88 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Osman b. Saîd b. Kesir b. Dinâr el-Hımsî, ona Muhammed b. Himyer, ona Zeyd b. Cebira el-Ensarî, ona Davud b. Husayn, ona Nâfî’, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mescide yaraşmayan bazı işler şunlardır: Mescit yol olarak kullanılmaz, orada silah çekilemez, yayın kirişi gerilemez, oklar yayılamaz, oradan çiğ et ile geçilemez, mescidde had cezası, kısas uygulanamaz ve orası çarşıya çevrilemez”.
Açıklama: Elbani bu hadisin zayıf olduğunu ifade etmiş, " لاَ يُتَّخَذُ طَرِيقًا " bölümünün ise sahih olduğunu belirtmiştir
Bize Ahmed b. Yunus, ona da Züheyr, Enes b Malik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Avf Medine'ye geldi. Peygamber (sav) Abdurrahman b. Avf ile Ensar'dan Sa'd b. Rabi arasında kardeşlik akdi yaptı. Sa'd zengin bir kimse olduğundan, Abdurrahman'a “malımı yan yarıya seninle bölüşeyim ve bir de seni evlendireyim” dedi. Abdurrahman da “Allah, ehlini ve malını sana mübarek eylesin. Sen bana çarşıyı göster” dedi. Akabinde çarşıya gidip bir miktar keş ve yağ kazanmış olarak döndü ve onu ev halkına getirdi. Az bir zaman yahut Allah'ın dilediği süre geçtikten sonra, Abdurrahman, üzerinde sarı koku izi olduğu halde geldi. Peygamber (sav) "Bu, hâlin nedir?" buyurdu. Abdurrahman “ey Allah'ın Rasulü, ben Ensar'dan bir kadınla evlendim” dedi. Rasulullah (sav) "ona ne kadar mehir verdin?" diye sordu. Abdurrahman “altından bir çekirdek” yahut “bir çekirdek ağırlığı altın” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Bir koyunla olsa da düğün yemeği ver" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Biz ticaret kervanlarını yolda karşılayıp onlardan yiyecek satın alırdık. Hz. Peygamber (sav) kervan yiyecek pazarına ulaşmadan alışveriş yapmamızı yasakladı. Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: Übeydullah'ın rivayeti, kervanı yolda karşılama olayının çarşının üst tarafında olduğunu açıklamaktadır.
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Yezid b. Zürey', ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Ma'şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Hemen arkamda) sizden âkil ve toplumu yönlendiren kimseler dursunlar. Sonra onları takip edenler, ardından da onları takip eden dursunlar. İhtilafa düşmeyin ki, kalpleriniz de ihtilafa düşmesin. Çarşı-pazarın hengamesinden de sakının." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Übey b. Ka'b, Ebu Mesud, Ebu Said, Berâ ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Mesud hadisi, hasen-sahih-garîb bir hadistir. Nebî (sav)'den rivayet edildiğine göre, Muhacir ve Ensâr'ın (sureleri) ezberlemek için hemen arkasında saf tutmaları kendisinin hoşuna giderdi. Ebu İsa şöyle demiştir: Halid el-Hazzâ, Halid b. Mihrân olup Ebu Menâzil diye künyelenir. Muhammed b. İsmail'den işittiğime göre Halid'in esasında kunduracılık yapmadığı, sadece bir kundurucanın yanında bulunduğundan bu mesleğe nispet edildiği söylenmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Ma'şer'in ismi ise Ziyâd b. Küleyb'dir.]
Bize İsmail b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim) ona dedesi (İbrahim b. Abdurrahman b. Avf) şöyle demiştir: Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasulullah (sav), Abdurrahman b. Avf ile Sa'd b. Rabî kardeş yaptı. Sa'd, Abdurrahman'a “ben mal yönünden Ensâr'ın en zenginiyim. Malımı ikiye böleyim. Benim iki eşim var. Bak, hangisi hoşuna giderse onun ismini bana söyle, ben onu boşayayım ve iddeti bitince onunla sen evlen” dedi. Abdurrahman da Sa'd'a “Allah aileni ve malını sana mübarek eylesin, çarşınız nerde?” dedi. Bunun üzerine ona Kaynuka oğulları çarşısını gösterdiler. Abdurrahman, çarşıdan her dönüşünde, beraberinde fazladan kazandığı yoğurt kurusu ve yağ ile döndü ve her sabah ticaret için o çarşıya gitmeye devam etti. Sonra bir gün (gerdeğe girenlere mahsus) safran sürmüş olarak, Hz. Peygamber'i (sav) ziyarete geldi. Peygamber (sav) "Bu halin nedir?" diye sordu. Abdurrahman “evlendim” dedi. Peygamber (sav) "eşine ne kadar mehir verdin?" dedi. Abdurrahman “altından bir çekirdek yahut bir çekirdek ağırlığında altın verdim” dedi. İbrahim (altının miktar konusunda) şüpheye düşmüştür.
Bize Abdullah b. Sâlih, ona Leys, ona Hâlid b. Yezid, ona Said b. Ebu Hilâl, ona Hilâl b. Üsâme, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Selâm şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah'ın (sav) özelliklerini (Tevrat'ta) bulurduk: "Biz seni şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve ümmîlere koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve peygamberimsin! Ben onu mütevekkil olarak isimlendirdim. O, öfkeli, sert, çarşı-pazarda bağırıp çağıran biri değildir. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, aksine bağışlar ve hataları görmezden gelir. Yoldan çıkmış kavim Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet edinceye onun canını almayacağım. Kör gözler, sağır kulaklar ve kilitli kalpler onun sayesinde açılır." Atâ b. Yesâr der ki: Ebu Vâkid el-Leysî bana, İbn Selâm'ın dediğinin benzerini Kâ'b'dan işittiğini haber verdi.