362 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Ben Rasulullah'ın (sav) kuşluk namazını kıldığını asla görmedim. Bununla birlikte ben onu (sürekli) kılarım. Şüphesiz Rasulullah (sav) bir ameli yapmayı arzu etmekle birlikte insanların da onu yaparak sonunda onlara farz kılınması ihtimalinden dolayı terk ettiği olurdu."
Açıklama: Rasulullah'ın (sav) bazen kılıp bazen terk ettiği nâfile namazlardan biri “duhâ” bir diğer adıyla “kuşluk” namazıdır. Bu namaz, “işrâk” namazı adıyla da bilinmektedir. Hz. Peygamber (sav), duhâ namazının kılınmasını tavsiye etmiş ve faziletine dikkat çekmiştir. Yukarıdaki rivayette Hz. Âişe kendisinin duhâ namazını kıldığı yönündeki açıklamasını, onun bu namazı sürekli kıldığı; Hz. Peygamber’in bu namazı kılmadığı şeklindeki ifadesini de “sürekli kılmadığı” manasında değerlendirmek gerekir.
Bizeِ Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Ebu Nadr Mevla Ömer b. Ubeydullah, ona Ebu Mürre Mevla Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib (r. anha) şöyle demiştir: Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.
Açıklama: Senin eman vermiş olman bizim eman vermemiz gibidir. bkz. Kastallani,İrşâdu's-Sâri, V, 237.
Bizeِ İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik b. Enes, ona Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebu Nadr, ona Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib'in azatlısı Ebu Mürre, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib (r. anha) şöyle demiştir: Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.
Bize Ebu Tevbe, ona Heysem b. Humeyd, ona Yahya b. Haris, ona Ebu Abdurrahman Kasım (b. Abdurrahman), ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Farz bir namaza gitmek üzere evinden abdestli olarak çıkanın sevabı hac(ca gitmek üzere) ihrama girmiş kimsenin sevabı gibidir. Kuşluk namazı için çıkıp kendisini sadece bu işe hasredenin sevabı da umre yapanın sevabı gibidir. Aralarında boş sözün bulunmadığı bir namazdan sonraki namaz, (faziletinden dolayı) illîyînde yazılmıştır."
Açıklama: '' يُنْصِبُهُ إِلاَّ إِيَّاهُ'' ifadesi tercümeye yansıtılırken mana dikkate alınarak görece 'esnek' davranılmıştır.
Bize Yahya b. Adem, ona Şerîk, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Bana Rasûlullah (sav) üç şeyi tavsiye etti, üç şeyden de beni sakındırdı: Her gün iki rekât duhâ namazı kılmamı, uyumadan önce vitir namazını kılmamı ve her ay üç gün oruç tutmamı tavsiye etti. Horozun yem toplaması gibi çarçabuk (rükûya, secdeye) gitmekten, namazda köpek oturuşu gibi oturmaktan, tilki gibi (sağa sola) meyletmekten beni menetti."
Bize Ebu Nuaym, ona Seyf b. Süleyman el-Mekkî, ona da Mücâhid şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer’in (r.anhuma) yanına, o evinde iken gidildi. Ona, işte Rasulullah (sav) Kâbe’ye girmiş bulunuyor, denildi. (İbn Abbas) der ki: Ben de o tarafa gittiğimde Rasulullah’ın (sav) dışarı çıkmış, Bilal de henüz kapının yanında ayakta duruyordu. Ben “Ey Bilal, Rasulullah (sav) Kâbe’nin içinde namaz kıldı mı” dedim. “Evet” dedi. Ben “Nerede” dedim. “Şu iki sütun arasında” dedi. Sonra Rasulullah (sav) dışarı çıktı ve Kâbe’ye doğru iki rekât namaz kıldı. Ebu Abdullah der ki: Ebu Hureyre (ra) “Rasulullah (sav) bana iki rekât kuşluk namazını kılmamı tavsiye etti” demiştir. İtban da “Rasulullah (sav) ile Ebu Bekr (ra) sabah vakti, günün gölgesi uzamış iken yanıma geldiler, onun arkasında saf olduk, bize iki rekât kıldırdı” demiştir.
Bize Osman b. Ömer, ona Yunus, ona Zührî, ona da Mahmud b. Rabî şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), İtbân b. Malik'in evinde kuşluk namazını kıldı. Orada bulunan sahabe de kalkıp Rasulullah'ın arkasında namaza durdu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Ömer b. Ubeydullah'ın kölesi Ebu Mansur, ona Ebu Talib bt. Ümmü Hani'nin kölesi Ebu Mürre, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Talib şöyle demiştir: Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.