Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Şakik, ona da Ümmü Seleme'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hasta veya ölünün yanında bulunduğunuz zaman hayır söyleyiniz. Çünkü melekler sizin söylediklerinize amin derler." Ebu Seleme vefat ettiği zaman, Peygamber'e (sav) geldim ve ya Rasulallah! (Kocam) Ebu Seleme öldü dedim. O (Hz. Peygamber) bana; "Allah'ım! Beni ve onu bağışla! Onun arkasından bana güzel bir halef (eş) ver, diye dua et" dedi. Allah (cc) da bana ondan daha hayırlı bir eş verdi, (ki) o, Muhammed'dir (sav).


    Öneri Formu
3327 M002129 Müslim, Cenaiz, 6

Bize Haşimoğullarının azatlısı Ebu Said, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Hâris, Hz. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir hastaya dua ettiğinde şöyle derdi: 'Ey insanların Rabbi! Her türlü sıkıntıyı gider. Şifa ver. Şifa verici ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki hastada hiçbir hastalık bırakmasın."


    Öneri Formu
41075 HM000565 İbn Hanbel, I, 77

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Yezid Ebu Halid, ona Minhâl b. Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Herhangi bir Müslüman kul, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret edip de ona yedi kez 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim’ diye dua edecek olursa, mutlaka o hasta şifa bulur."


    Öneri Formu
42820 HM002137 İbn Hanbel, I, 239

Bize Ebu Muaviye, ona Haccâc, ona Minhâl b. Amr, ona da Abdullah b. Hâris, İbn Abbas’ın şöyle dediğini (hadisin râvisi Ebu Muaviye, İbn Abbas'ın bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) naklettiğini söyleyerek) rivayet etmiştir: "Kim bir hastayı ziyaret eder de yedi kez 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim’ diye dua edecek olursa, eceli henüz gelmemişse, Allah o hastaya şifa verir." [Abdullah b. Hâris dedi ki: Bu haberi bize Yezid, rivayetin Hz. Peygamber’e aidiyetinde şüphe etmeksizin rivayet etmiş ve hadisin isnadında Yezid’e muvafakat etmiştir.]


    Öneri Formu
42828 HM002138 İbn Hanbel, I, 239


    Öneri Formu

Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderî, -Lafız Said'e aittir- onlara Ebu Avane, ona Simak b. Harb, ona Mus'ab b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer, hasta olan İbn Amir'i ziyarete gitmişti. İbn Amir ona; ey İbn Ömer! Bana dua etmeyecek misin? diye sordu. İbn Ömer ise şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum: "Taharetsiz (abdestsiz) kılınan namaz ve ganimetten (kamu malından) aşırılarak verilen sadaka kabul edilmez." Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin.


Açıklama: Nevevî, İbn Ömer'in kendisinden dua isteyen İbn Âmir'e "Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin" demesini, Basra'da valilik yaptığı sırada haksız yere insanların malını almış olabileceğine dair bir telmih ve tövbe etmeye davet için söylenmiş bir söz olarak açıklar. (Nevevî, el-Minhâc şerhu Sahîhi Müslim b.el-Haccâc, Matbaatu'l-Mısrıyye, Kahire 1929, c. III, s. 103-104)

    Öneri Formu
1576 M000535 Müslim, Tahâre, 1

Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide, ona Ebu Bekir (b. Ebu Şeyde), Veki''in İsraîl'den rivayet ettiğini söylemiştir. Bunların hepsi bu hadisin benzerini Peygamber'den (sav) bu isnadla Simak b. Harb'den rivayet etmişlerdir.


Açıklama: Senedi verilen hadisin metni bir önceki [M000535] -2, [M000535] -3 hadislerde geçmektedir.

    Öneri Formu
1578 M000536 Müslim, Tahâre, 1

Bize Hasan b. Ali, ona Yezid b. Harun, ona Hişam b. Hassan, ona Muhammed b. Sirin, ona kardeşi Ma'bed b. Sirin, ona da Ebu Said el-Hudrî, Peygamber’den (sav) bu (önceki) hadisi rivayet etmiştir.


Açıklama: Önceki hadisin metni, D003418 geçmektedir.

    Öneri Formu
22388 D003419 Ebu Davud, Büyu' (icare), 37

Bize (Ebu Amr) Ubeydullah b. Muaz (el-Anberî), ona babası (Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî), ona Şube (b. Haccac el-Atekî), ona Abdullah b. Ebu Sefer (el-Hemdanî), ona (Ebu Amr Amir) eş-Şa'bî, ona da Harice b. Salt (el-Bürcümî), amcasının (İlaka b. Suhar et-Temimi) şöyle dediğini rivayet etmiştir: O (Harice'nin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun, yanına gelip şüphesiz sen o zatın (Peygamber'in (sav) yanından hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap dediler ve kendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler. Harice'nin amcası sabahlı akşamlı üç gün adama Fatiha suresini okudu (Fatiha süresiyle rukye yaptı). Sureyi her bitirişinde tükrüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş gibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata (ücret olarak) bir şey verdiler. Adam, Nebi'ye (sav) gelip durumu haber verdi. Nebi (sav); "ye, ömrüme yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ile yerler, sen ise hak bir rukye ile yersin" buyurdu.


Açıklama: Bâtıl rukye; yıldızları anmak, yıldızlardan ve cinlerden yar­dım dilemek şeklinde anlaşılmıştır. (Azimabadî, Avnü'l-ma'bud, III, 278)

    Öneri Formu
22395 D003420 Ebu Davud, Büyu' (icare), 37

Bize (Ebu Amr) Ubeydullah b. Muaz (el-Anberî), ona babası (Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî), ona Şube (b. Haccac el-Atekî), ona Abdullah b. Ebu Sefer (el-Hemdanî), ona (Ebu Amr Amir) eş-Şa'bî, ona da Harice b. Salt (el-Bürcümî), amcasının (İlaka b. Suhar et-Temimi) şöyle dediğini rivayet etmiştir: O (Harice'nin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun, yanına gelip şüphesiz sen o zatın (Peygamber'in (sav) yanından hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap dediler ve kendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler. Harice'nin amcası sabahlı akşamlı üç gün adama Fatiha suresini okudu (Fatiha süresiyle rukye yaptı). Sureyi her bitirişinde tükrüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş gibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata (ücret olarak) bir şey verdiler. Adam, Nebi'ye (sav) gelip durumu haber verdi. Nebi (sav); "ye, ömrüme yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ile yerler, sen ise hak bir rukye ile yersin" buyurdu.


Açıklama: Bâtıl rukye; yıldızları anmak, yıldızlardan ve cinlerden yar­dım dilemek şeklinde anlaşılmıştır. (Azimabadî, Avnü'l-ma'bud, III, 278)

    Öneri Formu
275025 D003420-2 Ebu Davud, Büyu' (icare), 37