Giriş

Bana Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona da Said b. Ebu Hilal, Nuaym b. Abdullah'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Nuaym b. Abdullah, Ebu Hureyre'yi (ra) abdest alırken görmüştü. (Abdest alırken) Yüzünü ve omuzlarına varıncaya kadar kollarını yıkadı. Sonra ayaklarını baldırlarına ulaşıncaya kadar yıkadı. Ardından Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Ümmetim kıyamet günü abdestin eseri olarak yüzleri ve ayakları apaydınlık halde (mahşer yerine) geleceklerdir. Her kim bu parlaklığı artırmak isterse bunu yapsın."


Açıklama: Gurr: Atın alnındaki beyazlığa denir. Türkçe'de 'sakar' kelimesiyle ifade edilir. Muhaccel: Atın ayaklarındaki beyazlıktır. Türkçe'de 'sekir' denir.

    Öneri Formu
1686 M000580 Müslim, Tahâre, 35

Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."


Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.

    Öneri Formu
280878 M000584-3 Müslim, Tahâre, 39

Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."


Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.

    Öneri Formu
280879 M000584-4 Müslim, Tahâre, 39

Bana Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve el-Kasım b. Zekeriyya b. Dinar ve Abd b. Humeyd, onlara Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Umare b. Gaziyye el-Ensari, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücmir şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Ebu Hureyre'yi (ra) abdest alırken gördüm. Yüzünü bol su ile iyice yıkadı. Sonra sağ kolunu pazısına varıncaya kadar yıkadı. Sonra sol kolunu da yine pazısına varıncaya kadar yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra baldırına varıncaya kadar sağ ayağını, ardından yine baldırına varıncaya kadar sol ayağını yıkadı. Sonra ben Rasulullah'ın (sav) böyle abdest aldığını gördüm dedi. Ardından, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu diye ekledi: "Sizler iyice yıkayarak aldığınız abdestler vesilesiyle kıyamet günü yüzleriniz ve ayaklarınız nurlu bir halde geleceksiniz. Dolayısıyla kim yapabiliyorsa, yüzündeki ve ayaklarındaki beyazlık ve nuru artırsın."


    Öneri Formu
1679 M000579 Müslim, Tahâre, 34

Bize Süveyd b. Said ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan el-Fezârî -İbn Ebu Ömer hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Mervan (Bize Mervan rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Malik el-Eşca'i Sa'd b. Tarık, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah(sav) "Benim havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Kardan daha beyaz, ballı sütten daha tatlıdır. Havuzumdaki kâselerin sayısı yıldızlardan daha çoktur. Ben (diğer) insanları oradan, bir kimsenin kendi su havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi kovacağım." buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlar; 'Ey Allah'ın Elçisi, O gün bizi tanıyacak mısınız? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Elbette. Sizin (o gün) başka hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. O gün aldığınız abdestlerin bir eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız apaydınlık halde benim yanıma geleceksiniz." karşılığını verdi.


    Öneri Formu
1688 M000581 Müslim, Tahâre, 36

Bize Süveyd b. Said ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan el-Fezârî -İbn Ebu Ömer hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Mervan (Bize Mervan rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Malik el-Eşca'i Sa'd b. Tarık, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah(sav) "Benim havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Kardan daha beyaz, ballı sütten daha tatlıdır. Havuzumdaki kâselerin sayısı yıldızlardan daha çoktur. Ben (diğer) insanları oradan, bir kimsenin kendi su havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi kovacağım." buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlar; 'Ey Allah'ın Elçisi, O gün bizi tanıyacak mısınız? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Elbette. Sizin (o gün) başka hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. O gün aldığınız abdestlerin bir eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız apaydınlık halde benim yanıma geleceksiniz." karşılığını verdi.


    Öneri Formu
280875 M000581-2 Müslim, Tahâre, 36


    Öneri Formu
280873 M000579-2 Müslim, Tahâre, 34


    Öneri Formu
280874 M000579-3 Müslim, Tahâre, 34

Bize Ebu Küreyb ile Vasıl b. Abdula'la -hadisin lafzı Vasıl'a aittir-, onlara İbn Fudayl, ona Ebu Malik el-Eşca'i, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ümmetim Kevser havuzunun başında benim yanıma gelecek. Başkasının develerini kendi devesinden uzaklaştıran adam gibi ben de bazı insanları havuzdan uzaklaştıracağım." Bunun üzerine sahabe; ey Allah'ın Peygamberi! O zaman sen bizi tanıyacak mısın? diye sordu. Rasulullah (sav) da "evet. Sizin, sizden başka kimsede bulunmayan bir simanız olacak, o gün siz benim yanıma abdest izlerinden dolayı yüzünüz ve ayaklarınız parlayarak geleceksiniz. Ancak içinizden bir gurup insan benden alıkonulacak ve bana erişemeyecek. O zaman Ben; ya Rabbi onlar benim ashabımdan olan insanlardır diyeceğim. Hemen bir melek bana; 'Senden sonra onların neler yaptıklarını biliyor musun?' şeklinde cevap verecek."


    Öneri Formu
1693 M000582 Müslim, Tahâre, 37

Bize Ebu Küreyb ile Vâsıl b. Abdüla'lâ -hadisin lafzı Vâsıl'a aittir-, onlara İbn Fudayl, ona Ebu Mâlik el-Eşcaî, ona Ebû Hâzim, ona da Ebû Hureyre'nin (ra.) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ümmetim Kevser havuzunun başında benim yanıma gelecek. Başkasının develerini kendi devesinden uzaklaştıran adam gibi ben de bazı insanları havuzdan uzaklaştıracağım." Bunun üzerine sahabe; "- Ey Allah'ın Peygemberi! O zaman sen bizi tanıyacak mısın?" diye sordu. Rasulullah (sav.) da; "- Evet. Sizin, sizden başka kimsede bulunmayan bir simanız olacak, o gün siz benim yanıma abdest izlerinden dolayı yüzünüz ve ayaklarınız parlayarak geleceksiniz. Ancak içinizden bir gurup insan benden alıkonulacak ve bana erişemeyecek. O zamane ben; "- Ya rabbî, onlar benim ashabımdan olan insanlardır" diyeceğim. Hemen bir melek bana; "- Senden sonra onların neler yaptıklarını biliyor musun?" şeklinde cevap verecek.


    Öneri Formu
280876 M000582-2 Müslim, Tahâre, 37