100 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Yezid, ona Behz b. Esed, ona Şube, ona Hakem, ona İbrahim, ona da Esved şöyle rivayet etmiştir: "Aişe Berîre’yi satın alıp azat etmek istedi, fakat (Berîre’nin) sahipleri, velâyet hakkının kendilerinde kalmasını şart koştular. Hz. Âişe bu durumu Rasulullah’a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ‘Onu satın al ve azat et. Çünkü velâyet hakkı, azat edene aittir’ buyurdu. Berîre azat edilince, evliliğini devam ettirme konusunda tercih kendisine bırakıldı. Sonra Rasulullah’a (sav) bir et getirildi. Kendisine ‘Bu et, Berîre’ye verilen sadakadan (kalan bir parça)’ denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ‘bu et, ona sadakadır ama bize hediye olarak gelmiştir’ buyurdu. Berîre’nin eşi hür bir adamdı."
Açıklama: Velâ hakkı, azad edilen kölenin nesep yönünden varisleri bulunmaması durumunda azad eden kişinin ona miraşçı olmasıdır.
Bize Ebu Velid, ona Şube, ona Avn b. Ebu Cuhayfe şöyle demiştir: "Babam (Ebu Cuhayfe) hacamat yapan bir köle satın almıştı. (Daha sonra onun kan aldığı aletlerinin kırılmasını emretti) Ben de babama bunu sordum o da şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav), köpeğin satışından elde edilen geliri, kan ücretini (hacamat yapanın aldığı ücret), dövme yapmayı ve dövme yaptırmayı, faiz almayı ve faiz vermeyi yasaklamıştır. Resim (suret) yapana da lanet etmiştir."
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz, ona da Ebu Hâzim, Sehl b. Sa'd'ın -kendisine minber hakkında soru soranlara- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) falan kadına -Sehl kadının adını belirtmiştir-: "Senin o marangoz kölene emir ver de, bana, insanlara hitap edeceğim vakit üzerine oturabileceğim tahta(dan bir minber) yapsın" diye bir haber gönderdi. Bunun üzerine kadın, o kölesine emretti. Köle de ormandaki ılgın ağacından tahtalar hazırlayıp kadına getirdi. Kadın bunları Hz. Peygamber'e (sav) yolladı. Hz. peygamber (sav) de onların kurulmasını emretti ve kurulduktan sonra minber üzerine oturdu.
Bize Hallâd b. Yahya, ona Abdülvâhid b. Eymen, ona babası (Eymen b. Ubeyd), ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) "ey Allah’ın Rasulü, benim marangoz bir kölem var, (istersen) sana üzerine oturabileceğin bir şey yaptırayım?" dedi. Rasulullah (sav) "Dilersen (yaptır)" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine kadın Hz. Peygamber (sav) için minber yaptırdı. Cuma günü olunca Peygamber( sav) kendisi için yapılan minbere oturdu. Bunun üzerine, daha önce yanında (dayanarak) hutbe okuduğu hurma kütüğü öyle bir feryat etti ki neredeyse ortadan ikiye ayrılacaktı. Hz. Peygamber minberden indi, onu tuttu ve kucakladı. O sırada kütük teskin edilen bir çocuk gibi içini çekerek inliyordu. Nihayet sakinleşip sustuktan sonra Hz. Peygamber (sav) "O, işittiği zikirden dolayı ağladı" buyurdu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben Berîre'yi satın aldım, ancak efendileri onun velâyetinin kendilerine ait olmasını şart koştular. Ben de bunu Peygamber'e (sav) bildirdim. Peygamber (sav) "sen Berîre'yi satın alıp azat et. Çünkü velâyet, gümüş parayı (bedelini) verene aittir" buyurdu. Ben de Berîre'yi azat ettim. Ardından Peygamber (sav), Berîre'yi çağırdı ve onu kocasından boşanma konusunda serbest kıldı. Berîre de “kocam bana şu kadar mal verse bile, ben onun yanında kalmam” dedi ve, kendi nefsini (boşanmayı) tercih etti.