235 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine Cerir, ona Mansur, ona Ebu Duhâ, ona Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir hastaya (ziyaret için) geldiği zaman ona şöyle diyerek dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." [Ebu Bekir'in rivayeti; ona dua etti (mazi ve başında fe harfiyle) ve "ve ente’ş-şâfî" (başında vav harfiyle) şeklindedir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir- o ikisine İbn Nümeyr, ona Hişam, ona babası, o da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) (şifa amacıyla hastaya) şu rukyeyi okurmuş; "ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider. Şifa senin elindedir. Onu senden başka çözecek (giderecek) yoktur."
Bize Kasım b. Zekeriyya, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Mansur, ona İbrahim ve Müslim b. Subeyh, onlara Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Ebu Avane hadisinin [Rasulullah (sav), bir hastayı ziyaret ettiği zaman şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! ona şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın."] Ve Cerir hadisinin [Rasulullah (sav) bir hastaya (ziyaret için) geldiği zaman ona şöyle diyerek dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." Ebu Bekir'in rivayeti; ona dua etti (mazi ve başında 'fe' harfiyle) ve "ve ente’ş-şâfî" (başında vav harfiyle) şeklindedir. ] bir benzerini söylemiştir.
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, onlara Hişam şu isnadla [babası, ona da Aişe (r.anha)] lafız olarak benzerini [Rasulullah (sav) (şifa amacıyla hastaya) şu rukyeyi okurmuş; "ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider. Şifa senin elindedir. Onu senden başka çözecek (giderecek) yoktur"] rivayet etti.
Bize Sureyc b. Yunus ve Yahya b. Eyyüb, o ikisine Abbad b. Abbad, ona Hişam b. Urve, ona babası ( Urve b. Zübeyr), ona da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) ailesinden biri hastalandığında Muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üflerdi. Kendisi vefatıyla neticelenen hastalığa yakalandığında (artık sesli bir şekilde bu sureleri okumadığında) ben ona (sureleri okumaya sonra) üzerine üfürmeye ve onun elleri benim ellerimden daha bereketli olduğundan onun (sav) eliyle (bedenini) sıvazlamaya başladım." [Yahya b. Eyyüb rivayeti Muavvizât şeklinde (elif lâmsız olarak) şeklindedir.]
Bize Yahya b. Yahya, ona -arz yoluyla- Malik (b. Enes), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona Urve (b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum."
Bana Ebu Tahir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid); (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ravh; (T) Bize Ukbe b. Mükrim ve Ahmed b. Osman en-Nevfelî, onlara Ebu Âsım (Dahhâk b. Mahled), onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), (bütün tariklerin ortak ravisi olarak) onlara (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî) Malik'in rivayetteki isnadıyla, [ona Urve, ona da Aişe (r.anha)] hadisin benzerini [Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum] rivayet etti. [(Malik'in içinde bulunduğu tarikin dışında ki) ravilerin rivayetlerinde; bereketini umarak /رَجَاءَ بَرَكَتِهَا kaydı yoktur. Yunus ve Ziyad'ın rivayetlerinde ise hadis şu şekildedir: Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üzerine üfler ve eliyle (bedenini) meshederdi.]
Bize Yezid, ona Haccâc, ona Minhâl, ona Abdullah b. Hâris, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir Müslüman, henüz eceli gelmemiş hasta kardeşini ziyarete ederek yanına girer ve yedi defa 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan filancaya çektiği acılarından şifa vermesini dilerim’ diye dua ederse, Allah azze ve celle o hastaya çektiği hastalığından şifa verir.”
Bize Hâşim b. Kasım, ona Şu’be, ona Ebu Halid Yezid, ona Minhâl b. Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyarete gelir de yedi kez ‘Kerim olan arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim’ diye dua ederse, o hasta şifasına kavuşur."
Bize Affân, ona Hammâd ona da Sâbit, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ashabından hasta olan ve hastalıktan civciv kadar kalan birisini ziyaret etmek üzere evine gitmişti. Nebî (sav) adama 'Sen Allah’tan bir şey mi diledin?' diye sordu. Adam 'Allah’ım! Ahirette günahlarıma karşılık vereceğin cezayı dünyada peşin ver' dedim diye cevapladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah’ın azabına dayanamazsın ki! Bunun yerine şöyle deseydin ya: Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru’."