92 Kayıt Bulundu.
Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: 'Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz' diye söz almış ve 'İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin' diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?
Bize Affân, ona Hemmâm, ona Ata b. Sâib, ona babası, ona da Abdullah b. Amr, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Rahman'a ibadet ediniz, selamı yayınız ve yemek yediriniz ki cennetlere giresiniz."
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Açıklama: Musannif ile Abdullah b. Salim el-Eş'arî arasında inkita vardır.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Muaz b. Cebel'in naklettiğine göre Rasulullah (sav): "Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin?" dedi. Muaz, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı O'na kulluk etmeleri ve hiç bir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır" buyurdu. "Bunu yaptıkları zaman kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?" dedi. O da 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onlara azap etmemesidir" buyurdu. Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir. Bu hadis Muaz b. Cebel'den başka bir tarikten de nakledilmiştir.
"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."
"Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl."
Bize Muhammed b. Selam, ona Muhammed b. Fudayl b. Gazvan, ona Ata b. Sâib, ona babası, ona da Abdullah b. Amr, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Rahman'a ibadet ediniz, yemek yediriniz ve selamı yayınız ki cennetlere giresiniz."