Giriş

Bize Mahmud, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle demiştir: Ben Aişe'nin yanına girdim. İnsanlar namaz kılıyordu. Ben, insanların bu hali nedir dedim. Aişe başı ile gökyüzüne doğru işaret etti. Ben, bu bir ayet (alamet) mi diye sordum. Aişe yine başıyla evet dedi. Esma şöyle devam etti: (Bunun üzerine ben de namaza durdum.) Rasulullah (sav) namazı çok uzattı. Artık bana bir baygınlık hali geldi. Yanımda su dolu bir kırba vardı. Onun ağzını açtım ve ondan başıma su dökmeye başladım. Nihayet Rasulullah (sav) namazı bitirdi, güneş de açılmıştı. Rasulullah (sav) namazdan sonra insanlara hitap etmeye başladı; Allah'a layık olduğu sıfatlarla hamd ettikten sonra "amma ba'du" dedi. Tam bu sırada Ensar'dan bir grup kadın konuşup gürültü etmeye başladı. Ben de onları susturayım diye yöneldim. (Bundan dolayı hutbeyi duyamadım.) Aişe'ye; Rasulullah (sav) ne dedi diye sordum. Aişe şöyle dedi: Rasulullah şöyle buyurdu: "Şu makamımda cen­net ve cehennem dahil bana her şey gösterildi. Ve şu da bana vahyolundu ki, sizler kabirlerinizde Mesîh Deccâl (yüzünden çekilecek) imtihanlara benzer veya ona yakın bir imtihan geçireceksiniz. Kabirde tek tek hepinize gelinecek ve bu adam hakkındaki ilmin nedir denile­cek. Mümin veya imanından şüphe duymayan. Bu ihtimalli ifadeyi Hişam söyledi- kimse ise O, Allah'ın Rasulü Muhammed'dir. Bize deliller ve hidayet getirdi. Biz de O'na iman ettik, davetine icabet ettik, izine uyduk ve O'nu tamamen tasdik ettik diyecek. Bunun üzerine o kimse­ye rahat uyu. Biz senin O zata inandığını kesin bir şekilde bilmekteyiz denilecek. Amma münafık veya şüpheci olana gelince -bu ihtimalli ifade Hişam' aittir- ona da senin bu adam hakkındaki bilgin nedir denilecek. O da ben bilmiyorum, insanların bir şey söylediklerini işittim, ben de söyledim diyecektir." [Hişam der ki: Munzir bt. Fâtıma bunları bana söyledi, ben de aynen ezberledim. Şu kadar ki, Fatıma münafıklara ağır gelecek şeyler de söyledi.]


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mahmud b. Gaylan arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
5925 B000922 Buhari, Cuma, 29

Bize Ayyaş, ona Abdüla'la, ona Said; (T) Bana Halife, ona İbn Zürey', ona Said, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul kabrine konulduğu ve arkadaşları geri dönüp gittiğinde ölü onların ayakkabılarının sesini duyar. (Derken) ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona 'Şu Muhammed (sav) denilen kimse hakkında ne dersin?' diye sorarlar. Mümin kul, 'O'nun Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim' der. Bunun üzerine melekler ona: 'Ey mümin! Cehennemdeki yerine bak. Allah bu azap yerini senin için cennetten bir makama çevirdi' derler. Hz Peygamber (sav), o mümin, cehennem ve cennetteki iki yerini birden görmüştür' buyurdu. Kafir veya münafık olarak ölene gelince o, (meleklerin sorusuna): 'Muhammed (sav) hakkında bir şey bilmiyorum. İnsanların onun hakkında söylediklerini duyar söylerdim' diye cevap verir. Bu iki melek tarafından o kafir veya münafık kimseye: 'Sen anlamaz ve uymaz olaydın! denilir. Sonra bu kafir veya münafık kişinin iki kulağı arasına de­mir bir topuzla vurulur. Bu kişi feryat ederek bağırır. Onun feryadını insan ve cin dışında bu ölüye yakın olan her şey işitir."


    Öneri Formu
10062 B001338 Buhari, Cenaiz, 67

Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Alkame b. Mersed, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Bera b. Âzib'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kimse kabrine konulduğunda ve onun için (Münker-Nekir melekleri) gelip sorguya çekildiğinde mümin: 'Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın Rasulüdür' diye şehadet eder. Bu şe­hadet, Allah'ın şu sözünün tezahürüdür: 'Allah iman edenlere o sabit sözde daima sebat ihsan eder." (İbrahim, 14/27) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ğunder, ona da Şu'be bu hadisi şu ziyade ile rivayet etti: 'Allah iman edenleri o sabit sözde sabit kılar' ayeti, kabir azabı hakkında inmiştir.


    Öneri Formu
10148 B001369 Buhari, Cenaiz, 86

Bize İbrahim b. Hasan, ona Haccâc, ona Leys b. Sa'd, ona Muaviye b. Salih, ona Safvan b. Amr, ona da Râşid b. Sa'd, Nebî'nin (sav) ashabı olan birinden şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Şehitlerden başka müminlerden herkes kabirlerinde imtihan edilecektir sözü ne demektir?' diye sorduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Şehidin başı üzerindeki kılıçların parıltısı ona imtihan olarak yeter' buyurdu."


    Öneri Formu
19344 N002055 Nesai, Cenâiz, 112

Bize Abdullah b. Mesleme, ona ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben güneş tu­tulması sırasında Âişe'nin yanına geldim. İnsanlar hep namaza dur­muşlar ve Âişe de ayakta durmuş, namaz kılıyordu. Ben “insanlara ne oluyor ki (neden korkuyorlar)?” dedim. Âişe gökyü­züne doğru eli ile işaret etti “Subhânallâh” dedi. Ben “Bu bir ayet (işaret mi)?” diye sordum. Âişe başı ile “evet” diye işaret etti. Rasulullah (sav) namazı bitirince, Allah'a hamd ve sena eyledi. Son­ra şöyle buyurdu: "Ben bugün bu makamımda her şeyi gördüm, görmediğim bir şey kalmadı. Hatta cennet ve cehennemi dahi gördüm. Sizlerin, kabrinizde, Mesih Deccâl'in fitnesine yakın bir fitneyle imtihan edileceğiniz bana bildirildi. Mümin yahut Müslim -râvî der ki: Esmâ'nın bu iki lâfızdan hangisini söy­lediğini bilmiyorum- kimseye, Muhammed hakkında sorul­duğunda “Muhammed bize deliller getirdi, biz de O'nun davetine icabet edip iman ettik” diyecek. Ona “Sen rahat bir şekilde yat uyu. Biz senin mümin olduğu­nu bildik” denilir. Münafık yahut kalbinde şüphesi olan kimseye gelince -Ravi der ki: Ben Esmâ'nın bu iki ifadeden hangisini söylediğini bilmiyorum- o kimse de “ben O'nun kim olduğunu bilmiyorum. Ben insanlardan işit­tim. O'nun hakkında bir şeyler söylüyorlardı, ben de onu söyledim” diyecektir"


    Öneri Formu
29306 B007287 Buhari, İ'tisâm, 2

Bize Ayyaş, ona Abdüla'la, ona Said; (T) Bana Halife, ona İbn Zürey', ona Said, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul kabrine konulduğu ve arkadaşları geri dönüp gittiğinde ölü onların ayakkabılarının sesini duyar. (Derken) ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona 'Şu Muhammed (sav) denilen kimse hakkında ne dersin?' diye sorarlar. Mümin kul, 'O'nun Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim' der. Bunun üzerine melekler ona: 'Ey mümin! Cehennemdeki yerine bak. Allah bu azap yerini senin için cennetten bir makama çevirdi' derler. Hz Peygamber (sav), o mümin, cehennem ve cennetteki iki yerini birden görmüştür' buyurdu. Kafir veya münafık olarak ölene gelince o, (meleklerin sorusuna): 'Muhammed (sav) hakkında bir şey bilmiyorum. İnsanların onun hakkında söylediklerini duyar söylerdim' diye cevap verir. Bu iki melek tarafından o kafir veya münafık kimseye: 'Sen anlamaz ve uymaz olaydın! denilir. Sonra bu kafir veya münafık kişinin iki kulağı arasına de­mir bir topuzla vurulur. Bu kişi feryat ederek bağırır. Onun feryadını insan ve cin dışında bu ölüye yakın olan her şey işitir."


    Öneri Formu
278627 B001338-2 Buhari, Cenaiz, 67

Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Alkame b. Mersed, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Bera b. Âzib'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kimse kabrine konulduğunda ve onun için (Münker-Nekir melekleri) gelip sorguya çekildiğinde mümin: 'Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın Rasulüdür' diye şehadet eder. Bu şe­hadet, Allah'ın şu sözünün tezahürüdür: 'Allah iman edenlere o sabit sözde daima sebat ihsan eder." (İbrahim, 14/27) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ğunder, ona da Şu'be bu hadisi şu ziyade ile rivayet etti: 'Allah iman edenleri o sabit sözde sabit kılar' ayeti, kabir azabı hakkında inmiştir.


    Öneri Formu
278635 B001369-2 Buhari, Cenaiz, 86


    Öneri Formu
32136 B004699 Buhari, Tefsir, (İbrâhim) 2


    Öneri Formu
273324 D004753-2 Ebu Davud, Sünne, 23, 24