322 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velid, ona Şu‘be, ona Eş‘as, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Bera'nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize cenazelere katılmayı, hastayı ziyaret etmeyi, davete icabet etmeyi, mazluma yardım etmeyi, yapılan yemini kabul etmeyi, verilen selamı almayı ve aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demeyi emretti. Bize gümüş kapları, altın yüzükleri, ipeği, ibrişimli ipek elbiseyi, ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür) ve kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi yasakladı."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti. “Rasûlullah (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, davet edene icabet etmeyi, selamı yaymayı, mazluma yardım etmeyi ve yeminle istenilen şeyi yapmayı emretti. Bize altın yüzükleri, gümüşten içmeyi –veya ravi “gümüş kaplardan” dedi-, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları, ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür), ipeği, ibrişimli ipek elbisesi, kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi giymeyi yasakladı.”
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: “Rasûlullah (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize altın yüzüğü, ipekten ve ibrişimli ipekten mamul elbise giymeyi, ayrıca kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi ve ipek şeritli pamuk elbise (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür) giymeyi de yasakladı. (Hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulu kullanmayı da yasakladı. Bize cenazelere katılmamızı, hastayı ziyaret etmemizi ve selamı yaymamızı emretti.”
Bize Adem, ona Şu'be, ona Eş'as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin'in rivayet ettiğine göre Bera b. Azib (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber bize yedi şeyi yasakladı: Altın yüzük takmak –veya altın halka takmak-, ipek elbise giymek, (değişik kalınlıkta ve yoğunlukta) ipekli kumaş cinsinden dibac, istebrak giymek, kırmızı eğer yastığı kullanmak, ibrişimli ipek kumaş ve gümüş kap kullanmak. (Buna karşılık) şu yedi şeyi emretti: Hasta ziyareti yapmak, cenaze törenine katılmak ve cenaze namazını kılmak, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, selam almak, davete icabet etmek, bir arkadaşın senin hakkında "şöyle yapacaksın!" diye yemin etmesi durumunda (yapılacak şey bir günah, mefsedet vb. olmadığı sürece) onu yapmak, mazlumlara yardım etmek.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be, ona Eş’as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Emrettikleri şunlardı: "Hastayı ziyaret etmek, cenaze törenine katılıp namazını kılmak, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, davet edenin davetine icabet etmek, selamı almak, mazluma yardım etmek, yemin edenin yeminini bozdurmamak." Yasakladığı şeyler ise şunlardı: "Altın yüzük -yahut altın halka- takmak, ipek elbise giymek, ipek parça kullanılan elbise giymek, ipek astarlı elbise giymek ve (kırmızı) ipekli eğer yastığı kullanmak."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Amir, ona Züheyr, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Sakın yol üstüne oturmayın”. Bunu üzerine ashâb-ı kiramdan bazıları “Ey Allah’ın Resulü! Bazen konuşmak için oturmamız gerekebiliyor” dediler. Hz. Peygamber “Eğer illa oturacaksanız, yola hakkını veriniz” buyurdu. “Yol hakkı nedir?” diye sordular. Hz. Peygamber “Gözü haramdan sakınmak, yoldan geçenlere rahatsızlık vermemek, selamı almak, iyiliği emredip kötülükten alıkoymak” buyurdu.
Bize Veki', ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız" Rasûlullah, sözüne devamla şöyle buyurdu: "Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Amr b. Ali ve Yahya b. Davud, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Abdullah b. Haris, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Musa, ona Nafi', ona da İbn Ömer (r.a.), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Selamı yayınız, yemek yediriniz ve Allah azze ve celle'nin emrettiği gibi kardeş olunuz.".
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasûlullah (sav), bize yedi şeyi: Cenazelere katılmayı, hastayı ziyaret etmeyi, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, davet edene icabet etmeyi, mazluma yardım etmeyi, yeminle istenileni yerine getirmeyi ve selamı almayı emretti."