92 Kayıt Bulundu.
Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Açıklama: Musannif ile Abdullah b. Salim el-Eş'arî arasında inkita vardır.
Bize Müsedded, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyân et-Teymî, ona Ebu Zür’a, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah (sav) bir gün, insanlar arasında otururken birden Cebrâil çıkageldi ve, 'îmân nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav), "Allah’a, Meleklerine, Allah’a kavuşmaya ve Peygamberlerine inanman, bir de öldükten sonra dirilmeye îmân etmendir" buyurdu. Cebrâil tekrar, "İslâm nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de, "İslâm; Allah’a ibâdet etmen, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaman, namaz kılman, farz kılınan zekâtı vermen ve Ramazanda oruç tutmandır" diye cevap verdi. Cebrâil, 'İhsân nedir?' diye sorunca da, "Allah'ı görüyormuş gibi kulluk yapmandır, her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da hiç şüphesiz O seni görüyor" diye cevap verdi. Cebrâil 'Kıyâmet ne zamn kopacak?' diye sorduğunda ise şu karşışığı verdi: "Kıyâmetten kendisine soru sorulan kişi, sorandan daha bilgili değildir. Ancak sana onun alâmetlerini anlatacağım: Câriyenin efendisini doğurması, deve çobanlarının yüksek binalar kurmakta yarışmaları kıyâmet alâmetlerindendir. Kıyâmetin vakti, Allah’dan başka kimsenin bilemediği beş şeyden biridir." Sonra Rasûlullah (sav), "Şüphe yok ki kıyâmetin ilmi Allah katındadır..." (Lokman, 31/34) meâlindeki âyeti okudu. Sonra Cebrâil çıkıp gitti. Arkasından Hz. Peygamber "Onu çağırın!" buyurdu. İnsanlar çıkıp baktılar, fakat kimseyi göremediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "O Cebrâil'di, insanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" dedi. Ebu Abdullah (el-Buhârî), Hz. Peygamber bütün bunları imandan saydı, dedi.
Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Yahya b. Ebu İshak, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Usfân'dan dönüşünde Nebî (sav) ile beraberdim. Rasulullah (sav) da bineği üzerinde idi. Terkisine Safiye bt. Huyey'i almıştı. O sırada devesi tökezledi ve ikisi de yere düştüler. Ebu Talha hemen atılıp "ey Allah'ın Rasulü, Allah beni sana feda etsin" dedi. Nebî (sav) "hanımla ilgilen" buyurdu. O da yüzüne bir elbise atıp Safiye'nin yanına geldi. Sonra elbiseyi onun üzerine attı ve bineklerini onlar için uygun hale getirdi. Onlar da bindiler. Bizler de Rasulullah'ın (sav) etrafını sarmıştık. Medine'yi gördüğümüzde rasulullah (sav) "bizler seferden selametle, günahtan tevbe ile dönen, kulluk vazifesini yerine getiren ve Rabbimize hamd edenleriz" buyurdu. Medine'ye girene dek bunu söylemeye devam etti.