207 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Meni, ona Hüşeym, ona Ali b. Zeyd b. Cud'ân, ona da Nadr b. Enes şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Erkâm, Hare vakasında ailesinden ve amcazâdelerinden kaybettiği kimseler dolayısıyla bir başsağlığı Enes b. Mâlik’e bir taziye mektubu gönderdi ve mektupta şöyle yazdı: Seni ilahî bir müjde ile müjdelerim. Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle dua ettiğini işittim: "Allah’ım, Ensâr’ı, Ensâr’ın soyundan gelenleri ve onların da soyundan gelenleri bağışla." Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bize Ahmed b. Meni, ona Hüşeym, ona Ali b. Zeyd b. Ced’an, ona da Nadr b. Enes bu hadisi bize aktarmıştır. Katade de bu hadisi Nadr b. Enes’den, o da Zeyd b. Erkâm’dan rivâyet etmiştir.
Bize Kasım b. Dinar el-Kûfi, ona İshak b. Mansur, ona Cafer el-Ahmer, ona Atâ b. Sâib, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua etmiştir: "Allah’ım, Ensâr'ı, Ensâr'ın oğullarını, Ensâr’ın oğullarının oğullarını ve Ensâr’ın kadınlarını bağışla." Tirmizî der ki: Bu hadis bu şekliyle hasen garibdir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Hevâzin mallarından, Allah'ın, kendisine fey olarak verdiği ganimetten (Kureyşli) adamlara yüzer deve vermeğe başladığı zaman Ensar'dan bazı kimseler “Allah, Rasulullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri terk ediyor. Hâlbuki kılıçlarımızdan hâlâ Kureyşlilerin kanları damlıyor” dediler. Enes der ki: Ensâr'ın bu sözü Rasulullah'a kulağına geldi, bunun üzerine Rasulullah, Ensâr'a haber gönderip onları deriden bir çadır içinde topladı, Ensâr dışında kimseyi de çağırmadı. Onlar toplanınca, Peygamber ayağa kalktı ve "sizin tarafınızdan bana ulaşan bu söz nedir?" buyurdu. Ensâr'ın iyi anlayışlıları “Ey Allah'ın Rasulü, bizim başkanlarımız hiçbir söz söylememişlerdir. Amma bizden yaşı daha genç olan bazıları 'Allah, Rasûlullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri bırakıyor. Hâlbuki bizim kılıçlarımızdan hâlâ Kureyş kanı damlıyor' demişlerdir” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ben Kureyş'ten, henüz küfür ve şirk döneminden çıkmamış olan bazı kimselere dünyalık vererek onların gönüllerini İslâm Dinine alıştırmak istiyorum. İnsanlar aldıkları mallarla giderlerken, sizler evlerinize Peygamber'le gitmeye razı olmaz mısınız? Allah'a yemin ederim ki, sizin Peygamber'le Medine'ye dönüp gitmeniz, onların ganimet mallarıyla evlerine gitmelerinden şüphesiz daha hayırlıdır" buyurdu. Ensâr da “ey Allah'ın Rasulü, bizler Seninle Medine'ye gitmeye razıyız” dediler. Bunun üzerine Hz Peygamber (sav) de onlara "zaman gelecek çok kere başkaları size tercih edilecektir. Havuz başında Allah'a ve Rasulü'ne kavuşuncaya kadar sabrediniz" buyurdu. Enes der ki: Fakat biz sabredemedik.
Bana Mahmud b. Gaylân, ona Vehb, ona Şube, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib şöyle demiştir: Bedir harbi günü ben ve İbn Umer'in yaşı (savaş için) küçük bulundu. Bedir günü Muhacirler altmış küsur kişi, Ensâr da iki yüz kırk küsur kişi idiler.
Bize İsmail b. Abdullah, ona İsmail b. İbrahim b. Ukbe, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Fadl, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Ben Harre vakasında şehit olanlara çok üzülmüştüm. Zeyd b. Erkam bana bir mektup yazdı ve benim üzüldüğümü duyduğunu ifade edip Rasulullah'ın (sav) "Allah'ım, Sen Ensâr'ı ve Ensâr oğullarını bağışla" diye ettiğini aktardı. İbn Fadl hadiste "Ensâr'ın oğulları" ifadesinin geçtiği konusunda tereddüde düşmüştür. Enes b. Mâlik'in yanında bulunanların bazısı Enes'e (Zeyd b. Erkam'ın kim olduğunu) sordular. O da şu cevabı verdi: Onun hakkında Rasulullah (sav) "Bu adam, kulağı ile duyduğunu Allah'ın doğruladığı kimsedir" buyurmuştur.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayetine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer Ensâr, bir dere ya da dağ yolunu tutup gitse ben de Ensâr'ın dere yolunu tutar giderdim. Eğer hicret olmasaydı, ben de Ensâr'dan biri olurdum." Ebu Hureyre “babam anam O'na feda olsun, Rasulullah (sav) bu sözünde haksız değildir. Çünkü Ensâr, Rasulullah'ı barındırdı ve O'na yardım etti” demiş ya da benzer başka sözler söylemiştir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لَوْلاَ الْهِجْرَةُ لَكُنْتُ امْرَأً مِنَ الأَنْصَارِ