211 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzak, ona Süfyan, ona Câbir, ona da Hayseme, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) gözlerinden rahatsız olan Zeyd b. Erkam’ı ziyaret etmek üzere yanına vardı. Ona 'Gözlerinde şöyle şöyle bir rahatsızlık olsaydı ne yapardın?' diye sorduğunda, Zeyd 'Sabreder ve sevabını Allah’tan beklerdim' diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) 'Şayet gözlerinde böyle bir rahatsızlık olsa (ve sen o dediklerini yapsan) Allah’a günahsız olarak kavuşurdun' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Ebu Üsame, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona İsmail b. Ubeydullah, ona Ebu Salih el-Eş'arî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) sıtma hastalığından rahatsız olan bir hastayı benimle birlikte ziyarete gittiğinde, hastaya şöyle söyledi: Sana müjdeler olsun! Yüce Allah (ateşli hastayla ilgili) şöyle buyurmaktadır: ‘Dünyada mümin kuluma musallat ettiğim ateşim, ahirette onun için cehenmem ateşinin yerine geçecektir'."
Açıklama: İsnad ceyyiddir. Ebû Sâlih el-Eş'arî 'nin ismi bilinmemektedir. Kendisinden pekçok kişi rivâyette bulunmuştur. Ebû Hâtim onun için la be'se bihi demektedir. Zehebî onu sika olarak kabul etmektedir.
Bize Muallâ b. Esed, ona Abdulaziz b. Muhtar, ona Halid, ona da İkrime, İbn Abbas’ın (r.anhuma) şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir keresinde hasta olan bir bedeviyi ziyarete gitmişti. Nebî (sav), bir hastayı ziyaret etmek için yanına vardığında 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' derdi. Bu bedeviye de aynısını dediğinde, bedevi 'Sen günahlarına kefarettir diyorsun, ama hiç de öyle değil. Bilakis o, yaşlı bir ihtiyarın tepesinde kaynayan veya fokurdayıp duran ve onu kabre sokacak olan bir humma hastalığıdır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Peki, öyle olsun o zaman' dedi."
Bize İshak, ona Halid b. Abdullah, ona Halid, ona da İkrime, İbn Abbas’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ziyaret etmek üzere bir hastanın evine gitmişti. Hastaya 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahların için kefarettir' buyurdu. Adam ise 'Aksine, yaşlı bir hastayı alev alev yakan ve onu kabre doğru sürükleyen (ölümcül) bir sıtmadır' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Peki, öyle olsun o zaman' buyurdu."
Bize Muhammed, ona Abdulvahhâb es-Sekafî, ona Halid el-Hazzâ, ona da İkrime, İbn Abbas’ın (r.anhuma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyaret etmek üzere yanına gitmişti. Ona 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Kefaret mi? Tam aksine! O yaşlı bir adamın tepesinde kaynayan ve onu mezara götürecek olan humma hastalığıdır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Peki o zaman, öyle olsun' buyurdu."
Bize Muallâ b. Esed, ona Abdulaziz b. Muhtar, ona Halid, ona da İkrime, İbn Abbas’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyarete gitmişti. Nebî (sav) ziyaret için bir hastanın yanına gittiğinde 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' derdi. Bu bedeviye de 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Günahlarıma kefarettir öyle mi! Bilakis o, yaşlı bir ihtiyarın tepesinde kaynayan veya fokurdayıp duran ve onu kabre sürükleyecek olan humma hastalığıdır' diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de 'Peki, öyle olsun o zaman' dedi."
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Zuheyr b. Muhammed, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: "Yüce Allah, Müslümanın başına gelen, yorgunluk, hastalık, gelecek kaygısı, üzüntü, başkalarından gördüğü eziyet, iç sıkıntısı, hatta ona acı veren bir diken batması dahil her musibeti o Müslümanın günahlarını örtmeye vesile sayar."
Bize Haccâc, ona Yunus b. Ebu İshak ve İsmail b. Ömer, onlara Ebu İshak, ona da Zeyd b. Erkam şöyle rivayet etmiştir: "Gözümde bir rahatsızlık meydana gelmişti. Bunun için Hz. Peygamber (sav) beni ziyarete geldi. Gözüm iyileşince dışarı çıktım. Hz. Peygamber (sav) bana 'Gözünde o rahatsızlık tekrar meydana gelecek olsa ne yapardın?' diye sordu. Ben de 'Gözümde böyle bir rahatsızlık olacak olsa, sabreder ve sevabını Allah’tan (cc) beklerdim' cevabını verdim. Allah Rasülü (sav) 'Gözlerinde o rahatsızlık olur ve sen de sabredip sevabını Allah’tan beklersen, Allah’a (azze ve celle) günahsız olarak kavuşursun' buyurdu.” [İsmail’in nakline göre Hz. Peygamber (sav) 'Sonra sabreder ve sevabını Allah’tan beklersen, Allah cennete girmeyi sana farz kılar' demiştir.]
Bize Affân, ona Hammâd b. Seleme, ona da Ebu Rabîa, Enes b. Malik’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ateşli bir hastalığa (hummaya) yakalanan bir bedeviyi ziyaret etmek üzere yanına varmıştı. Ona 'Bu hastalığın günahlarına kefaret ve onların temizlenmesine bir vesiledir' dedi. Bedevi 'Bilakis bu hastalık, yaşlı bir adamı alev alev yakan ve onu kabre doğru sürükleyen (ölümcül) bir sıtmadır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalktı ve oradan ayrıldı."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.