89 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübarek, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Ebu Kılâbe, ona Ashabı Şecere’den olan Sâbit b. Dahhâk’ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm 'dan başka bir millete mensup olduğuna dair yemin ederse, o dediği gibidir. Âdem oğlu sahip olmadığı mala ilişkin adakta bulunamaz. Her kim dünyada bir şeyle kendini öldürürse, kıyamet gününde intihar ettiği o şeyle kendisine azap olunur. Her kim bir mümine lanet ederse, onu öldürmüş gibidir. Her kim bir mümine küfür isnat ederse onu öldürmüş gibidir."
Açıklama: Ashab-ı Şecere, Ashabı Semure, Rıdvan biatı: Hicretin 7. yılında Umre niyetiyle yola çıkan Hz. Peygamber, Mekkelilerin kendilerini engellemek için hazırlık yaptıklarını öğrenince Hudeybiye’de ashabıyla birlikte konakladı. Savaş istemediklerini, sadece umre yapacaklarını bildirmek üzere elçi olarak Mekke’ye gönderilen Hz. Osman, Mekke’de alıkonuldu. Ancak bu haber öldürüldüğü şeklinde Hz. Peygamber’e ulaştı. Arzu etmemesine rağmen savaşın kaçınılmaz olduğunu gören Hz. Peygamber ashabına biat çağrısı yaptı. Ashap biat için yarışmaya başladı. Hz. Peygamber küçük bir ağacın altında oturmuş bekliyordu. Ashaptan ilk gelen Sinan b. Sinan oldu. Gergin bekleyişin etkisi ile elini uzattı ve “Ey Allah’ın Rasulü sana biat ediyorum” dedi. Henüz ne üzerine biat edileceğini açıklamamış olan Hz. Peygamber, “ne üzerine?” diye sordu. Sinan “gönlünden ne geçiyorsa, bizden ne üzerine biat alıyorsan onun üzerine” diye cevap verdi. Hz. Peygamber tekrar, “benim gönlümden geçen nedir ? diye sordu. Rasulullah’a şartsız itaat bilinciyle Sinan cevap verdi: “Fetih ya da şahadet” dedi sonra da sözüne açıklık getirdi: “Ey Allah’ın Rasulü! Allah sana zafer bahşedinceye kadar senin önünde kılıç sallamaya veya bu uğurda ölmeye biat ediyorum” dedi ve biat etti. Ardından da müminler sırayla o küçük ağacın altında biat ettiler. Semure ya da sidr ağacının altında biat eden ashap için ashab-ı şecere, semure ashabı, biat için de Rıdvan biatı ifadeleri kullanılmaktadır. Bu biat, Fetih suresinde, 48.18 - (18-19) Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” İfadeleriyle dile getirilmiştir. Müslümanların yarışırcasına zafer ya da şahadet üzerine biat etmeleri Hz. Peygamber’i duygulandırmıştır. Ashabın itaat ve teslimiyette yarışını gören Hz. Peygamber “Sizler yeryüzündekilerin en hayırlılarısınız” (Buhari, Meğazi, 35, Müslim, İmare, 71 bakılacak) ifadesiyle onları model olarak göstermiştir. Sâbit İbn Dahhâk da burada biat eden seçkin sahabîlerden birisidir.
Bize Ahmed b. Yunus, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Büyük günahların en büyüklerinden biri, kişinin kendi anne babasına lanet etmesidir." Ya Rasulullah! İnsan kendi anne babasına nasıl lanet eder? denildi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kişi; birisinin babasına söver, o da karşılık olarak onun babasına söver, annesine söver."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Halîd b. Yezîd, ona Saîd b. Ebu Hilâl, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Habeşî), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) zamanında, Abdullah isminde, kendisine eşek lakabı takılan ve Rasulullah'ı ara sıra güldüren bir adam vardı. Hz. Peygamber (sav) bu adama, şarap içtiği için had cezası uygulamıştı. Bir gün yine huzura getirildi, Hz. Peygamber (sav) had cezası uygulanmasını emretti, uygulandı. Topluluktan birisi “Allah'ım, şu adama lanet et, içki yüzünden ne kadar da çok huzura getiriliyor” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ona lanet etmeyiniz. Vallahi bildiğim bir şey var ki bu zât Allah'ı ve Rasulü'nü sevmektedir" buyurdu.