94 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Ebu Gassân, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl şöyle rivayet etmiştir: "Bizim aramızda bir kadın vardı. Su arklarının yanı başındaki tarlasında pancar yetiştirirdi. Cuma günü geldiğinde pancarların köklerini söker ve bir tencereye koyardı. Üstüne de öğüttüğü arpadan bir avuç katardı. Pazı kökleri iyice pişmiş et yemeği gibi olurdu. Cuma namazından dönünce ona selam verirdik. Kadın da yaptığı yemeği önümüze koyar biz de onun sıyırır yerdik. Kadının bu yemeği için Cuma günü çabuk gelsin diye beklerdik."
Bize Ebu'r-Rabî el-Atekî, Hâmid b. Ömer, Kuteybe b. Saîd ve Ebû Kâmil, onlara Hammâd b. Zeyd rivayet etmiştir. Ebu'r-Rabî şöyle demiştir: Bize Hammâd, ona Eyyub, ona Ebû Kılâbe ona Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) seferlerinden birinde Enceşe adında zenci bir hizmetkar develeri sürüyordu. Rasulullah (sav) ona: "Ey Enceşe! Cam şişelerini (onlar gibi narin kadınları) taşıyan develeri yavaş sür! (ki bayanlar rahatsız olmasınlar)" buyurdu.
Bize Ebu'r-Rabî el-Atekî, Hâmid b. Ömer, Kuteybe b. Saîd ve Ebû Kâmil, onlara Hammâd b. Zeyd rivayet etmiştir. Ebu'r-Rabî şöyle demiştir: Bize Hammâd, ona Eyyub, ona Ebû Kılâbe ona Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) seferlerinden birinde Enceşe adında zenci bir hizmetkar develeri sürüyordu. Rasulullah (sav) ona "Ey Enceşe! Cam şişelerini (onlar gibi narin kadınları) taşıyan develeri yavaş sür! (ki bayanlar rahatsız olmasınlar)" buyurdu.
Bize Ebu'r-Rabî el-Atekî, Hâmid b. Ömer, Kuteybe b. Saîd ve Ebû Kâmil, onlara Hammâd b. Zeyd rivayet etmiştir. Ebu'r-Rabî şöyle demiştir: Bize Hammâd, ona Eyyub, ona Ebû Kılâbe ona Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) seferlerinden birinde Enceşe adında zenci bir hizmetkar develeri sürüyordu. Rasulullah (sav) ona "Ey Enceşe! Cam şişelerini (onlar gibi narin kadınları) taşıyan develeri yavaş sür! (ki bayanlar rahatsız olmasınlar)" buyurdu.
Açıklama: İbn Hişam dönemin Hac emiridir. Sebir, Müzdelife'de bir dağdır.
Açıklama: Hayrı meclisleri: ilim ve hadis meclisleri ile hasta ziyaretleri. Müninlere yapılan çağrılar: yağmur duası ve benzeri. Perdelenenler: evin bir köşesinde, perde arkasında bulunan genç kızlar ve mahrem hanımlar.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız ile Muhammed b. Musa b. el-Fadl, onlara Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. Merzûk, ona Ebû’l-Velîd et-Tayâlisî, ona Abdurrahman b. Hanzala el-Ğasîl, ona teyzesi Sükeyne bint Hanzala anlatmış: Sükeyne, Kuba’da amcasının oğlu ile evli idi. Kocası ölünce, henüz iddet halinde iken Ebû Cafer Muhammed b. Ali yanıma gelip selam vermiş, sonra şöyle demiş: “- Ne haldesn, ey Hanzala’nın kızı?” diye sordu. “- İyiyim, Allah da sana iyilikler versin” dedim. Sonra, “- Benim Rasûlullah (sav) ve Ali b. Talib ile olan akrabalığımı, İslâm’daki hakkımı ve Araplar arasındaki şerefimi biliyorsun” dedi. Ben, “- Allah sana mağfiret buyursun ya Ebâ Cafer, sen kendisinden (herşey) alınabilen ve rivayet edilebilen bir adamsın. Şu iddetli halimde bana talip mi oluyorsun?” dedim. O da, “- Ben sadece Rasûlullah (sav) katındaki konumumu sana haber vermek istedim” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Hz. Peygamber (sav), Ümmü Seleme bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre el-Mahzûmiyye’nin yanına gitmişti. O sırada Ümmü Seleme, amcasının oğlu Ebû Seleme b. Abdul’esed’dan dul kalmıştı. Rasûlullah (sav) ona devamlı olarak Allah katındaki konumunu hatırlatıyordu. O kadar ki, çok sıktığından dolayı hasır elinde ezilmişti. Bu hâl, kız istemek değil idi.”
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız ile Muhammed b. Musa b. el-Fadl, onlara Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. Merzûk, ona Ebû’l-Velîd et-Tayâlisî, ona Abdurrahman b. Hanzala el-Ğasîl, ona teyzesi Sükeyne bint Hanzala anlatmış: Sükeyne, Kuba’da amcasının oğlu ile evli idi. Kocası ölünce, henüz iddet halinde iken Ebû Cafer Muhammed b. Ali yanıma gelip selam vermiş, sonra şöyle demiş: “- Ne haldesn, ey Hanzala’nın kızı?” diye sordu. “- İyiyim, Allah da sana iyilikler versin” dedim. Sonra, “- Benim Rasûlullah (sav) ve Ali b. Talib ile olan akrabalığımı, İslâm’daki hakkımı ve Araplar arasındaki şerefimi biliyorsun” dedi. Ben, “- Allah sana mağfiret buyursun ya Ebâ Cafer, sen kendisinden (herşey) alınabilen ve rivayet edilebilen bir adamsın. Şu iddetli halimde bana talip mi oluyorsun?” dedim. O da, “- Ben sadece Rasûlullah (sav) katındaki konumumu sana haber vermek istedim” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Hz. Peygamber (sav), Ümmü Seleme bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre el-Mahzûmiyye’nin yanına gitmişti. O sırada Ümmü Seleme, amcasının oğlu Ebû Seleme b. Abdul’esed’dan dul kalmıştı. Rasûlullah (sav) ona devamlı olarak Allah katındaki konumunu hatırlatıyordu. O kadar ki, çok sıktığından dolayı hasır elinde ezilmişti. Bu hâl, kız istemek değil idi.”
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: عَلَيْكُمْ بِالْجَمَاعَةِ وَإِيَّاكُمْ وَالْفُرْقَةَ فَإِنَّ الشَّيْطَانَ مَعَ الْوَاحِدِ