esved’den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Ebû İshak’tan bu hadisi Şu’be, Sevrî ve başkaları da rivayet etmiştir. Bunun, Ebu İshak’tan kaynaklanan bir hata olduğunu düşünmektedirler.]
Bize Hennad (b. Seri et-Temimî) Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym), ona Asım b. Ebu Necud, ona da Zir b. Hubeyş, Safvan b. Assâl'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah (sav) yolculuk yaptığımızda, cünüplük hariç, küçük ve büyük tuvalet yapmaktan ve uykudan dolayı üç gün boyunca mestlerimizi çıkarmamamızı bize emretti." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Hakem b. Uteybe ve Hammâd bu hadisi İbrahim Nehâi, ona Ebu Abdullah el Cedelî, ona da Huzeyme b. Sabit vasıtasıyla rivayet etmişlerdir; ancak bu rivayet sahih değildir. Ali el Medinî, ona da Yahya b. Saîd, Şu’be'nin: 'İbrahim en-Neha'î mest hadisini Ebu Abdillah el Cedelî’den işitmemiştir' dediğini söylemiştir. Zaide'nin söylediğine göre Mansur şöyle demiştir: 'İbrahim et Teymî’nin odasında idik. İbrahim en-Neha'î de bizimle beraberdi. İbrahim et Teymî mesh hadisini bize; Amr b. Meymun’dan, ona Ebu Abdullah el Cedelî, ona da Huzeyme b. Sabit isnadıyla rivayet etti. Muhammed b. İsmail (Buharî): Bu konudaki hadislerin en güzelinin, Saffan b. Assâl el Muradî’nin rivayeti olduğunu söylemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Peygamber’in (sav) ashabının, tabiunun ve onlardan sonra gelen âlimlerin çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Süfyan es Sevrî, İbn’ül-Mübarek, Şâfiî, Ahmed ve İshâk bu görüşte olanlara örnek verilebilir. Bunlar yolcu olmayan (yaşadığı yerde bulunan) kimsenin bir gün bir gece, yolcunun ise üç gün üç gece mestler üzerine mesh edebileceğini savunmaktadır. Ebu İsa (Tirmizî): 'Bazı âlimleri, mestler üzerine mesh için, belirli bir süre tayin etmek gerekmediği görüşünde oldukları nakledilir. Bu, Mâlik b. Enes'in de görüşüdür.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî): '(Mesh için belirli) Bir sürenin tayin edilmesi daha doğrudur.' demiştir. Bu hadis, Âsım’ın rivayeti dışında, Safvân b. Assâl’dan da nakledilmiştir.]
Şehr b. Havşeb’in şöyle anlattığı rivayet edilmiştir: Cerir b. Abdullah’ı abdest alırken ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh ederken gördüm. Bu konuyu kendisine sorduğumda bana: 'Ben Rasulullah’ı (sav) abdest alırken ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh ederken gördüm.' cevabını verdi. Bunun üzerine ben: 'Mâide suresinin inmesinden önce mi, yoksa sonra mı?' diye sordum. O da: 'Ben, Mâide süresinin inmesinden sonra Müslüman oldum.' karşılığını verdi. Bize Kuteybe (b. Said ), ona Halid b. Ziyad et-Tirmizî, ona Mukatil b. Hayyan, ona da Şehr b. Havşeb, Cerir’den bu şekilde rivayet etmiştir. [Tirmizî şöyle demiştir: Bakıyye bu hadisi İbrahim b. Ethem, ona Mukatil b. Hayyan, ona Şehr b. Havşeb, ona da Cerir isnadıyla rivayet etmiştir. Bu hadis, (ihtiva ettiği) konuya açıklık getiren (müfessir) bir hadistir. Çünkü mest üzerine meshi inkar edenler, bu kanaatlerini 'Rasulullah’ın (sav) mestleri üzerine mesh vermesi uygulamasının Mâide suresinin indirilmesinden önce olduğu' yorumuna dayandırırlar. Cerir ise hadisinde, Hz. Peygamber’n (sav) mestleri üzerine mesh verdiğini, Mâide suresinin inmesinden sonra gördüğünü ifade etmektedir.]
Bize Kuteybe (b. Said), ona Ebu Avane, ona Said b. Mesruk, ona İbrahim et-Teymî, ona Amr b. Meymun, ona da Ebu Abdullah el-Cedelî, Huzeyme b. Sabit’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) mest üzerine meshin süresi soruldu. O da (sav): "Yolcu için üç gün üç gece, yolcu olmayan (yaşadığı yerde bulunan) kimse için ise, bir gün bir gecedir" buyurdu. [Yahya b. Maîn’in, Huzeyme b. Sabit’in mesh hakkındaki bu hadisini sahih kabul ettiği nakledilmiştir. (Senedde adı geçen) Abdullah el Cedelî’nin ismi, Abd b. Abd’dir. Abdurrahman b. Abd olduğunu söyleyenler de vardır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu konuda Ali, Ebu Bekre, Ebu Hüreyre, Saffan b. Assâl, Avf b. Mâlik, İbn Ömer ve Cerir’den nakledilen hadisler de vardır.]
Bize Ebu Velid Dımeşkî, ona Velid b. Müslim, ona Sevr b. Yezid, ona Reca b. Hayve, ona da Muğire’nin kâtibi (Ebu Said Verrâd es-Sakafî), Muğire b. Şu’be’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) mestin hem üstünü hem de altını mesh etmiştir." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Peygamber’in (sav) ashabının, tabiunun ve onlardan sonra gelen fıkıh alimlerinin çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Malik, Şafiî ve İshâk da böyle görüş beyan etmişlerdir. Bu, illetli (gizli kusuru olan) bir hadistir. Hadisi Velid b. Müslim’den başka hiç kimse Sevr b. Yezîd’den rivayet etmemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Zür’a'ya ve Muhammed b. İsmail’e (Buharî) bu hadisin durumunu sordum. Bana 'Sahih değildir' dediler. Çünkü İbn’ül Mübarek bu hadisi Sevr'den, Reca b. Hayve vasıtasıyla nakletmiştir. Reca ise: 'Muğîre’nin katibinden bana rivayet edildi' diyerek, (sahabe olan) Muğire b. Şu'be'nin adını zikretmeden, mürsel olarak (direk Hz. Peygamber'den) nakilde bulunmuştur.]
Bize Ali b. Hucr, ona Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona da Urve b. Zübeyr, Muğira b. Şu’be’nin şöyle dediğini rivayet etti: “Rasulullah’ı (sav) mestlerinin üst yüzüne mesh ederken gördüm.” [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Muğîre’nin bu hadisi hasendir. Bu hadis, Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona Urve, ona da Muğîre isnadıyla rivayet edilmiştir. Hadisi Urve vasıtasıyla Muğîre’den rivayet eden raviler arasında, 'Mestlerinin üst yüzüne' lafzını Abdurrahman’dan başka aktaranı başka bir kimse bilmiyoruz. Bir çok alimin görüşü bu hadis doğrultusundadır. Süfyan es-Sevrî ve Ahmed’in görüşü de böyledir. Muhammed (Buharî): 'Mâlik b. Enes, Abdurrahman b. Ebu Zinad’ın zayıf olduğuna dikkat çekerdi' demiştir.]
Bize Hennad (b. Seri), ona Şerik (b. Abdullah), ona Ebu Fezare (Raşid b. Keysan), ona da Ebu Zeyd (el-Kuraşî), Abdullah b. Mes’ud’un şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bana: 'Su kabında ne var?' diye sordu. Ben de: 'Nebiz (hurma şırası) var' cevabını verdim. Hz. Peygamber bunun üzerine: "Hurma temizdir, (ondan çıkan) su da temizdir/temizleyicidir." buyurdu. Sonra da ondan (o nebiz ile) abdest aldı. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis Hz. Peygamber’den (sav) Abdullah (b. Mesud) vasıtası ile sadece Ebu Zeyd tarafından rivayet edilmiştir. Ebu Zeyd, hadisçiler nezdinde meçhul bir ravi olarak kabul edilir. Bu hadisten başka bir rivayeti bilinmemektedir. Bazı alimler nebiz (şıra) ile abdest alınabileceği kanaatindedirler. Süfyan es-Sevrî ve başkaları bunlardandır. Bazı alimler ise: 'Nebiz (şıra) ile abdest alınmaz' demişlerdir. Şafiî, Ahmed ve İshak bu görüştedir. İshak, 'Bir kimse bu duruma düşerse ve nebiz ile abdest alırsa, (ayrıca) teyemmüm yapması bana daha sevimli gelmektedir' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî): 'Şıra (nebiz) ile abdest alınmaz' diyenlerin görüşü, Kur’ân’ın hükmüne daha yakın ve daha uygundur. Çünkü Allah 'Su bulamamışsanız o zaman tertemiz bir toprağa teyemmüm edin' (en-Nisâ 4/43) buyurmuştur.]
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi, ona da İbn Ömer, Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ömer, Rasulullah'a (sav): 'İçimizden biri cünüp iken uyuyabilir mi?' diye sordu. Rasulullah (sav): 'Evet, abdest alırsa uyuyabilir' cevabını verdi. [Tirmizi: 'Bu konuda Ammâr, Âişe, Cabir, Ebû Said ve Ümmü Seleme’den nakledilen hadisler de vardır' demiştir. Ebû İsâ (Tirmizî) şöyle demiştir: Ömer’in hadisi, bu konudaki en güzel ve en sahih rivayettir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabınının ve tabiunun pek çoğunun sözü bu hadise göredir. Süfyân es-Sevrî, İbnü’l-Mübârek, Şâfiî, Ahmed ve İshâk da böyle hüküm vermiştir. 'Cünüp olan kişi uyumak isterse, uyumadan önce abdest alır.' demişlerdir.]
Bize Abbas el-Anberî ve Muhammed b. Abdula’lâ, onlara Abdurrahman b. Mehdi, ona Muaviye b. Salih, ona Alâ' b. Haris, ona da Haram b. Muaviye, amcası Adullah b. Sa’d’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah’a (sav) âdet gören kadınla birlikte yemek yemenin hükmünü sordum. Bana "Onunla birlikte yemek yiyebilirsin" cevabını verdi. [Tirmizî: 'Bu konuda Âişe ve Enes’den nakledilen rivayetler de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Sa’d’ın bu hadisi, hasen-garibtir. Alimlerin çoğunluğunun görüşü bu hadis doğrultusundadır; âdet gören kadınla birlikte yemek yemekte bir sakınca görmemişlerdir. Âlimler, kadının abdest suyundan artan su konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Kimisi buna izin verirken, kimisi kadının abdestinden artan suyu (kullanmayı) sakıncalı görmüştür.]