235 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Mansur, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), bir hastayı ziyarete gittiğinde –veya kendisine bir hasta getirildiğinde- şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa, hiçbir hastalık izi bırakmasın." Amr b. Ebu Kays ve İbrâhîm b. Tahmân, Mansûr'dan; o da İbrâhîm ve Ebu Duhâ'dan: "Hasta getirildiği zaman" şeklinde (meçhul sigasıyla) rivayet etmişlerdir. Cerîr ise Mansûr'dan; o da Ebu Duhâ'dan sadece "Bir hastaya gittiği zaman", şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Amr b. Ebu Kays ile Buhari arasında inkita' vardır.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Mansur, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), bir hastayı ziyarete gittiğinde –veya kendisine bir hasta getirildiğinde- şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa, hiçbir hastalık izi bırakmasın." Amr b. Ebu Kays ve İbrâhîm b. Tahmân, Mansûr'dan; o da İbrâhîm ve Ebu Duhâ'dan: "Hasta getirildiği zaman" şeklinde (meçhul sigasıyla) rivayet etmişlerdir. Cerîr ise Mansûr'dan; o da Ebu Duhâ'dan sadece "Bir hastaya gittiği zaman", şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Cerir b. Abdulhamid ile Buhari arasında inkita' vardır.
Bize Abdurrahman b. Yunus, ona Hatim b. İsmail, ona Ca'd, ona Saib b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Teyzem beni Rasûlüllah'a (sav) götürüp 'Ey Allah'ın Rasûlü! Kız kardeşimin (şu) oğlunun çok ağrısı (rahatsızlığı) var.' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, başımı sıvazladı ve benim için bereket diledi (bana hayır duada bulundu). Sonra abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan (geri kalanını) içtim. Sonra arkasında durdum ve omuzlarının arasındaki çadır düğmesi (veya keklik yumurtası) gibi Peygamberlik mührüne baktım."
Bize er-Rabî' b. Yahya, ona Şube, ona Yezid Ebu Halid, ona el-Minhal b. Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre; Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Her kim eceli gelmemiş olan bir hastayı ziyaret eder ve onun yanında iken yedi defa Ulu Allah'tan ve arşın yüce Rabbinden sana şifa vermesini dilerim diye dua ederse Allah o hastayı kesinlikle bu hastalıktan kurtarır."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Mansur, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), bir hastayı ziyarete gittiğinde –veya kendisine bir hasta getirildiğinde- şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa, hiçbir hastalık izi bırakmasın." Amr b. Ebu Kays ve İbrâhîm b. Tahmân, Mansûr'dan; o da İbrâhîm ve Ebu Duhâ'dan: "Hasta getirildiği zaman" şeklinde (meçhul sigasıyla) rivayet etmişlerdir. Cerîr ise Mansûr'dan; o da Ebu Duhâ'dan sadece "Bir hastaya gittiği zaman", şeklinde rivayet etmiştir.
Bize Yezid b. Halid er-Ramli, ona İbn Vehb, ona Huyey b. Abdullah, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da İbn Amr'ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Bir adam bir hastayı ziyarete geldiği zaman Ey Allah'ım (bu) kuluna şifa ver. Senin (rızan) için düşmanla savaşır ve senin için cenazeye (namazı kılmaya) gider diye dua etsin." [Ebû Davud der ki: (Şeyhim) İbnü's-Serh, "(hadisteki إِلَى جَنَازَةٍ yerine) “إِلَى صَلاَةٍ / namaza (gider)" şeklinde rivayet etti.]
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Aişe (ra) şöyle rivayet etti: Nebi (sav) ailesinden (hastalanan) birisine korunması için dua eder, onu sağ eliyle sıvazlar ve şöyle derdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Ona şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." Süfyân dedi ki: Ben bu hadisi Mansur’a rivayet ettim. O, İbrahim’den; o Mesruk’tan; o da Aişe’den bunun benzerini nakletti.
Bana Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yahya, ona Süfyan, ona el-xxcA’meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Nebi (sav) onlardan herhangi birine (hasta olana) sağ eliyle dokunarak (sıvazlayarak) şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın.” Ben Mansur'a bu hadisten söz ettim. O da bana İbrahim, ona Mesruk, ona da Aişe isnadıyla yukarıdaki hadise benzer bir rivayette bulundu.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Aişe (ra) şöyle rivayet etti: Nebi (sav) ailesinden (hastalanan) birisine korunması için dua eder, onu sağ eliyle sıvazlar ve şöyle derdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Ona şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." Süfyân dedi ki: Ben bu hadisi Mansur’a rivayet ettim. O, İbrahim’den; o Mesruk’tan; o da Aişe’den bunun benzerini nakletti.
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Ebu Bişr (Cafer b. Ebu Vahşiyye), ona da Ebu Mütevekkil (Ali b. Davud), Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulüllah'ın (sav) ashabından bir grup bir sefere çıktı ve Arap kabilelerinden birisinin yanında konakladı. Onlardan kendilerini misafir etmelerini istediler. Kabiledekiler ise misafir etmekten kaçındılar. (O esnada) kabilenin reisini akrep soktu. Onun için her şeyle şifa aradılar ama hiçbir şey fayda vermiyordu. Onlardan bazıları, şu yanınıza konaklayan kafileye gitseniz, belki onların birinde reisinize fayda verecek bir şey vardır, dediler. Bunun üzerine birkaç kişi (kafileye gelip) reisimizi akrep soktu; kendisi için her çareye başvurduk fakat hiçbir şey fayda vermiyor. Sizden birinizin yanında arkadaşımıza şifa verecek bir şey, yani rukye (dua) var mı? diye sordular. Kafileden bir adam (ki o Ebu Said'dir): Ben dua ederim ama sizden bizi misafir etmenizi istedik, fakat siz misafir etmekten kaçındınız. Onun için ben de şimdi benim için bir ücret tayin edinceye kadar dua etmiyorum, dedi. Bunun üzerine onun için bir sürü koyun kararlaştırdılar, o da hastaya gelip üzerine Fatiha suresini okudu ve üfledi. Nihayet adam iyileşti, sanki bağından kurtulmuş (hayvan) gibi idi. (Kabile reisi) kafileye anlaştıkları ücreti verdi. Kafiledekiler sürüyü paylaşınız dediler. Okuyup dua eden (Ebu Said) ise Rasulullah'a (sav) gidip de meseleyi danışmadıkça yapmayınız, dedi. Onlar da Rasulullah'a (sav) gidip hâdiseyi anlattılar. Rasulullah (sav): "Onun (Fâtiha'nın) bu kadar tesirli bir dua olduğunu nereden bildiniz? İyi yapmışsınız, sizinle bana da bir pay ayırınız" buyurdu.