322 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb, ona Züheyr, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Hayr ona da Abdullah b. Amr, bir adamın Rasulullah'a (sav) hangi İslam daha hayırlıdır diye sorduğunu; Rasulullah'ın da; "Yemek yedirmen ve tanıdığına da tanımadığına da selam vermendir" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadiste hayırlı olan İslam/davranış olarak zikredilen ikramda bulunmak ve ayırım yapmaksızın herkese selam vermek, şahsiyet inşasında eşik olarak görülebilecek iki davranıştır. Zira bunlar, bencilliği, cimriliği ve kibri terk etmek anlamına gelmektedir. Verebilmek infak edebilmek Allah dostu kılarken, tersi ise şeytana yaklaştırmaktadır.
Bize Ebu Abdurrahman, ona Saîd, ona Abdullah b. el-Velîd, ona İbn Huceyra, ona babası (Ekber Ebu Abdullah Abdurrahman b. Hüceyra), ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır. Karşılaştığında (ona) selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunur, davet ettiğinde davetine icabet eder, hastalandığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesine iştirak eder, gıyabında onun iyiliğini İster."
Açıklama: Hadis sahihtir. عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْوَلِيدِ leyyin(Râvinin gevşek olduğunu ifade eden cerh terimi.)dir.
Bize Muhammed b. Mus'ab, ona Evzâî, ona Zührî, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın müslüman üzerinde hakkı beştir. Karşılaştığında ona selam verir. Aksırdığında (yerhamukellah) diyerek ona hayır duada bulunur. Hasta olduğunda onu ziyaret eder. Vefatında cenaze törenine katılıp namazını kılar. Davet ettiğinde davetine icabet eder." Muhammed (b. Mus'ab), "Babam Mus'ab, bu rivayetin garîb olduğunu söyledi" dedi.
Açıklama: Hadis sahih isnad ise Muhammed b. Mus'ab dolayısıyla hasendir.
Bize Muhammed, ona Amr b. Ebu Seleme, ona el-Evzaî, ona İbn Şihab, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir; Selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, davete icabet etmek ve aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demektir". [Abdurrezak ona mutabaatta bulundu ve 'bize Ma‘mer rivayet etti', dedi. Bunu (hadisi) Selâme, Ukayl’den rivayet etti.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Selâme b. Ravh arasında inkita vardır.
Bize Amr b. Halid, ona Leys, ona Yezid, ona da Ebu Hayr, Abdullah b. Amr (ra)'ın şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam, Rasûlullah'a (sav), İslam'daki hangi amellerinin daha hayırlı olduğunu sordu. Rasûlullah da şöyle cevap verdi: "Yemek yedirmen ve tanıdığın, tanımadığın herkese selâm vermendir."
Bize Muhammed b. Osman Ebu'l-Cemâhir, ona Saîd b. Beşir, ona Katade, ona Hasan, ona Semüre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bize imamın selamına karşılık vermemizi, birbirimizi sevmemizi ve birbirimizi selamlamamızı emretti."
Bize Yahya b. Adem, ona Süfyân, ona Eş'as b. Ebu Şa'sa, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Berâ b. Âzib'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav), bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, davet eden(in davetin)e icabet etmeyi, (aramızda) selamı yaymayı, aksırana 'Yerhamükellâh' (Allah sana merhamet eylesin) demeyi, yeminle istenilen şeyi yapmayı ve mazluma yardım etmeyi emretti. Bize altın yüzükleri, gümüş kapları, ipeği, ibrişimli (işlemelerde kullanılan kalınca bükülmüş ipek iplikli) ipek elbiseyi, kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları ve ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür kumaştır) yasakladı."